Binali Efe / KONUK YAZAR

 

  31 Mart  günü Türkiye’de yerel seçim var. 

   CHP’liler beş yıl önce Prof. Dr. Mustafa Akaydın ’la girmiş oldukları büyükşehir belediye seçimin de olduğu gibi gene param parça, gene kavgalı, gene dargın girmektedirler…

   AKP’li Belediye Başkanı Menderes Türelin ’in arkasında İktidarın parası varsa, CHP’li Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in yüreğinde imanı arkasında 19 ilçe, 74 belde 539 köy ve partilileri var!  

   CHP’nin yılmaz savaşçıları yorgun, halde olsalar da, sıcak, soğuk demeden, örgütün tozunu yutan, terini döken, parasız, pulsuz ve hiç bir karşılık beklemeden, koşan, koşturan, kadını, kızı, erkeği, genci ve yaşlısı partinin geleceği ve idealleri uğruna, Cumhuriyet, hürriyet ve bağımsız Türkiye ve Antalya’nın geleceği için mücadele vererek can siper hane çalışmaya devam ediyorlar. 

   Ama… CHP tabanı hiçbir karşılık beklemeden çalışırken, Genel merkez ve Antalya üst kurul yöneticileri birlik ve beraberlik için bir remin dahi vermedikleri gibi ne yaptıkları ve ne yapacakları halen muamma gibi…

   Antalya’da kime sorarsanız sorun? Partili, partisiz  veya kararsızlardan alacağınız tek ve net cevap şudur; “Parti içi kavgalar bitmedikçe, sen, ben, kavgası devam ettikçe asla ve katta büyükşehir belediye başkanlığı kazanılması pek mümkün olmayacağını” söylerler…

   Ayrıca, Genel merkez şiddetle eleştirilirken şunları söylemektedirler.

   Genel Merkez tarafından atamış olduğu, Büyük şehir belediye başkan adayını “meydan muhaberesini kazanmak için değil tam aksine kayıp etmesi için, elinden tüm silahları alınmış, esir edilmek için kurgulanmış tuzak gibi” algılanmaktadır… 

“AKP’nin Genel Başkanı ve Türkiye Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayip Erdoğan parti içi çok radikal kararlar alıyor olmasına rağmen, tavandan tabana kadar hiç kimse eleştiremiyor.  Ancak CHP’den daha çok başarılı olduğu inkâr edilemez…

   CHP de ise “Genel başkan sayın Kemal Kılıçtaroğlu MYK tarafından alınan her karar partililer tarafından sınırsız ve bazen de acımasızca eleştiriliyor ve kavgalara, dargınlıklara, ayrılıklara yol açıyor. “Dün olduğu gibi bugün de eleştiri tam yol devam ediyor.” Bunun adına da özgürlükçü demokrasi deniyor. Nerdeyse alınan her karar herkes tarafından ulu ortam acımasızca eleştiriliyor.

   Mesela; Muratpaşa ve Konyaaltı temayül yoklaması yazboz tahtasına dönüştü. Bu tür olaylar CHP üyelerini rahatsız ettiği gibi üst ve orta parti yöneticilerini, de üzüyor. Yani; birinin ak dediğini bir diğer yönetici “kara demeye” devam ediyor demek istiyorlar.  

   Bir an için, “AKP içinde olmazsa olmaz olan demokrasi ve düşünce özgürlüğünün olmadığını var sayalım”. Kısmen de doğrudur. Ancak CHP de özgürlüğün en daniskası var da ne oldu?  Dedikodu, sosyal medya da kirli bilgi akışı, kavgadan, dövüşten, ayrılıklardan başka ne ye yarıyor diye de ciddi eleştiriler var olduğu herkesçe malumdur…

Aslına bakarsanız parti içi yaptırımlar ne AKP gibi sert ne de CHP gibi yumuşak olmaması en doğru yöntemdir. Ancak… “AKP tek adamlılıktan, CHP’de birçok adamlılıktan” vaz geçip orta yolu bulamıyorlar?

   Yani “Keskin sirke küpüne zarar veriyor”…

   CHP’lilerin asıl amacı Muhittin Böcek’i Büyükşehir Belediye başkanı yapmak isterlerse işleri zor olmasa gerek… Tecrübeli, deneyimli, üreten ve ”Halka hizmet Hakka hizmet” desturuyla 20 yıldır aralıksız çalışan, kendini ispatlamış olması Büyükşehir belediye Başkanlığını almayı hak ediyor.   

   Davaya, bütünlük içinde bakıldığında, sanki belediye başkanlığı kazanılmayacak gibi görüntü olsa da alınılacak olan bazı basit kararlar, strateji ve taktiklerle kazanmak için her zaman Kırk açık kapı vardır… Hem de çok ama çok kolay.

