Bugün 19 Nisan 2024 Cuma
  • Antalya18 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2496.992
    %0.52
  • Dolar
    32.5951
    %0.13
  • Euro
    34.7865
    %0.07

Tuğçe Öztürk Almaç / Avukat

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Tuğçe Öztürk Almaç / Avukat

Haklı olmak mı, nazik olmak mı?

05 Nisan 2020 Pazar 16:51

Haklı: Hakka uygun, doğru, yerinde.

Nazik: Başkalarına saygılı davranan.

Herkes haklı olmak ister esasında. Hatta çoğumuzun süper egosu (egomuzun ahlaki tarafı) kendini bu tarafa yani haklılığa adamıştır. Yanlış yapmaktan, hak yemekten korkan insanların sayısı fazladır. Nazik olmak, nezaket ise maalesef daha az sayıda insanın sahip olduğu bir erdemdir. Herkes kendisine nazik davranılmasını ister ancak karşılığını tam verenlerin sayısı ise azdır. Dönüp toplumumuza bakalım haklı mıyız, nazik mi?

Büyük çoğunluk bilgi seviyesinin azlığına bakmaksızın (kitap okuma oranlarımız ortada) her konuda her şeyi bildiğini iddia etmektedir. Okumak, araştırmak, öğrenmek yerine, bize hazır tabakta sunulan bilgileri şöyle bir karıştırmadan dahi alıp kabul etmek en kolayıdır. Hele ki aşçı tanıdıksa. Tabakta ne varsa gerçek odur. Tabaktaki gerçek ne ise haklılık da ona bağlı tatlı olarak servis edilir. Düşünmeden yeriz.

Nezaket ise her toplumsal kural gibi önce aileden başlar. Erkek kadına nazik ise, kadın çocuğa nazik; evden çıkan çocuk arkadaşına nazik olur. Evde olmayan şey çarşı da pazar da var mıdır? Yok. Pazar da yoksa nereden satın alacağız? Süper marketlerden. Oraya bir ara gelmiş ama çok da satılmadığına karar verilince tedarik etmeme kararı aldılarsa ne olacak?

Günümüz toplumunda haklı olmanız esasen çok bir anlam ifade etmiyor. Çünkü hak nedir, hangi haller hakka uygundur bilinemiyor. Doğru-yanlış kavramları eski tanımlarını ve de anlamlarını yitirdi. Haklı olmak konusunda bile eşik değerler yok. İki kişi aynı konuda haklıyken bile eşit değiller. Biri çok haklı diğeri biraz haklı olabiliyor. İnsanlar gerçek olmayan, her gün değişebilen haklılıklardan yoruldu ve daha insani olan nezaket kavramına hasretler. Çünkü insanlar artık kendilerine saygı duyulmamasından da, kandırılmaktan da hoşlanmıyorlar. Bu nedenle daha insani, ulaşması bedava ve daha kolay olan nezaketi tercih ediyorlar. Üstelik bu tercihi artık tahammülleri kalmadığı için çok kısa sürede yapabiliyorlar.

Kimseyi tercihi için yargılayamayız, yalnızca saygı duyabiliriz. Bazen bu durum tercihten öte zorunluluktur. Her birimiz zorlu koşullarla mücadele ediyoruz. Bence toplumumuzda zorlu mücadele veren herkes çokça nezaketi hak ediyor. Mesela 7/24 çalışan sağlık personeli, göreve devam mecburiyeti olan kamu görevlileri, işverenlerince uzaktan çalıştırılmayan ya da bu imkân bulunmayan kategorideki işçiler…

Bunu başarabilirsek yani birbirimize karşı saygılı, dürüst davranabilirsek, insani değerleri ilk ve ön planda tutabilirsek yeniden haklılık için de mücadele edebiliriz. Aksi halde boşa kürek çekiyor gibiyiz. Yarın virüs gider ama vicdanlarımız kararınca çözüm de biter. O halde bu zor günlerimizde yaşamak için haklı bir savaş veren tüm emekçilere karşı çokça nezaket göstermek gerekir. Sonra hep beraber haklı mücadelemizi kutlarız.

Bu yazı toplam 7399 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim