Bugün 16 Nisan 2024 Salı
  • Antalya19 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2501.187
    %0.70
  • Dolar
    32.4892
    %0.31
  • Euro
    34.547
    %0.13
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Füsun Ülger,
02 Mart 2018 Cuma 08:08

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Füsun Ülger,

Halk arasında "ince hastalık" olarak bilinen veremin dünyada ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ettiğini belirten Göğüs Hastalıkları...

Halk arasında "ince hastalık" olarak bilinen veremin dünyada ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ettiğini belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Füsun Ülger, geçmişte çok fazla insanın ölmesine sebep olan bu bulaşıcı hastalığın başta akciğerler olmak üzere tüm organları sarabildiğini söyledi.

Koru Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Füsun Ülger geçmişte veremin vücutta verem mikrobu var olduğunu ve verem mikrobu ile enfekte olanların yüzde 10'unun yaşamlarının bir döneminde verem hastası olma ihtimali bulunduğunu ifade etti. Dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon yeni hasta ortaya çıktığını ve 1,5 milyondan fazla insanın veremden öldüğünün altını çizen Prof. Dr. Füsun Ülger, "Türkiye'nin 2012 yılı toplam verem hasta sayısı 14 bin 691'dir. Verem mikrobu, güneş görmeyen ortamlarda havada uzun süre canlı kalabilir. Güneşin ultraviyole ışınları verem mikrobunu kısa sürede öldürür " diye konuştu.

Veremin, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen hastaların aksırma, öksürme ve konuşmaları sırasında havaya yayılan mikropların solunum yoluyla alınması ile bulaştığını söyleyen Ülger , "Tedavi olmayan dirençli bir hasta dirençli mikrop bulaştırır. Tedavi olmayan bir verem hastası her yıl yaklaşık 10-15 kişiyi enfekte eder. Solunum yoluyla alınan verem mikrobu verem enfeksiyonuna yol açar. Bu, vücutta verem basilinin sessiz durduğu, bir hastalık olmayan durumdur. Enfekte olan kişilerin yüzde 5'i 1-2 yıl içinde verem hastası olur, yüzde 5'inde ise verem mikrobu vücutta sessiz olarak bekler. Vücut direncinin düştüğü durumlarda verem mikrobu çoğalarak verem hastalığına neden olur" dedi.

Prof. Dr. A.Füsun Ülger , tüberküloz enfeksiyonun dönüşmesini kolaylaştıran durumları şöyle sıraladı; "5 yaş altındaki coçuklar, yaşlılar, HIV enfeksiyonu olan kişiler, bağışıklığı baskılayan tedavi alan kişiler, silikoz, diyabetes mellitus, kronik böbrek yetmezliği, lösemi, lenfoma yada kanseri olanlar, organ nakli olanlar, İdeal vücut ağırlığının %90'ından daha az kiloda olanlar, sigara içenler, ilaç bağımlılığı olanlar ve alkol kullananlar."

Veren nasıl ortaya çıkıyor?

Dr Ülger, 2-3 haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı, yorgunluk, halsizlik, balgam çıkarma, kan tükürme, nefes darlığı, söğüs ve sırt ağrısı belirtileriyle ortaya çıkan hastalık balgamın mikroskopla incelenmesi ve kültürü akciğer grafisi ile teşhis edilebildiğini bildirdi.

Verem hastalığının mevcut ilaçlar ile başarı ile tedavi edildiğine dikakti çeken Prof. Dr. A.Füsun Ülger ,"Ülkemizde verem ilaçları ücretsizdir. 4 veya 5 ilaçla 6-9 ay süre ile tedavi verilmektedir. İlaçların düzenli kullanılması esastır( bir gün bile aksatılmamalıdır). Ülkemizde 2006 yılından beri uygulanan doğrudan gözetimli tedavi ile, tüberkülozlu hastaların her doz ilacını her gün bir sağlık çalışanı veya eğitilmiş bir gönüllü tarafından hastaya verilmesini ve kaydedilmesini sağlanmaktadır" diye vurguladı.

Prof. Dr. Füsun Ülger ,açıklamasını şöyle sürdürdü; "Verem hastaları ilaçlarını düzenli olarak ve yeterli süre (6-9 ay) kullanmazlarsa verem mikrobu ilaçlara direnç kazanır. Bu hastaların tedavi süreleri uzundur (18-24 ay) ve daha fazla ilaç kullanılır. Bazen bu hastalar kaybedebilmektedir. Hasta yakınları, özellikle aynı evde birlikte yaşayanlar mutlaka verem birimlerinde muayene olmalıdır. Hasta yakınlarının taramaları Verem Dispanserlerinde ücretsiz yapılmaktadır. Yakınmaları sorgulanır, Akciğer grafisi ekilir veya tüberkülin deri testi (PPD) yapılır. Belirli aralarla kontroller tekrarlanmalıdır. Mikrop çıkaran hasta ile aynı evde yaşayanlar, özellikle 5 yaş altı çocuklara 6 ay süre ile koruyucu tedavi uygulanır." (BA-BC -

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 7889 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim