Bugün 18 Nisan 2024 Perşembe
  • Antalya21 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2488.081
    %0.66
  • Dolar
    32.5206
    %0.25
  • Euro
    34.8251
    %0.33

Binali Efe / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Binali Efe / KONUK YAZAR

Alevilerin Hızırı

15 Şubat 2018 Perşembe 00:36

Alevlilerin Hızır’ı Alevilerin kutsal günlerinden “Hızır Orucu” Bazı yörelere 9, 10 ve 11 Şubat, bazı yörelerde de 13, 14, 15 Şubat tarihlerinde üçer gün tutulan Hızır Orucu, bazı yörelerde ise yedi gün tutulur… Hızır, bugün oldukça geniş bir coğrafyada dara düşenlerin, ezilenlerin, karda tipiye tutulanların, denizde boğulmak üzere olanların, işkence görenlerin, hastaların, fakirlerin, “yetiş imdadıma ya Hızır” diyerek çağırdıkları ortak bir isimdir. Ölümsüz olduğu kadar Anadolu insanına umududur. Hızır; Alevilere göre, kimi zaman bir melek, kimi zaman kurtarıcı ve yaratıcıdır. Aleviler misafiri Hızır’la, Hızır’ı da Hz. Ali ile özdeşleştirmişlerdir. Hızır, Nebi’dir, (yani peygamberdir) Hızır, Şâh-ı Merdan Ali’dir. Ya da Hz. Ali’nin insanlara anında yardımcı olması için gönderdiği yeryüzünün temsilcisidir. Hızır Kültü’nün izlerini Nuh Tufan’ında, Tevrat’ta, Kur’an’da, Hz. Ali’nin kabrinin bulunduğu Necef’te, Hz. Hüseyin’in şehit olduğu Kerbelâ’da bulmak mümkündür. Yakın tarihimizde orta Asya’da Ahmet Yesevi’de, Anadolu’da da Hacı Bektaş Veli, Abdal Musa, Şah Kulu, Seyit Battal Gazi, Hamza Baba, Pir Sultan Abdal ve Dersimdeki Düzgün Baba’da olduğu gibi Alevi veya Sunilerin de ziyaret etmiş oldukları dergâhlarda yatan ermişleri Hızır suretinde gördükleri ve inandıkları için yaşatmaktadırlar.

Hızır inancının Dersimden 400 yıl önce göç edenler aracılığıyla Arnavutluk’a oradan da Makedonya’nın Tetova Kenti’nde bulunan Harbâti baba’ya kadar taşıdığını, gelenek ve görenekleriyle Balkanlar’da yaşatılmakta olduğunu bilmekte fayda vardır. Türkiye’den 1960’lı yıllarda işgücü olarak başta Almanya olmak üzere, Avrupa ülkelerine gönderilen Türk Müslümanlar aracılığıyla Hızır’ın Avrupa’ya ve hatta Amerika’ya tanıştırıldığı bilinmektedir.

Takdir edilir ki, “Hızır” adı, somuttan soyuta geçildiğinde; koruyucu, kurtarıcı, yaratıcı, yardımcı kimliği nedeniyle; yarı insan, yarı melek, yarı peygamber simgesi olarak karşımıza çıkabiliyor. Hızır, toplumsal yaşamda adalet ve güvencenin de sembolü olmuştur. Haksızlığa uğrayanları “Hızır belanı – cezanı – versin” dediklerini ve

burada haksızlığa uğrayanların Hızır’a sığındıklarını görüyoruz. Hızır Anadolu insanı için her zaman doğru, çalışkan, her yerde hazır – nazır, adaletli, yardımsever, dar günde imdada anında yetişen, Bilge, Ulu, Evliya veya Derviş’tir. Öte yandan Hızır’ın yaşadığı dönemle ilgili olarak çeşitli düşünceler bulunmaktadır. Ancak, Hızır’ın Hz. İbrahim döneminde yaşadığı Babil’den göç ettiği tezleri ile birlikte, Süleyman peygamber döneminde de yaşadığını iddia edenler de bulunmaktadır. Ancak, üzerinde ciddiyetle durulan iddialardan biri de Hızır’ın Hz. Musa’dan çok önce, İran hükümdarı Efridûn döneminde yaşadığı ve Zü’l-Karneyn’in öncü kuvvetlerini yönettiğidir. Bir başka iddia ise, Hızır’ın Hz. Musa döneminde yaşadığını anlatan bir söylenti de mevcuttur.

Anadolu da yaşayan Aleviler Sabah güneş doğarken yününü güneşin doğduğu yöne dönerek "Ya Hızır" diyerek dua ederler. Bir anlamda Hz. Âli'nin Şehit edildiğinde güneşe, yani Göğe gittiği anlamındadır. Özellikle Dersim bölgesinde Allah, Muhammet, Ali üçlemesi birlikte anılır.

Hızır Türk Milletinde olduğu gibi Tüm Müslüman coğrafyasında bilinen, tanınan ve inanılan umut kapısı olarak görülmektedir. Binali EFE

Bu yazı toplam 3631 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim