Bugün 28 Mart 2024 Perşembe
  • Antalya19 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2297.275
    %0.94
  • Dolar
    32.3247
    %0.22
  • Euro
    35.0665
    %-0.10
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Çiftçiliğin itibarı artırılmalı”
15 Eylül 2017 Cuma 07:00

“Çiftçiliğin itibarı artırılmalı”

Çiftçiliğin, toplumun tamamını doğrudan etkileyen saygın bir iş olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, prestiji düşük olarak algılanan çiftçiliğin itibarının artırılması gerektiğini söyledi.

"Çiftçilik saygınlıktır" diyen Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Yayım Bilimdalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, tarımın saygın bir iş olduğunu ve itibarının artırılması gerektiğini savunarak, çiftçilere tarımdaki rolleri nedeniyle teşekkür etti. Kente göçün en önemli nedenlerinden birinin çiftçiliğin prestijinin düşük algılanması olduğunu vurgulayan Özçatalbaş, toplumdaki bu kabulün sektörü olumsuz etkilediğini ve haksız bir durumun ortaya çıkmasına yol açtığını söyledi. Çiftçiliğin özelliklerinden bahsederek, tarımda yapılması gerekenleri ortaya koyan Özçatalbaş, “Tarım ve çiftçilik toplumun tamamını doğrudan etkileyen ciddi ve saygın bir iştir. Bu nedenle üreticilerin ve karar vericilerin keyfiyet ortaya koyacağı bir alan değildir. Romantik bakışı, ciddiyetsizliği ve sorumsuzluğu kaldırmaz” diye konuştu.

“ÇİFTÇİLİK TEMBEL İŞİ DEĞİL, AKSİNE SAYGIN BİR İŞ KOLUDUR”

Çiftçiliğin tembel işi değil, yüksek itibarlı ve saygın bir meslek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Özçatalbaş, “Çiftçiliğin ne kadar zor ve karmaşık olduğu açıktır. Çiftçilik bazı yanlış algılarla sunulduğu gibi tembel işi değil tam aksine zihinsel ve bedensel gücün tam olarak işe yansıtıldığı, insanlığın devamı için zorunlu olan gıda maddesi üretiminin yapıldığı çok saygın bir iş koludur. Bugün, var olan kırdan kente göç ve kırda yaşayanlar için kırın cazibesinin düşmesi önemli bir gündem maddesidir ve çok önemli sorunların varlığına işaret etmektedir. Göç temel bir sonuç olsa da, diğer etkenlerle birlikte ele almak ve bu sorunun kök nedenine inmek gerekmektedir. Burada ulaşılması gereken temel hedef, kırda yaşamanın itibarının artırılmasını sağlayarak, kırın cazibesini yeniden ve kalıcı bir şekilde yükseltmek olmalıdır” dedi.

“ÇİFTÇİLER, KENDİLERİNİ YENİLEYEN GİRİŞİMCİLERDİR”

Tüm dünyada çiftçiliğin, yüksek saygınlığı olan meslekler arasında en ön sıralarda olduğunu söyleyen Özçatalbaş, çiftçilerin sadece geçmişten devir aldıkları geleneksel üretim yöntemleriyle üretimde bulunan kimseler değil, geleneksel kültür ve değerleri de muhafaza eden, yenilikleri takip eden, kendilerini yenilemek durumunda olan ve rakipleriyle mücadele eden girişimciler olduklarını ifade etti.

“ÇİFTÇİLERİN KARARLARI RASYONEL OLMAK ZORUNDA”

Çiftçilerin büyük riskler üstlenerek üretim yapmaya çalıştıklarını   vurgulayan Özçatalbaş, birçok belirsizlik altında risk üstlenerek aldıkları kararların rasyonel olma zorunluluğu bulunduğunu kaydetti. Çiftçilikte yapılan her uygulamanın hasat döneminde ailenin bütününe fatura edildiğine de işaret eden Özçatalbaş, “Çiftçi ailesinin hesabına her ayın birinde veya on beşinde maaş yatmaz. Çiftçi pek çok belirsizliğin bulunduğu ortamda aldığı kararlarla hasat dönemine odaklanır. Alın teriyle elde ettiği üretim değerini geçmişe dönük borçlarını kapatmak, geleceğe yönelik aile geçimi için gerekli tutarı ayırmak ve üretimde sürdürülebilirliği sağlamak üzere gelecek üretim döneminin girdilerini temin etmek, kaynak kalmışsa teknoloji yenileme yatırımlarını planlamak üzere tahsis eder. Bu süreçlerde kaynak yetersizliği söz konusu olduğunda borçlanır. Kısaca yazılı ve kayıtlı olsa da olmasa da çiftçi özenle ödemeler matrisini hazırlar, karar tablosunu oluşturur ve süreci çalıştırır” dedi.

“ÇİFTÇİ HAYAL KURSA DA HAYALPEREST DEĞİLDİR”

Çiftçilerin hayal kursalar da hayalperest olmadıklarını kaydeden Özçatalbaş, şunları ifade etti:

“Çiftçinin gözleri göğe, geleceğe baksa da ayakları yere basar. Riski sever ama ailesini koruyacak kararlarında sınırları bilir ve kumar oynamaz. İyi bir insan, çevreci, sosyal psikolog ve misafirperverdir. İyi hesap uzmanıdır, ekonomisttir, girişimcidir. Maliyeti, verimi, kaliteyi, çalışmayı ve çalıştırmayı bilir. Kendi koşullarında alanında en verimli faaliyeti gerçekleştirir. Üretimi planlar ve özenle ödemeler tablosunu oluşturur. Kararlar alır, uygular ve sonucuna katlanır. Usta bir zanaatkardır. Toprağına bağlıdır, kahramandır ve samimi bir vatanseverdir. Çünkü kaynağı topraktır. Toprağa hükmeder, toprağın da kendisine hükmettiğinin farkındadır. Ailesini idame ettirmek, kendi refahını artırmak için sosyo-ekonomik kararlar alır.”

“GİTMEZSEK O KÖY BİZİM MİDİR?”

Tarıma romantik bakanların olabildiğine işaret eden Özçatalbaş, “Tarımı sıradan ve herkesin yapabileceği bir iş kolu olarak düşünenler olabilir. Sanayici, turizmci, memur, amir, profesör, avukat, bürokrat, yönetici, siyasetçi hatta sonradan ziraatçı olanlar arasında bile böyle düşünenler bulunabilir. Bunların kimi farkında olarak, kimi de farkında olmaksızın tarım ve toprak, ağaç ve doğa konusu geçince uzman kesilir. Bazen o alandaki uzmanlığı da hafife alırlar ya da bir başka anlayışı öne çıkararak konuya romantik bakarlar. ‘Ah o dağlar, ovalar, tabiatla baş başa olmak, yağmur başladığında o toprak kokusu var ya ne güzeldir’ derler. ‘Orda bir köy var uzakta o köy bizim köyümüzdür. Gitmesek te görmesek te…’ diye devam ederler. Oysa gitmezsek, görmezsek, bir selam vermesek ya da almasak o köy bizim midir? İnsanımızın sofrasına oturup konuşmazsak, dokunmazsak hayatlarına, o köy hiç bizim olabilir mi?” ifadelerini kullandı.

“TARIM ROMANTİZMİ KALDIRMAZ”

Tarımın ciddi bir iş olduğunu ve romantizmi kaldırmayacağını dile getiren Özçatalbaş, kır hayatına ve çiftçiliğe romantik bakmanın tarıma bir faydasının olmayacağını belirtti. Kır hayatına ve çiftçiliğe romantik bir çerçeveden bakmanın, çiftçi ve çiftçi ailesinin hayatını kolaylaştırmayacağını kaydeden Özçatalbaş, bu bakışa sahip kişilerin kırsal alanla ilgili karar mercilerine gelmeleri halinde çiftçi ve ailesinin hayatını zorlaştırabilecekleri uyarısında bulundu. Çiftçi ve ailesinin tam bir gerçeklik olduğunu kaydeden Özçatalbaş, tarımın romantizmi kaldırmayacağını, sağlıklı bilgi ve rasyonellikle olumlu sonuç alınabileceğini vurguladı.

“GELİŞMİŞ ÜLKELER, AİLE ÇİFTÇİLİĞİNİ KORUMAK İÇİN DESTEKLİYOR”

Tüm dünyada tarım sektörü ve kırsal yaşamın en önemli çalışma alanlarının başında yer aldığına dikkat çeken Özçatalbaş, “Özellikle gelişmiş ülkeler geçmişten bugüne tarım sektörünü de genel gelişmişlik hedeflerinden ayrı tutmayarak uzun vadeli politikalar ortaya koymuşlardır. Belirledikleri programları hayata geçirerek ileri tarım tekniklerini sektöre hakim kılmanın yanında aile çiftçiliğini korumak yönünde desteklemişlerdir. Uluslararası ortaklıklar kurmuşlar, anlaşmalar yapmışlar, özel girişimin önünü açarak rekabette avantaj sağlamak üzere çalışmışlardır. Halen yeni arayışlar içerisindedirler” diye konuştu.

“DOĞRU KARARLARLA ARZU EDİLEN GELİŞMELER SAĞLANIYOR”

Şimdiye kadar edinilen tecrübelerin, sektörü yönetenlerin çiftçi ve toplumun bütünün geleceği için doğru kararlar aldıklarında arzu edilen gelişmeler sağlandığını ortaya koyduğunu ifade eden Özçatalbaş, “Bu süreçte karar almak büyük sorumluluk gerektirir ama alınan kararları uygulamaya koymak daha büyük bir sorumluluk gerektirir. Kararlar uygulamaya konulur ve sonuç olumlu olursa herkes mutlu olur. Sonuç hüsranla sonuçlanırsa karar vericiler ve çiftçiler başta olmak üzere tüm paydaşlar acı çeker. Özellikle yanlış karar verenler çok daha fazla acı çeker ve çekmelidir. Eğer acı, çözüme yardımcı olacak şekilde karar vericileri etkiliyor ve yönlendiriyorsa, doğruyu bulmak yönünde onları koşturuyorsa yüksek sorumluluk duygusu çözümün anahtarı olabilir. Ne zaman karar vericiler uygulayıcılardan daha fazla acı çekerse, o zaman hatalar minimuma düşer. O zaman sıfır hata hedefi gerçekleşir ve tarım sektörü tüm paydaşlarıyla birlikte gelişir. Bu durumda çiftçi olmak ve çiftçilik yüksek prestijli bir meslek alanına dönüşür ve o zaman kırsal alan yaşamak için yarışılması gereken itibarlı bir yer haline gelir. Böylece tarım, kırsal alan ve üretici topluluğu hak ettiği değeri bulur ve refah düzeyine erişir” diye konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ

Kaynak: yusuf katrağ
Bu haber toplam 4708 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim