Bugün 25 Nisan 2024 Perşembe
  • Antalya30 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2427.694
    %-0.04
  • Dolar
    32.5699
    %0.15
  • Euro
    35.0032
    %0.66
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Turizmcilere rezidans önerisi
12 Eylül 2019 Perşembe 10:54

Turizmcilere rezidans önerisi

Turizm gelirlerinin artırılması için dönüşümün şart olduğunu vurgulayan Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin, “Antalya’daki yatak kapasitesinin yüzde 20’sinin isterlerse kendi tesislerini rezidansa çevirmesini öneriyoruz. Hesaplarımıza

Turizm gelirlerinin artırılması için dönüşümün şart olduğunu vurgulayan Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin, “Antalya’daki yatak kapasitesinin yüzde 20’sinin isterlerse kendi tesislerini rezidansa çevirmesini öneriyoruz. Hesaplarımıza göre tesislerin yüzde 20’sinin dönüşümü halinde 6 yıl içerisinde 12 milyar dolarlık bir ilave gelir ortaya çıkacak” dedi. Narin, turizmde değişiklik yapılırsa 100 milyar dolar gelir ve 100 milyon turist hedefine ulaşmanın mümkün olduğunu söyledi.

 

Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD), 2019 faaliyet yılı 11’nci olağan toplantısını gerçekleştirdi. Akra Hotel’de yapılan toplantının başkanlığını ANSİAD Turizm Sektörü ve Antalya Bilim Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Örnek yaptı. Toplantının konuşmacı konuğu ise Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) ve Martı Hotel İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin oldu. Dernekleri ve faaliyetleri hakkında iş insanlarına bilgiler aktaran Narin, turizmle ilgili değerlendirmelerde bulunarak kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Turizmde dönüşümün şart olduğuna dikkat çeken Narin, rezidans önerisinde bulundu. Toplantının başlangıcında anneannesini kaybeden ANSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ercan Özbek ile annesini kaybeden Üye Orhan Şenoğlu’na başsağlığı dilendi.

 

“AYAKLARI YERE BASAN BİR PLAN”

Toplantının açılışını ANSİAD Başkanı Akın Akıncı gerçekleştirdi. Yaklaşık 3 aylık bir aranın ardından tekrar birlikte olduklarını belirterek aradan geçen sürede gerçekleştirdikleri faaliyetlerle ilgili bilgi veren Akıncı, kendi sorunlarının yanında kentin sorunlarına da duyarsız kalmadıklarının altını çizdi. Konuşmasında 11. Kalkınma Planı’na dikkat çeken Akıncı, “Bildiğiniz gibi 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ülkemizin 11. Kalkınma Planı açıklandı. Hem yeni hükümet sisteminin ilk planı hem de Cumhuriyetimizin 100. yılını içine alması bakımından anlamlı. Koyduğu vizyon ve hedefler açısından daha önceki hedeflere nazaran daha bir ayakları yere basıyor. Genel hükümler ve temenniler ortaya koyuyor. Daha adil, bölüşen, müreffeh ve üretken bir Türkiye vizyonu var” dedi.

 

HEDEFLERE DİKKAT ÇEKTİ

Plandaki 2023 yılı hedefleri arasında 12 bin 484 dolar milli gelir hedefi olduğuna dikkat çeken Akıncı, “Bu hedefe zaten Türkiye 2013 yılında ulaşmış. Ekonomik daralmanın hangi boyutta olduğunu görebiliyorsunuz. Aynı rakamsal boyut işsizlik oranında da var. 2023 yılı için konan hedef yüzde 9.9 ama bu hedefe 2006 yılında ulaşmış vaziyetteyiz. 226 - 227 milyar dolar bir ihracat hedefi söz konusu. Bunun 65 milyar doları turizmden gelecek. Bu hedefte önümüzdeki dönemde mal ve hizmet ihracatına dayalı bir büyüme stratejisinin ön plana çıkarıldığı görülüyor. Hangi aşamalar kimler tarafından yapılacak önümüzdeki günlerde bizlerle paylaşılır diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

sam_9527.jpg

“HEDEFLERE ULAŞMAK İÇİN YAPISAL REFORMLAR TAMAMLANMALI”

Hedeflere ulaşılması için yapısal reformların önemine dikkat çeken Akıncı, “Bu işler samimiyetle olmazsa gerçekleşmiyor. Yapısal reformların tamamlanması lazım. Hukukumuzu, uluslararası çağdaş standartlarımızı bitirmeden, toplumu birleştirmeden bu hedeflere ulaşmamız temenniden öte gitmeyecek diye düşünüyorum. Yöneten ve yönetmeye talip olan siyasetçilerin üslupları çok önemli. Üsluplara dikkat edilmeli. Toplumu bölücü, ötekileştiren üsluplardan uzak durulup daha birleştirici mesajlar verilmeli” ifadelerini kullandı.   

 

“TURİZM PLANLAMASI GECİKMEYLE BAŞLADI”

Tekstilci ailenin turizmci kızı olduğunu bildiren TTYD Başkanı Oya Narin ise, 1980’li yıllarda Türkiye’de turizmin çok geride olduğuna dikkat çekti. “1980’li yıllarda 50 yatak kapasitesiyle çalışıyorduk” diyen Narin, “Hiçbir şey yoktu. Daha sonra bir turizm teşvik kanunuyla karşı karşıya kaldık. Bu bizim için bir müjdeydi ve turizm planlaması İspanya’ya, Avrupa’nın diğer ülkelerine göre 30 yıla yakın bir gecikmeyle başladı. Bütün Akdeniz ülkeleri 1960’lı yıllarda turizm hareketine başlamışken, bizler 60’lı yıllarda sanayileşmeyle birlikte 70-80 arası yaşadığımız durağan dönemin sıkıntılarından dolayı turizme diğer ülkeler gibi hızla başlayamadık” açıklamasında bulundu.

 

“GÜNEY BATI ANTALYA PROJESİ, TURİZM MUCİZESİDİR”

1960’lı yılların sonlarında Turizm Bakanlığı’nın kurulduğunu ve Dünya Bankası’nın Güney Batı Antalya Projesi’nin ilk adımlarını o tarihlerde attığını hatırlatan Narin, şunları dile getirdi:

“Bu planlı yapılaşmayla beraber 70’lerde Dünya Bankası’nın yaptığı özel projeyle İskenderun’dan Çanakkale’ye kadar Türk turizmi planlandı. Burada Ege sahilleri dışında çok ciddi planlı bir alan yaratıldı. Bugün üzerinde durduğumuz mucizelerden, Türk turizminin mucizesi en değerli projelerinden bir tanesi Güney Batı Antalya Projesidir. Bu projeyi hepimiz örnek aldık ve bugün olduğumuz noktaya geldik. Dünyada herkesin gıpta ile baktığı önemli bir turizm destinasyonu olduk. Krizlerden sonra bu rakamları nasıl yakaladığımızı herkes gıptayla izledi. ‘Nasıl yüzde 20 büyüyorsunuz?’ dediler. Bunun farkına varmamız lazım. Biz herkesin merceği altındayız. Yapı ve toplum olarak kendimizi beğenmiyoruz ama bugün bulunduğumuz noktada yaptığımızdan memnun olmalıyız. Bunu kim yaptı, müteşebbisler, gönüllüler yaptı. Burada birçok arkadaşımızın dar sermayeyle işe atıldığına ve her şeyi ayağa kaldırdığına eminim.”

sam_9533.jpg

“TÜRKİYE’DE 100 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE TURİZM YATIRIM PORTFÖYÜ VAR”

TTYD olarak Türkiye’deki 50 milyar dolarlık yatırım portföyünü temsil ettiklerini vurgulayan Narin, Türkiye turizminde 100 milyar doların üzerinde bir yatırım portföyü olduğunu bildirdi. 2016 yılındaki krize dikkat çeken Narin, şunları dile getirdi:

“Turizmin en sıkıntılı döneminde göreve geldik. İhtiyaçları tespit ederek, kısa, orta ve uzun vadeli neler yapabileceğimizi ortaya koyduk. İlgili bakanlıklara ve görevlilere mevzumuzu anlattık. Kısa vadede alınması gereken tedbirler vardı. İhracatçı sayılmak, imar barışı, tahsislerin uzatılması, kredi imkanlarının yaratılması, Eximbank imkanlarının kullandırılması gibi. Orta ve uzun vadede yapısal değişimler ve yatırım planlarının yapılmasıyla Türkiye turizminin dünyada 5’inci sıraya yerleşmesinin sağlanması. Paralel olarak da gelir artırıcı tedbirler vardı. Tahsislerin uzatılması konusunda uzun bir çalışma yaptık ve bir noktaya getirdik. Amaçladığımız gibi olmasa da tahsis sorununun bir kısmını çözdük. İmar barışıyla ilgili çalışmalar yaptık. Bireysel sorunları çözmek için çıkarılmıştı. Bunun turizm uyarlaması için yoğun çalıştık. Orta ve uzun vadenin konularının ele alınması konusunda karara vardık.”

 

“TURİZMİN DÖNÜŞÜMÜ İÇİN RAPOR HAZIRLIYORUZ”

Türkiye turizminin dönüşümü hakkında teknik bir rapor hazırlığında olduklarını bildiren Narin, raporu yakın zamanda yayınlayacaklarını kaydetti. 2033 yılına kadar Türk turizmi ne olacak? Ne olmalı? konusuna yoğunlaştıklarını belirten Narin, “Turizm kendi salınımında bırakılırsa ne olur, bırakılmazsa ne olur? Türk turizmini kendi haline bırakırsak gelir olarak 75 milyar dolar mertebesinde kalması mümkün. Böyle olursa Antalya mas turizmi içerisinde kalacaktır” dedi. Bazı değişikliklerin yapılması halinde bu gelirin artırılabileceğine işaret eden Narin, “Sağlık ve üçüncü yaş turizminin, tanıtımın ele alınması, Trakya’dan İskenderun’a kadar olan kıyı şeridinin tekrar turizm amaçlı şehirler dışında yeni bir vizyonla rehabilite edilmesi, buna paralel olarak kat ittifakının önünün açılması, sürdürülebilir turizm tedbirlerinin alınması. Bunlar olduğu takdirde istihdama ve büyümeye etkisi son derece ciddi rakamlara çıkıyor. Büyümeye olan etkisi yüzde 1’e varıyor. 100 milyar dolar ve 100 milyon turist hedefine varmamız mümkün olabiliyor” dedi.

 

“GELİR DÜŞÜKLÜĞÜNÜN NEDENİ PİRAMİDİN TERS OLMASI”

Geliri artırmamız için ne yapmamız lazım? sorusunun yanıtını veren Narin, “Konaklama sektörünün yatırım portföyünü iyice irdelememiz gerekiyor. Gelir düşüklüğünün sebebi ağırlıklı olarak piramidin ters yapıda olması. Türkiye’de konaklama tesislerinin yapısında piramit ters. Türkiye’de 5 yıldızlı, 4 yıldızlı otellerin fiyatı 2 ya da 1 yıldızlı otellerin fiyatlarına eş oluyor. Çünkü, ortada 1-2-3 yok. İspanya’da 94 bin 297 adet 5 yıldızlı otel var. Bizde ise 832 tane var. İspanya’da 3 bin 633 tane 1 yıldızlı otel var. Bizde 114 tane. İtalya’da da aynı durumu görüyoruz. Böyle olunca konaklama sektöründe yaratmamız gereken katma değeri yaratamıyoruz” ifadelerini kullandı.
 

“REZİDANS KONUT YATIRIMLARINA ÖNCELİK VERİLMELİ”

Güney Batı Antalya Projesi’nde konutların da olduğuna dikkat çeken Narin, “Fakat biz sadece 5 yıldızlı oteller yarattık. Bunların hepsi 1-2-3 yıldızlı oteller fiyatına satılıyor. Ürün nitelikli, kaliteli hizmet veriyoruz ama karşılığındaki katma değeri yaratamıyoruz. Yeni planlamada konaklama sektörünün mevcut envanterine göre şuan 1 milyon 400 bin yatak kapasitemiz var. Yatırım sürecinde olan 225 bin yatak var. Geçtiğimiz yıllarda bu rakam 300 binlerin üzerine çıkıyordu. Bu yatak kapasitesini tekrar tespit edilip, bundan sonra yapılacak yeni yatakların 1-2-3 ve 4 yıldız standartlarında olması ve rezidans konut yatırımlarına öncelik verilmesi gerekiyor. İtalya’nın turizm rezidansı 207 bin yatak. İspanya’da 500 bin. 87 milyon İspanyol turistin yarısı tarifeli seferlerle ve evine gidiyor. Turizm dönüşüm planımızda konaklama sektörünün çeşitlendirilmesini sadece otel olarak görmüyoruz, dönüşüm paketlerinin de yapılmasını öneriyoruz” diye konuştu.

 

REZİDANSA DÖNÜŞÜM ÖNERİSİ

“Sürdürülebilir turizm yapmak istiyorsak, kendi kentlerimizin yeni yöresel ve yöre halkını yaratmamız lazım” diyen Narin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Miami, Dubai’de olduğu gibi sadece otellerde değil muhakkak bu tesislerin içerisinde ya da dışarısında konutlar, rezidanslar yapmamız lazım. Yaşam dokusu oluşsun ki bu doku ekonomiye katkıda bulunsun. Öncelikle mevcut Antalya’daki yatak kapasitesinin yüzde 20’sinin isterlerse kendi tesislerini rezidansa çevirmesini öneriyoruz. Hesaplarımıza göre tesislerin yüzde 20’sinin dönüşümü halinde 6 yıl içerisinde 12 milyar dolarlık bir ilave gelir ortaya çıkacak. 250 bin dolara vatandaşlık verilmesi çıktı. Bu kanun kapsamında rezidansları satabileceklerini düşünüyoruz. Tesis dışında da Antalya’da yeni bir yaşam biçimi, life style yaratmalıyız. Çünkü, gelir arttırmak oradan geçecek. Dolayısıyla yatak kapasitesini artırmak değil, daraltmak ve niteliğini değiştirmek gerekiyor. Büyük bir master planı içerisinde her kasabada her yerde yeni bir doku yaratmalıyız. Çünkü, sadece mas turizmle tesisleri dolduramayız. Bu ülkeyi sevip de burada ev sahibi olmak isteyen insanlara evlerimizi, hayatlarımızı açmalıyız. Onlara yeni ürünler sunmalıyız ama onların da yaşayabileceği dokular yaratmalıyız.”

