Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

 Tüketimde üstümüze yok ama, üretim noktasında aynı başarıyı gösterdiğimiz söylenemez.

            Yaşamın her alanında bu olumsuz tablo maalesef devam ediyor.

            Dikkatimi çeken en önemli noktalardan birisi de, “tasarruf” dendiğinde artık birçoğumuz dudağımızı büzerek tepki veriyoruz!

            Yani; tasarruf etmek birçok kişiye ne gariptir ki artık mantıklı gelmiyor!

            Mantıklı gelen şey tüketim…

            Üretimi düşünen yok!

            Tarımda da böyle, ticarette de, sanayide de…

            Peki; tasarruf kavramını bir yaşam biçimi olarak benimseyecek bir yaklaşımı ne zaman ortaya koyacağız?

            Şurası bir gerçek ki; Lükse, gösterişe, tüketim çılgınlığına değil, bilgiye, kültüre, ve eğitime odaklanmalıyız.

            Tüketim çılgınlığında gerçekten üstümüze yok. Hele hele sözüm ona teknolojiyi en iyi biz kullanıyoruz!

            Sosyal paylaşım sitelerinde tüketim çılgınlığının geldiği nokta ortada. Özellikle cep telefonu ile ilgili ciddi bir bilgi kirliliği var. Bunun da ötesinde hızına yetişemediğimiz teknolojinin son ürününe yetişmek istiyoruz!. Yemiyoruz, içmiyoruz; ama siz deyin gösteriş için, ben diyeyim egoları tatmin için son model bir cep telefonunu kullanırken, bir sonraki çıkacak tasarımı merak etmeye başlıyoruz!!!

            Empati kurmasını, özeleştiri yapmasını, ön yargıdan uzak yeni bilgiler öğrenmeyi, yaşam şartlarının bu denli zor olduğu ülkemizde moda kavramının “hızlı tüket çabuk sıkıl”dan ibaret olmadığını anlamamız gerekiyor artık.

            Kendi değer yargılarımıza dönmeliyiz artık.

            Başkası gibi değil, kendimiz gibi olmalıyız.

            Gereksiz özentiler yerine gerçekçiliği içinde barındıracak bir yaşam tarzına yönelmeliyiz. Çünkü; ekonomik gücü olan da tüketim çılgınlığının kıskacı altında, dar gelirli de…

            Tüketirken, üretmenin de temel bir zorunluluk olduğunu ne zaman anlayacağız?