Adem Vural / SON HABER

Antalya malum 4 mevsim oldukça güzel bir şehir. Tarihi, doğası, iklimi ve denizi pek çok ülkenin şehirlerinde olmayan güzellikte. Dolayısıyla zengin bir tarihe sahip Antalya’da en çok gezilen yerlerin başında müzelerimiz olmasına rağmen müzelere karşı gerekli ilgi ve alakayı şahsen göremiyorum.

 

Tabiri caizse, gerek Antalya’daki müzeler, gerekse başka şehirlerdeki müzelere çok fazla ilgili olduğumuz söylenemez. Tarihi değerlerimiz var fakat değerlendiremiyoruz. Ekseriyetle piknik alanlarını tercih ediyoruz. Benim burada söylemek istediğim şey, Antalya olarak farkına varamadığımız değerlerimizden  birisi de  Antalya Müzesi. Antalya Müzesi’ne ziyaretçi sayısı beklenenin altında.

 

 Şehirler; meydanlarıyla anılırken, müzeleriyle ön plana çıkarlar. Müze kültürü, o kentin en büyük zenginliğinden birisidir. Bu önemli zenginliğin kanaatimce farkında değiliz.

 

 Birçok medeniyetin beşiği olan ülkemizde tarihi eserlerin korunması ve gün ışığına çıkarılması noktasında hassas olmamız lazım. Antalya’yı farklı kılan böylesi önemli çekim merkezlerimizi gezmedikten sonra, görmedikten sonra bir anlamı var mı? Elbette yok. Bu eksikliği gidermek için bilhassa okulların daha çok proje üretmesi, daha çok teşvik edici rol üstlenmesi lazım. Bu anlamda okul idarelerine, öğretmenlerimize büyük görevler düşüyor.

 

Çocuklarımız müzeleri gezmeli ve görmeli. Bilgi sahibi olmalı. Ören yerleri, piknik alanları, tarihi alanlar önemli alanlar. Müzelerimize gereken ilgiyi ve alakayı gösterelim ve Antalya’nın tarihi kadar, Dünya tarihinden de bilgi sahibi olalım. Mutlu kalın.