   Nasıl mı? Anlatayım…

CHP’nin Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçtaroğlu’nun yerinde ben olsam şöyle yaparım;

Antalya Büyükşehir belediyesini almak istiyorsa eğer; Hiç zaman kayıp etmeden, hemen şimdi, Antalya sorumlularını genel Merkez Kozmik odasında toplantıya çağırarak, Ülke ve Partinin geleceği için Antalya’nın ne kadar önemli olduğunu ilk ağızda anlatmalıdır.

Anlamıyorlarsa veya anlamak istemiyorlarsa anlayacakları dilden anlatırım. Âmâ ’sız, lakin ’siz, fakat ’sız çalışmaları için gerekli olan tüm argümanları denerim. 

Oda mı olmadı? “Benden günah gitti demeli ve Büyükşehir belediye başkanlığını kazanmak için el birliği yapıp Muhittin Böcek’i o makama oturtmadığınız takdir de vallahi de billahi de gerekeni yapar çalışmayan sorumluları tetkik ve tespit eder görevden alırım” demeli…  Veya “bir dahaki seçimde hiç biriniz gözüme görünmeyin” demeli. 

Der mi demez mi bilmem ama bence demelidir…  Çünkü başka çare kalmadı. Umudunu CHP’ye bağlayanların ümitleri bitmek üzere, kopmalara hatta isyanlara dönüşe bilir…

Parti içi hizipçilik, dövüş, kavga, sen, ben, o düşmanlığı, CHP’de içinde salgın ve bulaşıcı hastalık haline gelmişken “Kan Kıran’a”  dönüşmeden aşağıda ki Parti’nin karar mekanizmasında sorumluluğu bilinen ve taşıyan dava arkadaşlarını çağırarak bu anlamsız ve lüzumsuz hastalığı tedavi etmek maksadıyla hep beraber neşteri vurmalıdırlar!

Antalya’da Genel Başkanı temsil eden İl Başkanı Ahmet Kumbul.

Büyükşehir Belediye başkan adayı, Muhittin Böcek.

Muratpaşa Belediye Başkan adayı, Ümit Uysal.

Antalya Milletvekillerinin tamamı ama eksiksiz!

Antalya’nın, 19 ilçe belediye başkan adaylarını.

Antalya’nın, 19 ilçe Başkanlarını.

Antalya’nın bir önceki Milletvekillerini.

Antalya’nın, bir önceki belediye başkanları ile beraber gerek görüldüğün de kanaat önderleri, hatta 74 belde temsilcileri dâhil 539 köy muhtarı olmak üzere Genel Merkezde acil bir toplantıya çağrılarak gereken karar gerektiği şekilde alınmalıdır.

Toplantıya davet edilenlerinin hepsine anlayacakları dilden anlamaları için gerekli görünen her türlü siyasi metotlar uygulanmalıdır.

Hatta daha öteye gidilerek, büyükşehir belediye başkanlığı kazanılmadığı takdirde başta İl Başkanı olmak üzere, 19 ilçenin ilce ve belediye başkanlarını yanı sıra Milletvekilleri dâhil olmak üzere bu başarısızlık da payı olanların hepsi siyasi kurallar içinde sorgulanmalıdır ve faturası ödetilmelidir. 

İyi Parti ile yapılan ittifak ve Antalya’da güçlü olan Süleymancılar, Yörükler, Alevi kuruluşları olan vâkıf ve dernek başkanları ve kanaat önderlerini, Kürt kökenli vatandaşları temsil eden siyasi parti ve önderleri ile ciddi görüşmeler yapılarak “ittifak” sağlandığı takdirde CHP’ye Büyükşehir’i kazandıracağı gibi Muhittin Böcek’te koltuğa oturması garanti olur.

Genel merkez, Milletvekilleri, il ve ilçe başkan ve yöneticileri, belediye başkan adayları bu Temennilerimi dikkate aldıkları takdirde Antalya Büyükşehir belediye başkanlığı çantada keklik sayılır.

Tersini düşünmek; Büyükşehir Belediye sini kayıp etmekle kalmadığı gibi Cehenneme yolculuk için şimdiden biletlerini almalıdırlar.

Hani derler ya; “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir” ya da, 

“Ya Hero,ya da Mero” demenin tam da vaktidir, başka da yolu yoktur…

Şimdiden önlem alınmadığı takdirde, yine yenilgi yine hüsran, dün olduğu gibi aynı üzüntüyü CHP’liler yaşamak zorunda kalacaklardır. 

“Dost acı söyler, Ama doğru söyler”

Binali Efe