 

“REKABETE AYAK UYDURMALIYIZ”

Turizm konusunda dünyada ciddi bir rekabet olduğunu da vurgulayan Narin, “Bu rekabete ayak uydurmamız lazım. Miami’de 16,5 milyon turist var. Antalya’ya çok benziyor. 18 milyar dolar geliri var. Caen’da turist sayısı 2 milyon. 500 restoran, 3000 lüks mağaza var. Yani lüks turizmi yapmak istiyorsak, bunları yapmalıyız. Lüks turizmin üzerindeki bulut life style. Bu tarzı sadece bir iki otelde yapmak yetmiyor, bütün her tarafta yapmak gerekiyor. Bu planlamalar sektör paydaşları ve devlet eliyle nasıl yapılacaksa bir şekilde yapılmalı ve ciddi katma değer oluşturmalıyız. Belki Amerika’yı geçemeyiz ama geçebileceğimiz birçok ülke olur” diye konuştu.

 

“TURİZM BAKANLIĞI 1960 MODEL BİR ARABA GİBİ”

İş insanlarının yönelttiği soruları da yanıtlayan Narin, nitelikli turisti getirmek için sabırlı olmak gerektiğini kaydetti. Nitelikli turist için yapılması gerekenlere işaret eden Narin, “Birincisi sabırlı olacağız, ikincisi planlı olacağız. Ortak akıl üretmemiz ve ona sadık kalmamız lazım. Bütün paydaşların olduğu 3’ncü turizm şurasında ortak aklı ürettik. Örgütsel yapının ele alınması, sektörün yeniden yapılanması gerekiyor. Turizm Bakanlığı özel çabalarla bir şeyler yapmaya çalışıyor ama 1960 model bir araba gibi. Dünyanın 6’ncı sırasına çıkmış bir Türk turizminin ihtiyaçlarına cevap verecek bir yapıya kavuşturulması, dönüşmesi gerekiyor. Yapının finansal kısmı ele alınmalı. Çünkü, kişi başı 650 dolarla Antalya’ya yabancı yatırımcı getiremeyiz. Yabancı yatırımcı geri dönüşe bakıyor. Bugün Antalya’ya uluslararası bir markayı getiremedik. Üst yapıyı oluşturmak, markalaşmayı yerleştirmek durumundayız. Bunlar bizim fiyatlarımızı adım adım yukarı çekecek. Bakın Bodrum’da sentetik bir yapı yok. Life style, konut var. Orada 365 gün yaşayan insanlar bulunuyor ve oraya bir ekosistem getiriyor. Üst yapıyı oturtmalıyız. Bunu Bodrum ve Ege kıyıları yapıyor. Antalya’da da buna ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.

 

“ANTALYA, YATIRIMCILAR İÇİN CENNET”

Antalya’nın yatırımcılar için bir cennet olduğunu söyleyen Narin, “Bizler Ege ve İstanbul’da çok ağır şartlarda yatırım yapıyoruz. Gerek imar kanunları, gerek turizm yatırımcılarına bakış açıları olsun oralar buradaki gibi değil. Burada devlet – özel sektör işbirliği gelişmiş durumda. Bu da yatırımcılar için çok büyük avantaj” dedi.

 

“AJANSTA YANLIŞ BİRŞEY OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM”     

Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı kurulmasının doğru bir karar olduğunu vurgulayan Narin, oran konusundaki endişelerini ilgililere anlattıklarını kaydetti. “Oran bizler için biraz yüksek” diyen Narin, “Kademeli olmasını talep ettik. 3’e bölelim sektör de buna alışsın dedik ama devletin ihtiyaçlarını biz bilemeyiz. Hepimiz KDV beyannamesinde 2’nci sırada bu parayı ödemesek iyi olurdu diye düşüneceğiz. Yönetimde yer alanların hepsi turizmci. Çoğu derneğimizin üyesi. Bir kısmı TÜROFED üyesi. Ben yanlış bir şey olacağını düşünmüyorum ama yönetmeliğinin biran önce çıkması önemli. Nasıl çalışacağını o zaman göreceğiz” ifadelerini kullandı. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 2975 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim