Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

Dolandırıcılık son yıllarda öylesine arttı ki, her gün farklı metotlarla dolandırıcılığın yarattığı tahribatlara tanık oluyoruz…

 

Yıllarca biriktirdiği parasının bir çırpıda dolandırıcıların hesabına geçtiğini gören birisinin yaşadığı travma gerçekten son derece üzücü. Korkutarak, ya da güven kazanarak kişilerin bilgilerine ulaşan kişi ya da kişiler dolandırıcılıkta adeta sınır tanımaz hale geldiler! Değişik yöntemlerle tuzağa düşürdükleri kişileri dolandıran ve yıllarca biriktirdiği parasını bir çırpıda kendi hesabına aktaran bu doyumsuz kişi veya kişilerle mücadelede zaman zaman yetersiz kalındığını görmek üzücü.

 

Emniyet güçleri gözü dönmüş bu dolandırıcılara karşı adeta savaş açarken, hiç umulmadık yeni yöntemlerle vatandaşın canını yakabiliyorlar… Son zamanlarda bağış adı altında kişileri dolandıran kişilere karşı polisin başlattığı çalışmalar yerinde. Antalya’da, kanseri yenen gençlerin de aralarında bulunduğu çalışmalar kapsamında, kanser hastalarına “bağış” adı altında yardım toplayıp, dergi satarak dolandırıcılık yapanlara yönelik çalışma başlatıldı.

 

Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) Antalya Şubesi’nin girişimleri sonucu, Antalya Emniyet Müdürlüğünce, lösemili çocuklar üzerinden sahte makbuz ve kimliklerle para toplayan, eşya satanların yakalanması ve vatandaşların bilinçlendirilmesi amacıyla broşür hazırlandı.

 

Vakfın yetkilileri, kanseri yenen gençlerle cadde ve sokaklarda dolaşarak halkı dolandırıcılara karşı bilgilendiriyor, iş yerlerinin kapısına tanıtım broşürleri bırakıyor. Polis ekipleri de bu kişilere yönelik çalışma gerçekleştiriyor. Yazımın başında da belirttiğim üzere çok farklı dolandırıcılık yöntemleri var. Vatandaşların bu konuda bilinçlenesi gerekiyor.

 

“Ben asla bu kişilere inanmam…” diyen kişilerin bir müddet sonra öyle ya da bu şekilde dolandırıcıların hedefi haline geldiğini gördüğümde irkiliyorum. Bir anlık dikkatsizlikten yararlanan, korku ve tedirginlik yaratarak masum vatandaşları dolandıran bu şebekelere karşı emniyetle el ele vererek çözümün bir parçası olmalıyız. Bu konudaki bilgilendirme ve uyarı amaçlı materyallerin de kapsamının genişletilmesi kaçınılmaz. Yazılı ve görsel basında bu sorunu sürekli gündeme taşıyan uyarılar artmalı.

 

 Günün her saatinde dolandırıcılığa davetiye çıkaran bir mesaj ya da birebir konuşmayla muhatap olabiliyoruz. Yasal yaptırımlar ve cezalar  dolandırıcılığın önlenebilmesi veya azaltılabilmesi için yeterli değil… Telefonda öyle hileleri veya bilgileri kullanıyorlar ki, önce korkutarak, sonra karşıdaki kişiye güven vererek amaçlarına ulaşıyorlar. Kimisi bir hediye kazandığınızı söyleyip arıyor, kimisi kendisini savcı veya polis olarak tanıtıp amacına ulaşmaya çalışıyor.

 

Kimisi de banka bilgilerini ve kredi bilgilerini kullanarak sağlık sigortası borcunuzun olduğunu söyleyip kandırmaya çalışıyor… Telefonla dolandırıcılığa karşı çok daha etkin ve kalıcı çalışmalar yapılması artık kaçınılmaz…