MAKÜ iddialı

Burdur’da faaliyet gösteren Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) yöneticileri, Antalya basınıyla buluştu. Dün sabah Ramada Plaza’da basın toplantısı düzenleyen MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, iddialı konuşarak Antalyalı öğrencileri üniversitelerinde eğitim almaya davet etti. Yapısal bir değişim gerçekleştirdiklerini ifade eden Korkmaz, “40 yıllık bir üniversitede yapıyı değiştirmeniz çok kolay değil. Anlamlı da değil. 11 yıllık bir üniversite olarak biz şuanda yapısal değişim ve dönüşümleri yapabilir durumdayız” dedi.

ANTALYALI ÖĞRENCİLERE DAVET

2006 yılında kurulan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nin bölgenin önemli ve hızla gelişen bir üniversitesi olduğunu vurgulayan Korkmaz, Burdur’dan sonra en çok eğitim verdikleri öğrenci grubunun Antalya’dan olduğunu bildirdi. Antalya’nın hem coğrafi ve kültürel olarak hem de öğrenci potansiyeli bakımından önde olduğunu ifade eden Korkmaz, Akdeniz Üniversitesi’ne yerleşemeyen ve il dışında okumak zorunda kalan öğrenciler için MAKÜ’nün en uygun üniversite olduğunu kaydetti.

“MAKÜ, GÜÇLÜ BİR ALTYAPININ ÜSTÜNE BİNA EDİLDİ”

11 yıllık bir üniversite olmalarına rağmen geçmişten gelen süreçle Eğitim Fakültesi’nin 52, Burdur Meslek Yüksekokulu’nun 42, Veteriner Fakültesi’nin de 25 yaşında olduğunu belirten Korkmaz, MAKÜ’nün bu güçlü altyapının üstüne bina edildiğine dikkat çekti.

“EĞİTİM FAKÜLTEMİZ İLK 5’TE”

Eğitim Fakültesi’nin çok güçlü olduğunu vurgulayan Korkmaz, “Çıktılara baktığımızda Eğitim Fakültemiz ilk 5’te. Mezun öğrencilerimizin öğretmen atama sıralarından tutun diğer kategorilerde en iyeler arasındayız” dedi.

HAYVANCILIKTA 40 PROJE

Veteriner Fakültesi’nin de çok gelişmiş olduğunu kaydeden Korkmaz, “MAKÜ dendiğinde gerçek anlamda Türkiye ve dünyada bilinen ve bilgi üretebilecek alanımızın hayvancılık olması gerektiğini gördük. Burada üretilen bilgilerin önce Teke yöresi dediğimiz Antalya, Isparta ve Burdur bölgesinde zamanla Türkiye’de hayvancılık alanında Ar-ge anlamında ve aktif işbirliği projeleri içerisinde merkez olmaya aday olduk. Hayvancılık alanında kabul görmüş 40 ayrı projemiz var. Bu projelerin önemli bir kısmı da sadece Burdur hayvancılığı değil, Türkiye hayvancılığına model olabilecek projeler” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE TEK”

Üniversite bünyesindeki Burdur Meslek Yüksekokulu’nun ara eleman yetiştirecek şekilde Burdur Gıda Tarım Hayvancılık Meslek Yüksekokulu’na dönüştürüldüğünü belirten Korkmaz, tematik anlamda tarım, hayvancılık ve gıda alanında bunun Türkiye’de tek olduğunu söyledi.

“FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ AÇIK ARA BİRİNCİ”

Fen Edebiyat Fakültesi’nin çok güçlü şekillendiğini kaydeden Korkmaz, “Fizik, Kimya ve Biyoloji’deki istihdam ve puanlar düşünce Fen Edebiyat Fakültemizin programlarını yapılandırdık. Biyoloji, Kimya ve Fizik’i piyasanın ve iş dünyasının talepleri çerçevesinde şekillendirerek iki yeni bölüm açtık. Matematik ve temel branşlardaki gücümüz hayvancılık projesinin Ar-ge zeminini güçlendirdi. 40 projemizin yarıya yakınından fazlası Fen Edebiyat Fakültemizin hocalarıyla üretilen projelerden oluşuyor. 2016 yılında Türkiye’deki Fen Edebiyat Fakülteleri içerisinde akademik teşvikte açık ara birinci olduk. Hocalarımızın üretmiş olduğu total yayın puanında dilimde tekiz. En yakın rakibimizin bize yetişme şansı yok” ifadelerini kullandı.

2.5 MİLYONLUK GASTRONOMİ YATIRIMI

Burdur’da turizm potansiyeli bulunduğuna da dikkat çeken Korkmaz, bu yıl ilk defa Gastronomi bölümüne öğrenci aldıklarını dile getirdi. Öğrencilerin modern ortamlarda uygulamalı eğitim alabilmesi için Gastronomi bölümüne yaptıkları yatırımın yaklaşık 2.5 milyon lira olduğunu söyleyen Korkmaz, bu bölümü seçen öğrencilerin ilk derslerini mutfakta yapmasını arzu ettiklerini ve uygulamalı eğitimi önemsediklerini kaydetti.

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİNE ÖĞRENCİ ALIMI BAŞLADI

Mühendislik fakültesinin de hızla gelişmekte olduğunu belirten Korkmaz, makine mühendisliği bölümüne ilk defa öğrenci aldıklarını bildirdi.

HER TÜRLÜ DİJİTAL İMKANLI KÜTÜPHANE

“Üniversite demek kütüphane demektir” diyen Korkmaz, içerisinde her türlü dijital imkanın bulunduğu kütüphanenin de hazırlıklarının tamamlanmak üzere olduğunu bildirdi.

“BURDUR, SPORUN VE SPORCU EĞİTİMİNİN BAŞ ŞEHRİ OLACAK”

Burdur’un bir öğrenci kenti olduğunu ifade eden ve kentte yaşayan herkesin öğrenciye karşı duyarlı olduğunu vurgulayan Korkmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen yıl gerçekleştirdiği ziyaret sırasında onayladığı iki üniteden oluşacak Alternatif Sporlar, Sporcu Eğitimi ve Kamp Merkezi Projesi hakkında da bilgiler aktardı. Burdur’un sporun ve sporcu eğitiminin baş şehri haline geleceğini ifade eden Korkmaz, toplam 41 bin 824 metrekarelik kapalı alana sahip spor kompleksindeki bütün tesislerin 2019 yılı başına kadar faaliyete girmiş olacağını bildirdi.

“TAKIMLARIN HAFTALARCA KAMP YAPTIĞI BİR ŞEHİR OLACAK”

Türkiye’nin göğsünü kabartacak sporcuların bu merkezden yetişeceğini ifade eden Korkmaz, MAKÜ’nün çeşitli dallarda ünlü sporcuların uğrak yeri haline geleceğini ve Burdur’un yerli ve yabancı spor adamlarının, profesyonel kulüp ve takımların haftalarca kamp yaptığı bir şehir olacağını ifade etti.

“MAKÜ, ADINDAN SIKÇA SÖZ ETTİRECEK”

Kültür Sanat Kongre Merkezi’nin ihale aşamasında olduğunu da belirterek iddialı konuşan Korkmaz, MAKÜ’nün kısa sürede Süleyman Demirel Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi’nin sahip olduğu her türlü sosyal donatı alanlarına kavuşmuş olacağını ifade etti. MAKÜ’nün kısa zamanda Anadolu’da adından söz ettiren bir üniversite olacağını kaydeden Korkmaz, “Önce Batı Akdeniz’de daha sonra Batı Anadolu’da ve Anadolu’nun tamamında hem öğrencilerin gelebilmeleri hem de üretmiş olduğu fayda bakımından adından sıkça söz ettirecek bir üniversitede yönetici olduğumu ifade etmek istiyorum. Bu sadece benim kişisel öngörüm veya heyecanım değil, üniversitenin içinde bulunduğu akademinin, şehrin içinde bulunduğu atmosferin bir yansıması” dedi.  

“BİLGİYİ ÜRETMEMİZ GEREKİYOR”

Türkiye’de bilgi üretmeye ihtiyaç olduğuna işaret eden Korkmaz, şunları dile getirdi:

“Bilgiyi üretmemiz gerekiyor. Bilgi üretmedikten sonra ancak bilginin taşeronu oluyorsunuz. Bilgi dışarıda üretildikten sonra biz ne şekil verirsek verelim esas temel ekonomik ödemeyi dışarıya yapıyoruz. Çevremizdeki temel makine ve ekipmandan mekaniğe kadar bilgisinin yüzde 90’dan fazlasının dışarıda üretildiğine bahse girerim. Belki üretiminin de yarısından fazlası dışarıda yapılıyor. Biz şuanda dışarıdan üretilen bilginin içeride taşeronluğunu yapıyoruz. Bundan kurtulmamız gerekiyor. Bundan kurtulmanın yolu temsil ettiğimiz kurumların gerçek misyonlarını yerine getirmelerine bağlıdır. Bugün bilgiyi üretecek tek yapı akademia dediğimiz sistemdir. Biz üniversiteler olarak önce kendi problemlerimizi çözmek adına da olsa kendi yerli, milli yazılımlarımızı, her türlü mühendislik, teknik çalışmalarımızı yapmamız gerekiyor.” HABER: YUSUF KATRAĞ