Bugün 29 Mart 2024 Cuma
  • Antalya24 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2324.854
    %0.78
  • Dolar
    32.3718
    %0.13
  • Euro
    34.9834
    %-0.24
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Antalya’nın dönüşüme ihtiyacı var”
04 Mart 2020 Çarşamba 16:53

“Antalya’nın dönüşüme ihtiyacı var”

Antalya’nın yabancıya konut satışında İstanbul’dan sonra ikinci sırada yer aldığını belirten Turkuvaz Medya Gayrimenkul Yazarı Yavuz Karaman, daha fazla yabancıya konut satışı için kentte dönüşüme ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Konyaaltı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (KONYSİAD)’ın olağan üye toplantısı, dün sabah şehir merkezindeki bir otelde gerçekleştirildi. Konyaaltılı iş insanlarının konuşmacı konukları Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç ve Turkuvaz Medya Gayrimenkul Yazarı Yavuz Karaman oldu. Şehitler için saygı duruşuyla başlayan toplantının açılışını gerçekleştiren KONYSİAD Başkanı İlhami Kaplan, “İçimiz yanıyor. Şehit haberleri bizi derinden sarsıyor ve ne yazık ki çaresizce bu durumun son bulmasını beklemekten başka bir şey gelmiyor elimizden ama sanırım politikalar bu kadar çaresiz olmamalı” dedi. Türkiye ekonomisine dikkat çeken konuk konuşmacılar ise, Antalya’nın avantaj ve dezavantajlarına işaret ettiler.

 

“HER ŞEY HERKESİ ETKİLİYOR”

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan KONYSİAD Başkanı İlhami Kaplan, kadın veya erkeğin asla birinin diğerinden daha önemli veya gereksiz olamayacağının altını çizdi. Para ve ekonominin hep zirvede olduğunu ve yerini hiçbir şeye bırakmadığını söyleyen Kaplan, mesafelerin önemini yitirdiği bir zamanda yaşadığımıza dikkat çekti. Globalleşme olgusunun ‘bana ne’ deme lüksümüzü ortadan kaldırdığını belirten Kaplan, bağlantısallığa  inananlardan olduğunu kaydederek, “Her şey herkesi etkiliyor, görüyoruz. Hele ki ucunda gücün değişmez elementleri varsa, ne Avrupa-Afrika’ya ilgisiz, ne Amerika-Çin’e, hatta hiç birine. İlgisiz kalmak diye bir şey söz konusu olamaz artık. Ortalıkta bir resesyon kelimesi dolaşıyorsa, bu bütün dünyanın resesyonu oluveriyor birden” diye konuştu.

samiii_3439.jpg

KONUKLARA KONUT SEKTÖRÜNÜ SORDU

Montey’nin "Paranın saklanması, kazanılmasından daha zahmetli bir iştir" sözünü hatırlatan Kaplan, “Paramızı ne yapalım? Bizler konuta yatırım yapmayı garantili bulurken hep, şimdilerde gayrimenkul sektöründe de ters giden gelişmeler var. İnşaat firmalarının pek çoğu döviz endeksli ürünle iş yaptıklarından, fiyat artışları da dövizle doğru orantılıyken, artık ters orantıya geçti konuttaki arz-talep dengesinin bozulma sebepleri malum” diyerek konuk konuşmacılara “Konut alımındaki profil değişti mi? Artık bu sektörde hamleler nasıl olmalı? Bahsedildiği gibi konut sayısı talebin üzerinde mi?” sorularını yöneltti.

 

“TÜRKİYE’DEKİ SORUN KATMA DEĞERLİ ÜRETİM”

Türkiye’nin en büyük sorununun üretim olduğunu kaydeden Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç ise, “Çok çalışıyor, çok üretiyoruz ama neden bir noktaya varamıyoruz? Hem çalışmanın hem de üretmenin çok da bize faydası olmadığı günler geçiriyoruz. Çünkü, artık katma değerli üretim, verimli çalışma olmadığı sürece elimize hiçbir şeyin geçmediğini görüyoruz” dedi. Amerika’daki halka açık 4 tane şirketin her birinin 1 trilyon doların üzerinde piyasa değerine sahip olduğuna dikkat çeken Andaç, Türkiye’deki en büyük şirketin ise 8.2 milyar dolarlık değere sahip olduğunu kaydetti. “1 trilyon dolar neresi, 8.2 milyar dolar neresi” diyen Andaç, “Bizdeki en büyük şirketin 175 tanesini yan yana dizsek Amerika’dakinin 1 tanesi anca ediyor” diye konuştu. Bunun Türkiye’de farklı şeyler yapılması gerektiğini gösterdiğine değinen Andaç, “Bildiğimiz, geleneksel yollarla gidersek 5, 10, 50 yıl sonra bu makasın çok daha farklı açılacağını söyleyebiliriz. Çünkü, sadece Amerika değil, Çin ve ardından Hindistan geliyor. Avrupa tekrar dirilmeye başlıyor” ifadelerini kullandı.

 

“YENİ PAZARLAR ÖNEMLİ”

Suriye’deki gerilimine dikkat çekerek Antalya’nın turizm ve tarımda Rusya ile çok iyi ilişkileri olduğunu hatırlatan Andaç, “Kaslarımızı kuvvetlendirirken bunu da düşünmemiz gerekiyor. Yeni pazarlar önemli. Rusya butona bastığında Antalya ekonomisinin nasıl sekteye uğradığını uçak krizinde gördük. Keşke, Rusya yerine alternatif pazarlarda güçlendirseydik kendimizi diyoruz” açıklamasında bulundu.

 

“GÖSTERGELER OLUMLUYA DÖNMEYE BAŞLADI”

2019’un kriz yılı olduğunu belirten Andaç, jeopolitik risklerin tırmandığı 2020’nin 2019’u arattığını söyledi. Ekonomik açıdan Türkiye için göstergelerin olumluya dönmeye başladığını kaydeden Andaç, sanayi üretiminin arttığını, büyümenin artıya döndüğünü, faizlerin gerilediğini söyledi. Faizlerin düşmeye devam edeceğini belirten Andaç, dolarda da yukarı doğru hareket beklentisi olduğunu ifade etti. Altının güvenli liman olmayı sürdüreceğini dile getiren Andaç, mevduatın cazip bir seçenek olmaktan çıktığını kaydetti.

sam_3443.jpg

“ENFLASYON BAŞIMIZIN BELASI, ATLIN, DOLAR VE EURO’YA YATIRIM ÇOK KAZANDIRDI”

Enflasyonun Türkiye’nin başının belası olduğunu dile getiren Andaç, şunları dile getirdi:

“Yüzde 12.15’lik enflasyon belasını atlatmak çok kolay değil. Enflasyonu aşağı çekiyorsunuz bu sefer başka dertler ortaya çıkıyor. Enflasyonu düşürmek çok kolay olmayacak. Son 10 yıllık getirilerde mevduatın herhangi bir yeri yok. Yatırımcının yüzde 70’in üzerinde parasını mevduata yatırdığını biliyoruz ama son 10 yılda parasını reel bazda kâra çeviremediğini görüyoruz. Bu dönemde altın, dolar, Euro’ya yatıranların çok daha fazla kazandığını görüyoruz.” 

 

“BORSADA YÜKSELİŞ BEKLENEBİLİR”

Türkiye’de borsanın cazibe merkezi haline getirilmeye çalışıldığını belirten Andaç, borsanın 160-180 bin aralığına gitme ihtimali olduğunu kaydederek hükümetin hedefleri doğrultusunda giderse ciddi bir yükseliş beklenebileceğini söyledi. Korona Virüs’e de dikkat çeken Andaç, “Korona Virüs Türkiye’de yok. İnşallah gelmez ama başta Çin olmak üzere Avrupa ve Amerika borsaları tarihi düşüşlerini yaşıyor. 2008 yılında Amerika’daki çöküş benzeri bir dönem var. Korona’yı çok da hafife almamak gerekiyor” açıklaması yaptı.

 

“GAYRİMENKULÜN GETİRİSİ HEPSİNDEN FAZLA OLDU”

Türkiye’de gayrimenkulün çok konuşulduğunu belirten Turkuvaz Medya Gayrimenkul Yazarı Yavuz Karaman ise, “Gayrimenkul sektörü 2005 yılından itibaren Türkiye’de bir ivme gösterdi. Markalı konut algısı önce İstanbul’da kendini gösterdi ve daha sonra Ankara, İzmir, Bursa ve bir bölümü Antalya olmak üzere Türkiye’ye yayıldı. 2005’ten beri mevduat, döviz, altın gibi getirisine baktığımızda gayrimenkul sektörü hepsinden çok daha fazla bir getiriye sahip oldu” dedi.

sam_3448.jpg

“ESKİ ETKİSİNİ YİTİRDİ”

“Gayrimenkulü revaçta kılan şey yatırım özelliğiydi. 1’e alan 2-3’e çok rahat katlıyordu. Çok da rahat satıyordu” diyen Karaman, gayrimenkule ilginin düşüşünü şöyle açıkladı:

“Sektör yatırım, getiri özelliğini kaybetti. Bugün satın alınan gayrimenkul eskisi kadar gelir elde ettirmiyor. Bu nedenle de alternatif yatırımlara yönelme oldu. Faizlerin de çok yüksek olması sebebiyle gayrimenkul sektörü son dönemde eski etkisini yitirdi. Ekonomide herhangi bir sorun olmadığı, duvara toslamadığımız sürece gayrimenkule hiçbir şey olmaz. Ne zaman ki Türkiye’de ekonomi sıkıntıya girdi, gayrimenkulde de sıkıntılar başladı.” Karaman, Türkiye’deki nüfus artışı ve dış göçün önümüzdeki dönemde sektörde canlanmaya neden olacağını da sözlerine ekledi.

 

“GAYRİMENKULDE GÜVEN SORUNU YOK”

Gayrimenkulde güven sorunu olmadığının altını çizen Karaman, “İnsanlar dolandırılabiliyor, inşaatlar yarım kalabiliyor ama bunlara rağmen insanlar gözü kapalı bir çanta dolusu parayı müteahhide teslim edebiliyorlar. Bu anlamda sektörün güvenle bir sorunu olmamakla birlikte getiri özelliğini kaybetmesi sektörü biraz geri plana itti” diye konuştu.

 

“STOKLAR BÜYÜK ORANDA AZALDI”

Türkiye’de 1 milyon civarında gayrimenkul stokundan bahsedilebileceğini belirten Karaman, şunları dile getirdi:

”Her yıl 1 milyon 300 bin civarında gayrimenkul satılıyor ama son 3 yıldır yeni inşaat ruhsatı, iskan verilmiyor. Maliyetler yükseldi. İnşaat firmaları yeni projelere başlamıyor. Eskiden İstanbul’da her ay 10 proje açıklanırken, şuanda yılda 10 proje açıklanmıyor. Arzın yavaşlaması demek stoklara yönelmek demektir. Stokların büyük oranda azaldığını söyleyebiliriz” açıklamasında yaptı. Londra’yı örnek göstererek orada arzın sürekli sınırlı tutulduğuna dikkat çeken Karaman, Türkiye’de inşaatçıların kendi hissiyatlarıyla hareket ettiklerine ve bundan dolayı stokların oluştuğuna işaret etti.

sam_3458.jpg

“ANTALYA, YABANCIYA KONUT SATIŞINDA İKİNCİ”

Antalya’nın gayrimenkul konusunda iyi olduğunu ve daha iyi olabileceğini söyleyen Karaman, sözlerini şöyle sürdürdü:

“2015 yılından bu yana satışlara baktığımızda Antalya, İstanbul, Ankara ve İzmir’den sonra en çok konutun satıldığı 4’ncü il pozisyonunda. Antalya’yı nüfusu ile kıyasladığımızda konut satışları normal. Yabancıya satış noktasında Antalya için her şey değişebilir. Antalya, Türkiye’de genel konut satışında 4’ncü sıradayken, yabancıya satışta ikinci sırada. İstanbul birinci, Antalya ikinci sırada. 2017’ye kadar normal seyrediyor. 2018’de yabancıya vatandaşlık verilmesiyle ilgili 1 milyon dolar olan sınır 250 bin dolara indirilince talep artıyor. 2018’den itibaren satışlarda çok ciddi ivmelenme yaşanıyor. İstanbul’la birlikte Antalya, yabancıya satışın neredeyse yarıya yakınını üstleniyor.”

 

“ANTALYA’DA FİYATLAR ÇOK UYGUN”

Karaman, yabancıların Antalya’dan konut almasının sebeplerini ise “Antalya’da fiyatlar çok uygun. Konutların ortalama metrekare fiyatı 2500 lira. Bu çok uygun ve yabancıya satışı tetikleyen bir durum. Konut fiyatları 180 bin ila 300 bin lira arasında değişiyor” diyerek açıkladı.    

 

“ANTALYA’NIN SIKINTILARI VAR”

Yılda 15 milyonun üzerinde turist gelen Antalya’da, yabancıya konut satışı oranının düşük olduğuna işaret eden Karaman, Antalya’nın İstanbul’u geçmesi gerektiğini söyledi. Karaman, Antalya’nın İstanbul’un gerisinde kalmasının nedenlerini ise şöyle kaydetti:

“Antalya’yı bir dünya markası olarak görüyoruz ama altı ne kadar dolu, ayakları ne kadar sağlam? Yurt dışında bir dünya markası Antalya’dan bahsediyoruz ama yurt içinde emeklilerin yaşayayım dediği bir kent. Bu tezatlık oluşturuyor. Bodrum’a gittiğinizde bambaşka bir profil, İstanbul her yerden insanın gittiği bir yer. Antalya, neden Bodrum olamıyor? Bunların sorgulanması lazım. Antalya, yazlık algısı var. Büyük çoğunluğu 20-30 yıl önce küçük müteahhitler ve kooperatif mantığıyla yapılmış konutlar var. Şehircilik ilkeleriyle uymayan bir yerleşim yapısına sahip. Bunun da dezavantajlarını görüyoruz. Siz konut aldığınızda trafiğiyle, çevre düzeniyle, parkıyla, sosyal tesisleriyle, yaşam kalitesi ve eğlencesiyle, her şeyiyle alıyorsunuz. Antalya dönem dönem bunları sağlıyor ama topyekun sağlamakta sıkıntı çekiyor. Avrupa’ya gittiğimizde biliyoruz ki o kentteki tüm kaliteyi satın alıyoruz. Antalya’nın bu konuda ciddi bir sıkıntısı var. Antalya’nın dezavantajlarının yanında avantajları da var. Miami örneği var. Antalya belli bir coğrafyadan gayrimenkul yatırımı alırken, Miami dünyanın her yerinden alıyor. Biz Antalya’yı neden bu hale getiremiyoruz? Bunları sorgulamak lazım.”

 

“AMORTİSMAN SÜRESİ 10 YIL OLMALI”

Gayrimenkul amortisman süresinin de 10 yıla düşmesi gerektiğini belirten Karaman, “Bu olduğu zaman diğer insanlar da gelip Antalya’dan gayrimenkul alacaktır. Kiralamalarla ilgili sıkıntılar ele alınarak çözüm üretilmesi lazım” diye konuştu.

 

“ANTALYA’NIN DÖNÜŞÜME İHTİYACI VAR”

Kentsel dönüşüm açısından Antalya’daki niteliksiz yapı stokunun büyük bir fırsat sunduğunu belirten Karaman, “Antalya’nın bir dönüşüme ihtiyacı var. Bu oturulup konuşulmalı. Siz kentin her yerini imara açarsanız piyasayı canlı tutamıyorsunuz. Kentsel dönüşümle şehir merkezini dönüştürmeye çalışırken diğer tarafta çeperleri imara açtığınızda fiyatları oturtamıyorsunuz. Kentsel dönüşüm yapıyorsanız imarı kapatacaksınız” şeklinde konuştu.

sam_3456.jpg

PLAKET TAKDİM EDİLDİ

Toplantının sonunda konuk konuşmacılara, günün anısına Antalyaspor ve KONYSİAD logolarının bulunduğu atkı ve plaket takdim edildi. Toplantı, toplu fotoğraf çekimiyle son buldu. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 1361 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim