Bugün 19 Nisan 2024 Cuma
  • Antalya19 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2492.167
    %0.33
  • Dolar
    32.5463
    %0.10
  • Euro
    34.7257
    %0.07
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Diş sıkma hastalığında tedavi yöntemleri
16 Ekim 2017 Pazartesi 11:23

Diş sıkma hastalığında tedavi yöntemleri

Acıbadem Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Doktor Melike Kan, "Diş sıkma antibiyotik kullanarak geçirilecek bir hastalık değil....

Acıbadem Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Doktor Melike Kan, "Diş sıkma antibiyotik kullanarak geçirilecek bir hastalık değil. Bizim için en önemlisi farkındalık. Hastalarımızın çoğu diş sıktığını bilmiyor ve diş hekiminin söylemesi ile farkına varıyor" dedi.

Ankara Acıbadem Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Doktor Melike Kan, bruksizm veya clenching denilen, halk arasında diş sıkma olarak bilinen hastalık hakkında bilgi vererek, tedavi yöntemlerinden ve toplumda farkındalık oluşturulması gerektiğinden bahsetti. Diş sıkmanın, hastanın kaslarının istemsizce kasılarak çenenin kapanması olduğunu söyleyen Doktor Kan, "Bu parafonksiyonel hareket tüm sisteme yani dişlere, kaslara, çene eklemlerine ve diske fazladan kuvvet gelmesinin sonucunda oluşan bir rahatsızlık. Normalde dişler sadece yutkunma ve çiğneme sırasında temastayken, diş sıkan hastalarımızda bu süreç çok daha uzayıp, dişlere, çeneye ve ekleme zararlı kuvvetler haline geliyor. Bunun sonucunda da hastalar, dişlerde kırılma, çatlaklar, çene ekleminde ağrı, baş ağrısı veya kulak ağrısı şikayetleriyle kliniğimize başvuruyorlar. Bu maalesef stres kökenli, sıkıntılı, üzüntülü olduğumuz dönemlerde çok daha fazla artan parafonksiyonel hareketler" dedi.

Diş sıkmanın gece veya gündüz olabileceğini ifade eden Doktor Kan, bu iki farklı süreç için tedavi yöntemlerinden bahsetti. Kan, "Gündüzler bunun farkına vararak bunu azaltabiliriz. Gece ise bilinçli olmadığımızdan dolayı hastalarımız genellikle, "sabah kalktığımda ağzımı açamıyorum, başım ağrıyor, çenemde yorgunluk hissediyorum" gibi şikayetlerde bulunuyorlar. Diğer rahatsızlıkların tedavileriyle karşılaştırdığımız zaman, bunun tedavisi aslında çok kolay değil. Bu stresli zamanlarda olduğundan dolayı stresi kontrol altına almamız gerekiyor. Daha sonrasında da kendimizde farkındalık sağlayarak, "ben dişimi sıkıyor muyum, sıkıyorsam açmam gerekiyor" diyerek bunu engellememiz gerekiyor. Hastamız ağız açmada sıkıntılı veya çok şiddetli ağrı ile geldiğinde öncelikle ilaç tedavisi uyguluyoruz. Ağrı kesici, kas gevşeticileri verebiliyoruz, ileri boyutlarda da psikiyatriye yönlendirebiliyoruz. Onun dışında gece bilincimiz açık olmadığından dolayı, bilinçsizce yaptığımız sıkmaları da gece plağı yaparak durdurabiliyoruz. Gece plağı hastamızda ağırlıklı olarak üst çeneye uyguladığımız, bir plak öneriyoruz. Diş sıkmayı maalesef azaltıyoruz ama engelleyemiyoruz. Gece plağı sistemin zayıf halkasını koruyor, kuvveti dişlere kaslara değil, plağa vermiş oluyoruz. Ne zaman ki hasta plağı kullanmak istemediğini belirttiğinde de alternatif botoks uygulamalarımız var. Botoks çiğneyici kasların içerisine enjekte edilerek, kasların kasılmasını azaltıyoruz. Bu bilinen botoks estetik amaçlı değil, tamamen kasları engelleyici bir yöntem. 6 ay sürede kaslar kasılmayı unuttuğundan muhtemelen 6 ay sonra tekrarlamamız gerekmiyor. Ayrıca hastamız sakız çiğnemek veya kuruyemiş gibi sert şeyler yemeyerek, çeneyi çok zorlayıcı hareketlerden de kaçınmalı" diye konuştu.

"Stresten uzak durun"

Diş sıkma hastalığının antibiyotik alarak geçirilecek bir hastalık şekli olmadığını belirten Kan, "Hekim olarak bizi çok zorlayan bir durum. Dönem dönem elbette stres olabiliyor ve tedavi sonuç verse bile tekrarlayabiliyor. Bizim için en önemlisi farkındalık. Hastalarımızın çoğu diş sıktığını bilmiyor ve diş hekiminin söylemesi ile farkına varıyor. Hastalarımıza stresten uzak durun önerisinde bulunuyoruz ama bu pek mümkün olmuyor. Rutin kontroller ve çenemizi koruyarak bunu engelleyebiliriz" şeklinde konuştu.

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 2245 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim