Bugün 19 Mart 2024 Salı
  • Antalya13 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2244.394
    %0.00
  • Dolar
    32.3332
    %0.07
  • Euro
    35.1644
    %-0.12
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Sessiz Ve Sinsi Tehlike: “Paratiroid Adenomu”
23 Şubat 2019 Cumartesi 09:58

Sessiz Ve Sinsi Tehlike: “Paratiroid Adenomu”

Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Doç.

Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Doç. Dr. Hakan Yabanoğlu, belirtileri genellikle başka hastalıklarla karıştırılan paratiroid bezi hastalıklarının vücudu yavaş yavaş etkileyen, tespiti zor ama tedavisi mümkün olan bir hastalık olduğunu belirtti.

Paratiroid bezlerinin boyunda soluk borusunun önünde, tiroid bezinin arkasında bulunu söyleyen Doç. Dr. Yabanoğlu, "Genelde 4 adet bulunan bu bezler parathormon denilen bir hormon üretmektedir. Paratiroid bezleri; parathormon aracılığı ile barsak, kemik ve böbrek üzerinde etki yaparak vücutta kalsiyum ve fosfor dengesini sağlarlar. Bu bezlerin bir veya nadiren birden fazla bezin büyümesi ve fazla miktarda parathormon üretmesi ile vücutta çeşitli sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Primer hiperparatiroidi denilen ve kanda kalsiyum yüksekliği ile seyreden bu durumun en sık nedeni paratiroid adenomudur" diye konuştu.

Paratiroid adenomunun daha çok 50 yaş üzerinde ve menopoz sonrası kadın hastalarda da görüldüğünü dile getiren Doç. Dr. Yabanoğlu, "Paratiroid adenomu daha çok 50 yaş üzerinde ve menopoz sonrası kadın hastalarda daha olmakla beraber her yaşta ve erkek hastalarda da görülebilmektedir. Görülme sıklığı ise binde 1 ile 4 kişi arasında olarak bildirilmektedir. Paratiroid adenomunun oluşma nedeni tam olarak bilinmemektedir. Adenom genellikle yüzde 86 normal anatomik yerinde bulunurken, yüzde 14 hastada boyun ve göğüs kafesinin farklı yerlerinde bulunabilmektedir" dedi.

Paratiroid adenomu nedeni ile bezlerden parathormon üretiminin artması ile kemikten kalsiyum çözülmesi artar ve kanda kalsiyum seviyesinin yükseldiğine dikkat çeken Yabanoğlu, "Paratiroid adenomu hiperkalsemi denilen kan kalsiyum yüksekliğinin en sık nedenidir. Kan kalsiyumu düzeyi en az 2-3 tahlilde yüksek çıkan hastalara hiperkalsemi tanısı konulur. Hastalarda kemiklerde kolay kırılma (osteoporoz), kemik ağrıları, karın ağrısı, bulantı, kusma, böbrek taşları, bağırsakta ülser, gastrit, pankreas bezinde iltihaplanma, kabızlık, halsizlik, eklem ve kas ağrıları, yüksek tansiyon, çabuk yorulma, bilinç bulanıklığı, güçsüzlük, görme bozuklukları ve depresyon gibi ruhsal sorunlara neden olmaktadır. Bazı hastalarda bu şikayetlerin veya bulguların hiçbiri olmadan sadece kan kalsiyum ve parathormon yüksekliği görülebilir. Özellikle Batı ülkelerinde hiperparatiroidi tanısı konulan hastaların yüzde 80" i bu grupta (Asemptomatik Hiperparatiroidi) yer almaktadır. Bu nedenle; hastaların şikayetleri olmasa bile kan değerlerinde kalsiyum ve parathormon yüksekliği görülen hastaların mutlaka ilgili hekimelere başvurmaları gerekmektedir" şeklinde konuştu.

Yüksek kalsiyumun kalbe zarar verdiğine de değinen Doç. Dr. Yabanoğlu, "Yüksek kalsiyumun kalp ve kalpte elektrik iletimi üzerine olumsuz etkisi vardır. Hastalarda ritim bozukluğu, çarpıntı, hipertansiyon ve daha ileri hallerde ani kalp durması görülebilir. Bu hastaların acilen hastaneye yatırılmaları ve hızla kalsiyum değerlerinin düşürülmesi gerekir. Bu hastalıkta ayrıca kemik ağrıları, karın ağrısı, bulantı, kusma, böbrek taşları, bağırsakta ülser, gastrit, pankreas bezinde iltihaplanma, kabızlık, halsizlik, eklem ve kas ağrıları, yüksek tansiyon, çabuk yorulma, bilinç bulanıklığı, güçsüzlük, görme bozuklukları ve depresyon gibi ruhsal sorunlara neden olmaktadır" ifadelerini kullandı.

Paratiroidektomi ameliyatı Endokrin Cerrahi ile ilgilenen deneyimli ellerde yapıldığında başarı oranı yüzde 95'in üzerinde olduğunu Hakan Yabanoğlu sözlerini şöyle tamamladı:

"Cerrahi tedavi ile bu sorunların kesin olarak ortadan kaldırılması mümkündür. Klinik ve laboratuar sonuçlarla paratiroid adenom tanısı konulan hastalarda uygun tedavi planı için paratiroid bezinin yerinin belirlenmesi önemlidir. Bu amaçla radyolojik görüntüleme yöntemleri olarak ultrasonografi, Paratiroid Sintigrafisi, Bilgisayarlı tomografi ya da boyun Manyetik rezonans görüntülemesi (MR) kullanılmaktadır. Şikayet ve bulguları olan hastalarda Paratiroidektomi (hastalıklı paratiroid bezinin-adenom çıkarılması) ameliyatı tedavi edici tek yöntemdir. Paratiroidektomi ameliyatı Endokrin Cerrahi ile ilgilenen deneyimli ellerde yapıldığında başarı oranı yüzde 95 ve üzerindedir. Bir günlük hastane yatışı ya da uygun olan hastalarda hastaneye yatmadan uygulanabilen bu tedavi yöntemi ile yeterli ve kesin sonuçlar alınabilmektedir. Ayrıca deneyimli hastanelerde "Minimal-invaziv paratiroidektomi" denilen teknik ile ameliyatlar başarılı bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu tekniğin standart yöntemlerden farkı hastanın boyun bölgesinde sadece 1-1.5 cm" lik estetik ameliyat izinin bulunması ve daha az ağrı, iş gücü kaybına yol açmasıdır. Bu grupta olan uygun hastalar hastanede yatış yapmadan aynı gün taburcu olabilmektedir."

Bu haber toplam 6012 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim