Antalya topraklarına 3 yılda 12 bin ton ilaç

Türkiye’de tarımsal öğretimin 172. yıldönümü dolayısıyla Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Antalya Ziraat Mühendisleri Odası işbirliğinde düzenlenen programda konuşan Antalya İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mustafa Özen, adeta özeleştiri yaptı. Antalya tarımına ilişkin sorunlara ve çözüm önerilerine dikkat çeken Özen, sektörün içerisinde yer alan paydaşların hepsine büyük sorumluluklar düştüğünü ifade ederek, iş ve güç birliğine ihtiyaç olduğunu kaydetti. Gelecekte yaşanabilecek sorunlara dikkat çeken Özen, ziraat mühendislerinden tarımsal anlamda büyük bir potansiyele sahip Antalya topraklarının korunmasını istedi. 

“İNSANLIĞIN İLK VE VAZGEÇİLMEZ SEKTÖRÜ”

Tarımın köklü bir sektör olduğunu belirten Özen, insanlığın ilk ve vazgeçilmez sektörü olduğunu dile getirdi. Günümüzü ilgilendiren sektörlerin ön plana çıkması nedeniyle biraz göz ardı edilmiş gibi görünse de yeniden tarıma dönüşün görüldüğünü ifade eden Özen, gelecekte de ayakta kalacak tek sektör olduğunu söyledi.

“ANTALYA TARIMSAL ANLAMDA TÜRKİYE’NİN BAŞKENTİ”

Antalya’nın tarımsal anlamda Türkiye’nin başkenti olduğunu ifade eden Özen, “Sektörel anlamda Antalya’daki olumlu veya olumsuz bir gelişmenin sadece ülkemizdeki bütün illeri değil, yakın coğrafyamızdaki bütün ülkeleri ilgilendiren bir konumdayız. 2 milyon 17 bin hektar yüzölçümü, 365 bin hektar tarım arazisi var. 254 bin hektar sulanabilir bir arazimiz bulunuyor. 270 bin dönüm civarında örtü altı yetiştiriciliğimiz var. Yıllık 6 milyon ton civarında yaş meyve sebze üretim miktarına sahibiz. Bunlar çok iyi altyapılar ve güzel rakamlar” dedi.

“SEKTÖRÜN PAYDAŞLARINA BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR”

Böylesine potansiyeli olan bir yerde sektörün paydaşlarına çok büyük sorumluluklar düştüğünü belirten Özen, “Önemli olan bu gücü korumak, yönetmek ve yönlendirmektir. Bunu yönlendirecek ve yönetecek olanlar da ziraat mühendisleridir. Bu sektörün paydaşlarına, özellikle bu sektörün aktörleri olan ziraat mühendislerine, ziraat mühendislerini yetiştiren hocalarımıza büyük sorumluluk düşüyor” diye konuştu.

“EN BÜYÜK PROBLEM İŞ VE GÜÇ BİRLİĞİNİN YAPILAMAMASI”

Antalya’daki sektör paydaşlarının çok güçlü olduğuna işaret eden Özen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özel sektör, STK’lar, ilaç bayileri, gübreciler, bunların ötesinde çiftçiler çok güçlü ama ilimizdeki en büyük sorun iş birliği ve güç birliğinin yapılamamasıdır. Sektörün paydaşı olan herkes kendi çapında büyük mücadeleler veriyor. Üniversitelerimiz araştırma yaparak projeler üretiyor, özel sektör ile araştırma enstitülerimiz aynı şekilde. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve bizler bir taraftan mücadele ediyoruz. Hepimiz bir mücadele içerisindeyiz ama yıllardır baktığımız zaman sanki Antalya ve Türkiye’de tarımın muhafazası, politika üreteni, koruyucusu Tarım Bakanlığı olmuş, geri kalanlar bir defans. Bir iş ve güç birliği yok. Öyle olunca bu hale geliyoruz.”

“İŞBİRLİĞİ YAPMAMIZ ELZEM”

1846 yılında başlayan Türkiye’de tarımsal öğretimin 172. yılının kutlandığına işaret eden Özen, “Bu bir milat olsun. Bu sektörü ileriye nasıl götürürüz noktasında değilim ama bizlerin bu tarihten itibaren sektörü nasıl koruruz noktasında büyük bir işbirliği yapmamız gerekiyor. Bu bir elzem” diye konuştu.

“SUYUMUZ VE TOPRAĞIMIZ OLMAZSA HİÇBİR ŞEY YAPAMAYIZ”

“Sadece Antalya’da değil, Türkiye’nin her yerinde çok ciddi bir susuzluk ve kuraklık bizi bekliyor” diyen Özen, “Geçen yıl ilk defa Antalya’da susuzluktan dolayı ‘Acil Eylem Toplantısı’ gerçekleştirildi. Türkiye’nin en sulak arazilerinde bu gerçekleşti. Suyumuz ve toprağımız olmazsa ne kadar bilgi ve donanım sahibi olursak olalım hiçbir şey yapamayız. Su ve toprak miktarımızı artıramayacağımıza göre o zaman mevcudu en güzel ve tasarruflu şekilde nasıl kullanırızın mücadelesini yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.  

“ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN HEDEFİ AYNI OLMALI”

Antalya’da 6 bine yakın ziraat mühendisi olduğunu söyleyen Özen, Antalya İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde 450 civarında ziraat mühendisi bulunduğunu bildirdi. 2016-2017 yıllarında eğitim yayım çalışmaları kapsamında 120 bin kişiye ulaşıldığını belirten Özen, “2 milyon 300 bin kişilik nüfusa sahip Antalya’da sadece tarımla iştigal eden çiftçi sayısı 156 bin. Biz 156 bine bile 2 yılda ulaşamamışız. Antalya’daki 450 ziraat mühendisinin değil 6 bin ziraat mühendisinin hedefi aynı olmalı” dedi. Bilgi ile teknolojinin tarımla buluşmasını önemsediklerini de kaydeden Özen, eğitim yayım çalışmaları kapsamında 2018 yılında 400 bin kişiye ulaşmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

“ZİRAAT MÜHENDİSLİĞİ GİDİYOR, YERİNE TÜCCARLIK GELİYOR”

Ziraat fakültelerinden mezun olan öğrencilerin ilaç veya gübre bayi olarak ticaretle iştigal ettiklerinde diplomalarını rafa kaldırdıklarını kaydeden Özen, “Ziraat mühendisliği gidiyor, yerine tüccarlık geliyor. Siz dünyaya para kazanma gözüyle bakarsanız her şeyi yapabilirsiniz” diye konuştu.

“3 YILDA 12 BİN TON BİTKİ KORUMA İLACI ATILDI”

Antalya topraklarına son 3 yılda atılan bitki koruma ilacı miktarlarına dikkat çeken Özen, sözlerini şöyle noktaladı:

“2015 yılında Antalya genelinde kullanılmış olan bitki koruma ürün miktarı 4 bin 200 ton. 2016 yılında 3 bin 800 ton. 2017 yılında da 4 bin ton. Biz, geleceğimize emanet etmeyi planladığımız, 81 ilin tamamını hatta yakın coğrafyadaki ülkeleri beslediğimiz bu güzel topraklarımıza 3 yılda 12 bin ton bitki koruma ilacı atmışız. Buna ziraat mühendislerimiz öncü ve aracı oldu. O yüzden birbirimizi eleştirmek yerine biran evvel ortak bir noktada buluşarak bu varlığımızı nasıl muhafaza ederiz, geleceğimize, kendi çocuklarımıza sağlıklı şekilde nasıl emanet ederiz noktasında acil olarak çalışmamız gerekiyor.” HABER: YUSUF KATRAĞ