Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

Antalya denince nedense aklımıza hemen turizm geliyor. Turizm için çok uygun kriterlere sahip bir şehir olan Antalya’da tarım sektörü var ki gerçekten müthiş bir potansiyel var.

Turizm, tarım, ticaret, hayvancılık…

Kısmen sanayi sektörünü de bu potansiyelde irdelemek gerek.

Turizm için söylenecek sözler ise bu kentte hiçbir zaman bitmez.

Süper Lig takımlarının neredeyse tamamının devre arası kampını geçirdiği bu şehir için müstesna bir iklime sahip  kavramını kullanabiliriz.

Turizme gelince…

 

365 günün neredeyse tamamının turizm için uygun ortam olduğu Antalya’da gerçekten eksik giden bir şeyler var… İlçeleri, beldeleri ve köyleriyle kış turizmi için, yayla turizmi için, spor turizmi için, sağlık turizmi için ve inanç turizmi için çok büyük bir potansiyele sahip Antalya’nın turizmdeki konumu çok önemli.

   Turizmdeki alternatiflerin oluşturulamayışının sıkıntılarını  yaşamaya devam ediyoruz… İlçelerimizdeki tarihi potansiyelin farkında değiliz. Deyim yerindeyse; varlık içinde yokluk çekiyoruz…

Turizmde; ucuz ülke imajını bir türlü aşamıyoruz. Turistler; iklimi ve doğası için ve özellikle de turistik tesislerin “ucuz” olduğu için ülkemizi dolayısıyla Antalya’yı tercih ettiğini söylüyor. Yapılan anketler; bu gerçeği ortaya çıkarıyor. Oysaki; tarihi vizyonumuz birçok ülkenin gıpta ile baktığı güzellikler ve özelliklerle yüklü…

Varlık içinde yokluk çeken bir anlayışı yok etmemiz gerekiyor…

Spor, İnanç ve sağlık turizmi mutlak surette gelişmesi gereken kavramlar.

Kongre turizmine farklı bir parantez açmak gerek.

Bu noktada çok gerilerde kaldığımızı söyleyebilirim.

Büyük umutlar bağladığımız ve Antalya’yı bir marka haline getiren turizmdeki yanlışlıklar ve eksiklikler sokakta yaşayan insanımızdan tutun da, toplumun tüm kesimlerine farklı yorumlar yaptırıyor.

  Bence turizmdeki alternatiflerin oluşturulamayışının sıkıntılarını  yaşamaya devam ediyoruz. 

Kent merkezinde ve ilçelerde gerektiği gibi çekim merkezleri oluşturulamadığı için bu önemli potansiyel dar bir kalıp içerisinde ekonomiye yön vermeye çalışıyor.

O zaman da gelen turist sayısında rekorları kırsak da, egale etsek de turizm geliri ve tanıtım noktasındaki sinerji tam örtüşmüyor.

Bugün için deniz, tarih ve güneş söylemi ile turizmi ayakta tutmayı başardık…

Ancak; artık turizmde “sıçrama” yapmak, atılım yapmak istiyorsak turizmin bileşenindeki tüm olguları devreye sokmalıyız…