Bugün 25 Nisan 2024 Perşembe
  • Antalya24 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2427.694
    %-0.04
  • Dolar
    32.5699
    %0.15
  • Euro
    35.0032
    %0.66
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Çocuğu zorla sevmek suçtur”
28 Şubat 2018 Çarşamba 06:00

“Çocuğu zorla sevmek suçtur”

Çocuğa istemediği şekilde dokunmanın cinsel istismar olduğunu söyleyen ÇOCUKÇA Derneği Başkanı Av. Buğra Kağan Oğuz, “Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası alır. Çocuk dokunmanızı istemiyorsa veya zorla birisinin kuca

Çocuğa istemediği şekilde dokunmanın cinsel istismar olduğunu söyleyen ÇOCUKÇA Derneği Başkanı Av. Buğra Kağan Oğuz, “Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası alır. Çocuk dokunmanızı istemiyorsa veya zorla birisinin kucağına oturtmak cinsel istismardır. Zorla yanağından sevdiniz 8 yıldan başlar” dedi.

 

Çocuk hakları konusunda bilgilendirme yapan Çocuk İstismarıyla Mücadele ve Çocuk Haklarını Koruma Derneği (ÇOCUKÇA) Başkanı Av. Buğra Kağan Oğuz, çocuklara karşı işlenen suçlar ve cinsel istismarın hukuki boyutlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Devletlerin çocuklara haklarını sağlamak zorunda olduklarını söyleyen Oğuz, sağlanmaması durumunda yaptırımlarının olduğunu dile getirdi. Çocuğa istemediği şekilde dokunmanın cinsel istismar olduğunu söyleyen Oğuz, cezasının 8 yıldan başladığını, yaş düştükçe cezanın arttığını ifade etti. Çocuğu dilendirmenin, onlara kötü muamelenin de suç olduğuna işaret eden Oğuz, çocuğa karşı işlenen bir suç görüldüğünde 155’e ihbar edilmesini isteyerek, “Çocuklar bizim geleceğimiz, her şeyimiz. Onlar tertemiz yetişir ve büyürse o zaman ilerimiz de parlak olur” dedi. Oğuz, birçok kişi tarafından suç olduğu bilinmeyen ilginç bilgiler paylaştı. 

“DÜNYADA EN FAZLA SAYIDA ÜLKE TARAFINDAN İMZALANAN SÖZLEŞMEDİR”

Çocuk haklarıyla ilgili yayınlanan bildiri ve sözleşmelere dikkat çeken Oğuz, şunları dile getirdi:

“Çocuk hakları, esasen insan hakları kavramının içerisinde ele alınması gereken bir konu ama insan hakları kavramının dışına çıkarak ayrıca çocuk haklarını geliştirmişlerdir. Çünkü, bizler kendimizi koruyabiliriz ama çocuklarımız kendisini koruyamaz. Koruyamayacağı için çocuk hakları yapılmıştır. Çocuk haklarıyla ilgili 1950’lerde bir bildirge yayınlanmış ama resmileşmemiştir. Daha sonra Birleşmiş Milletler (BM) devreye girmiş ve 54 maddeden oluşan Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni yayınlamıştır. 1989 yılında imzalamış ve 1990’da yürürlüğe sokmuştur. Sözleşmeyi en son 2015 yılında Somali’nin imzalamasıyla şuanda 194 ülke tarafından kabul edilmiş durumda. Bu haliyle dünyada en fazla sayıda ülke tarafından imzalanan ve en hızlı şekilde yürürlüğe sokulan sözleşme budur. Bundan önce 1924 yılında Cenevre Çocuk Hakları Bildirisi diye bir bildiri yayınlanmış ve 1954 yılında BM tarafından kabul edilmiş ama bildiri olduğu için çok fazla dikkate alınmamıştır. Devletler üzerinde sözleşme gibi hukuki yaptırımı yok. Bu bildiriyi 1927 yılında Türkiye’de Taksim Meydanı’nda bir öğretmen okumuştur. Bu bildirinin dünyada açık meydanda ilk okunduğu yer de Türkiye’dir.”            

“ÇOCUKLARA BAYRAM HEDİYE EDEN TEK ÜLKEYİZ”

Türkiye’nin, Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni 1990 yılında imzalayıp 1995 yılında Resmi Gazete’de yayınlayarak yürürlüğe soktuğunu hatırlatan Oğuz, bu bağlamda Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 23 Nisan 1929’da kutlanmaya başlandığına dikkat çekti. Dünyada başka bir ülkede çocuklara hediye edilmiş bayram olmadığını vurgulayan Oğuz, “Bunu tek yapan Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türk milleti olarak biziz” dedi.

“ÇOCUKLARIN YAŞAMA VE GELİŞME HAKKI VAR”

Sözleşmenin vazgeçilemez temel haklarından bahseden Oğuz, en acı tablo olarak zihinlere kazınan Suriyeli mülteci çocuk 3 yaşındaki Aylan Kurdi’nin denizde boğulduktan sonraki resmini göstererek “Çocuğun yaşama ve gelişme hakkı vardır. Hiçbir çocuk mülteci de olsa bu şekilde ölemez” diye konuştu.

“DOĞDUĞU ÜLKEDE VATANDAŞLIK ALMA HAKLARI VAR”

Çocukların sahipsiz ve isimsiz kalamayacağını belirten Oğuz, “Her çocuğun bir isme ve vatandaşlığa sahip olma, bunu koruma hakkı vardır. Her çocuk doğduğu zaman, doğduğu ülkede vatandaşlık almak zorundadır. Sahipsiz ve isimsiz kalmaz” ifadelerini kullandı.    

SAĞLIK HİZMETLERİNE VE EĞİTİME ERİŞİM HAKKI

Çocukların sağlık hizmetlerine erişim hakkı olduğuna da dikkat çeken Oğuz, 18 yaşın altındaki çocukların sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanmasını devletin sağlamak zorunda olduğunu söyledi. Oğuz, ücretsiz eğitime erişim hakkının da sözleşme kapsamında olduğunu kaydetti.

“SURİYELİ ÇOCUKLARA SAHİP ÇIKMAK ZORUNDAYIZ”

İnsana yakışır bir yaşam standardına erişim hakkından bahseden Oğuz, Suriyelileri örnek göstererek “En azından ülkemize çocuk olarak girenlere sahip çıkmak zorundayız” dedi.

“ÇOCUKLARI İSTİSMAR VE İHMALDEN KORUMAK HER ÜLKENİN GÖREVİ”

Çocukların istismar ve ihmalden korunma hakkını anlatan Oğuz, “Çocuğu istismar ve ihmalden korumak her ülkenin, her devletin görevidir. Bizim ülkemizde 2005 yılında kabul edilmiş çocuk haklarıyla ilgili bir kanun var ve bu işletiliyor. Mesela çocuk izleme merkezleri var. O bu kanun kapsamında kuruldu” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUKLAR ÇALIŞTIRILAMAZ”

Çocukların ekonomik sömürüden korunma hakkıyla ilgili bilgi veren Oğuz, “Çocuklarımız çalıştırılamaz. Bildiğiniz gibi çocuk işçilik yasak. Sadece 15-18 yaş arası meslek liselerinde okuyan çocuklar staj adı altında çalıştırılabilir” dedi. 

“ÇOCUK UYUŞTURUCU İÇİYORSA SORUMLULUK DEVLETTEDİR”

Uyuşturucu bağımlılığından korunma hakkı kapsamında çocukları uyuşturucudan koruyabilmek için sivil güvenlik güçlerinin sürekli okulların etrafında gezdiklerini söyleyen Oğuz, “Bir çocuk uyuşturucu kullandıysa, siz devlet olarak ‘Sen bu uyuşturucuyu neden kullandın’ diyemezsiniz. Çocuk uyuşturucu içiyorsa sorumluluk devlettedir. 18 yaş altındaki çocuklara sanık veya şüpheli denmez. Suça sürüklenen çocuk diye geçer. Yine ceza alır ama sıfatı budur” diye konuştu.

“ÇOCUĞUNUZU DİNLENDİRMEZSENİZ CEZASI VAR”

“Eğlence, dinlenme ve kültürel etkinlikler için zamana sahip olmak çocukların hakkıdır” diyen Oğuz, “Siz çocuğunuzu yeterince dinlendirmediniz, eğlence, kültür hakkını elinden aldınız, bunun Türk Ceza Kanunu’nda cezası var. Suçtur bu” ifadelerini kullandı. 

“ÇOCUKLARIN DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DAHA GENİŞTİR”

Çocukların düşünce ve ifade özgürlüğü hakkını anlatan Oğuz, şunları söyledi:

“Çocuk kendiyle ilgili düşüncelerini çok rahat bir şekilde ifade edebilir. Yine kendileriyle ilgili konularda görüşlerini rahatlıkla dile getirebilir. Mesela, 2 kişi tartıştığında birisi hakaret etse suçtur ama çocuk konuşabilir. İfade özgürlükleri bu kadar geniştir.”   

“DEVLET, ENGELLİ ÇOCUKLAR İÇİN ÇALIŞMA YAPMAK ZORUNDA”

Engelli çocukların haklarına da değinen Oğuz, devletin engelli çocuklarla ilgili özel çalışmalar yapmak zorunda olduğunu söyledi.

“KENDİLERİYLE İLGİLİ DERNEK KURABİLİRLER”

Çocukların dernek kurma özgürlükleri olduğunu da belirten Oğuz, çocukların kendileriyle ilgili dernek kurabileceklerini dile getirdi.

“ÇOCUK, ÇOCUKLUĞUNU YAŞAMALI”

Çocukların çocuk olma ve çocukluklarını yaşama haklarının her şeyden önemli olduğunu vurgulayan Oğuz, şunları söyledi:

“Çocuk, çocukluğunu yaşamalı. Çevrenizde sorunlu kişiler varsa emin olun çocukluğunu yaşamamıştır. Yüzde 100 etkili. Çocukluğunu yaşamayan bir insan ileride farklı oluyor, ayrılıyor. Çocukluğumuzu çok güzel yaşamalıyız.”

“ZORLA YANAĞINDAN SEVDİNİZ 8 YILDAN BAŞLAR”

Türkiye’nin Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni iç hukukuna birebir uygulamayı hedeflediğini kaydeden Oğuz,  Ceza Kanunu’nda bulunan ‘Çocukların cinsel istismarı’ maddesine dikkat çekti. Oğuz, “Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası alır. Çocuğa istemediği şekilde dokunmak cinsel istismardır. Çocuk dokunmanızı istemiyor veya çocuğu zorla birisinin kucağına oturtmak cinsel istismardır. Zorla yanağından sevdiniz 8 yıldan başlar. Bu konuda herkes dikkatli olmalı. Tanımadığınız çocuğa dokunmayın. Zaten dokunmamanız gerekiyor” dedi.

“SÖZLE TACİZİN CEZASI 3 YILDAN 8 YILA KADAR”

Cinsel istismarın fiziki temas olmadan sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 3 yıldan 8 yıla kadar cezası olduğunu belirten Oğuz, “Kanunda çocuklar 0-12, 12-15 ve 15-18 yaş olarak ayrılır. Çocuk 12 yaşından küçükse ceza artıyor. Mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza istismar durumunda 10 yıldan, sarkıntılık durumunda 5 yıldan az olamaz. 12 yaşın altındaki çocuklar daha özenli korumaya sahiptir. Ceza sorumlulukları hiçbir şekilde yoktur” diye konuştu.

“KANUNDA AÇIK VAR”

15-18 yaş arasında rıza arandığına dikkat çeken Oğuz, “16 yaşındaki çocuk benim rızam vardı derse, sanık ceza almıyor. Bunu şurada kullanıyorlar. İstismar eden kişi ‘Size şu kadar para verelim bu işten vazgeçin’ diyor. Para alan aile vazgeçiyor. Biz hukuki olarak müdahil olduğumuzda vazgeçmiyoruz. Kanunumuzda böyle bir açık var. İnşallah ileride değişir. Çocukta rıza diye bir şey olmaz. Çocuğa aile baskı yapar vazgeçirir. Bunu kanun koyucuların görmesi lazım” dedi.

“ÇOCUĞA CİNSEL İÇERİKLİ DOKÜMAN GÖSTERMEK SUÇ”

Müstehcenlik suçuna dikkat çekerek çocuğa cinsel içerikli bir dokümanı göstermenin suç olduğunu söyleyen Oğuz, cinsel içerikli dokümanların ortada, çocuğun erişebileceği bir yerde bırakmanın da suç olduğunu belirterek cezasının 6 aydan 2 yıla kadar olduğunu kaydetti.

“TECAVÜZÜN CEZASI EN AZ 16 YIL”

Cinsel istismarın tecavüz boyutunda gerçekleşmesi halinde 16 yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunacağını ifade eden Oğuz, mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek cezanın 18 yıldan az olamayacağını dile getirdi.

“CEZALAR YÜKSEK AMA UYGULAMADA SIKINTI VAR”

Avrupa ülkelerine göre Türkiye’deki cezaların daha yüksek olduğuna işaret eden Oğuz, “Cezalar Avrupa’da bu kadar yüksek değil. Bizim tek sıkıntımız uygulama. Adama 16 yıl ceza veriyoruz. Bir yerden de Ceza İnfaz Kanunu çıkarıyoruz. Şuanda Ceza İnfaz Kanunu’na göre 4 yıl ve altı ceza aldıysanız hapis yatmıyorsunuz. Doğrudan denetimli serbestlikten yararlanıyorsunuz. Giriyorsunuz 1 hafta sonra çıkıyorsunuz” dedi.

“ÇOCUĞU DİLENDİRMEK SUÇ”

Dilenciliğin de suç olduğunu vurgulayan Oğuz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çocukları, beden ve ruh bakımından kendilerini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak kullanan kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Bu suçun akrabalar tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza 1.5 yıldan 4.5 yıla kadar. Sokakta dilenen çocuklara kesinlikle yardım etmeyin. O çocuklar bizler yardım ettiğimiz için dileniyor. Para vermezseniz dilenmezler. Bu bir suç. Gördüğünüzde 155’i arayın. Aile hakkında dava açılıyor.”

“ÇOCUĞA KÖTÜ MUAMELE SUÇ”

Çocuğa kötü muamelenin de suç olduğuna işaret eden Oğuz, azarlamanın, mevsim şartlarına uygun giydirmemenin kötü muamele olduğunu dile getirdi. Çocuğun aile yükümlülüğünden doğan haklarının yerine getirilmemesinin de suç olduğunu belirten Oğuz, çocuğun yeterince besin almamasının, okula gönderilmemesinin ihbar edilmesi gerektiğini kaydetti. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 9371 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim