Bugün 28 Mart 2024 Perşembe
  • Antalya18 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2306.659
    %1.35
  • Dolar
    32.3183
    %0.28
  • Euro
    35.0385
    %-0.21
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Turizmin içi sanatla doldurulmalı”
12 Temmuz 2018 Perşembe 02:45

“Turizmin içi sanatla doldurulmalı”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde kabinesini açıklamış, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na turizm sektörünün tanınan ismi Mehmet Ersoy’u getirmişti.

Ersoy’un bakanlığa getirilmesi her ne kadar turizm sektörünü heyecanlandırsa da, sanatçıların da yeni bakandan beklentileri büyük.  Antalya’da yaşayan Türk Halk Müziği Sanatçısı Sümer Ezgü,  yeni bakandan turizme olduğu kadar, sanata da yatırım yapmasını istedi. 

YENİ BAKANDAN BİZİM DE BEKLENTİLERİMİZ VAR


Kültür ve sanatla ilgilenen kesimin, yeni bakandan beklentilerini aktaran Sanatçı Sümer Ezgü; “Kültür ve sanat bir ülkenin rengidir. Bir ülke alt yapıda ne veriyorsa, bu aynı zamanda kültür ve sanata da yansır. Onun için turizmciler belki çok mutlu ama kültür ve sanat kesiminin de mutlu olması gerekiyor. Beklentiler var tabii ki, ben sanat türü ayırmaksızın tüm sanat dallarının desteklenmesini bekliyorum” diye konuştu.  Ülkemizde milli kültürün ve sanatların eksik bırakıldığına vurgu yapan Ezgü, “Ülkemizde milli kültürün, milli sanatlarımızın eksik bırakıldığını düşünüyorum. O açıdan milli sanatlarımızın daha iyi imkân bulmasını arzu ederim. Türkiye’yi yurt dışında tanıtacak, Türkiye’nin kendini yurt dışında ifade edecek bir alanı varsa, o da bu toprakların öz kültürüdür. O açıdan bizim kültürümüzün desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu arada dünya batı kültürünün yok edilmemesi lazım, bu kültürün de öğretilmesi lazım. Çünkü Batı sanatları ve okul eğitimini bizden önce yaptığı için, sistematik olarak bir düzeni vardır. Orada bir plan vardır, bir sistem vardır. Bizim ülkemizde milli sanatlarımız aksadı ve sistemde hala sorunlar var.  Okullar, konservatuarlarımız çok geç açılmıştır. Özellikle de öz kültürümüzün desteklenmesi gerektiğini,  yurt içi ve yurt dışındaki öz kültürümüze ait projelerin, desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 

5.jpg

TURİZMİN İÇİ SANATLA DOLDURULMALI


Turizmi sadece kum ve denizle sınırlamamak gerektiğini de sözlerine ekleyen sanatçı Sümer Ezgü, turizmin içinin,  kültür ve sanatla doldurulması gerektiğinin altını çizdi. “Turizmin içinin boşaltılmaması gerekiyor. Yani kum deniz gibi sığlaştırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bir kültürel yapının da olması lazım. Bir örnek vermek gerekirse; ben bir Alman grupla türküleri Türkçe Almanca okuyorum. Bir Rock grubu ile bu tarz konserleri Avrupa’da Almanya’da yapıyoruz.  O zaman ben grubu Türkiye’ye de çağırdım. Geçmiş yıllarda Side ve Alanya bölgesinde çok fazla Alman olduğu için, Türk ve Alman dostluğunun güçlü olduğu yıllarda, Türk ve Alman dostluğunu pekiştirmek için o zaman otelciler birliğine bir öneri götürülmüştü. O zaman ki oteller birliği başkanı sevgili Cengiz Haydar Barut idi. İlgiyle karşıladı, projemizi yönetim kuruluna götürdü. Bana dedi ki, ‘Sümer turizm bu sene iyi gidiyor. O yüzden gerek yok’ Ben  o zaman verilen cevaba çok şaşırmıştım.  Turizmin için kültürle doldurursak geleceğe de yatırım yapmış oluyoruz.  Gerçekten bir sonraki senelerde kriz çıktı ve hiç yabancı turist gelmedi. Bu sefer Türk turiste kaldı turizm sektörü. Bunlar uzun soluklu işler diye düşünüyorum” diyen Ezgü,  sanatın turizmin içine yedirilecek sıradan bir iş olmadığını aktardı. 

2-003.jpg

“PROJELERİMİZ,  BÜROKRASİ İÇİNDE KAYBOLMASIN”


Türkiye’de kültür ve sanat projelerinin, bürokrasinin içinde kaybolmaması gerektiğini söyleyen Ezgü;  bu durumun sanatçıyı yorduğunu, üretim yapmasını engellediğini söyledi.  Israrla  ‘Turizmin içini kültürle de doldurmamız lazım’ diyen Ezgü şöyle devam etti: “ Yıllardır Türk geceleri adı altında Arap geceleri yapıldı, çöl geceleri yapıldı. Çünkü animatörler oradan, Afrika’dan gelen animatörlerdi.  Dolayısıyla öz kültürün içini turizmle de doldurmamız lazım. Biz Kahire’ye gittiğimiz zaman piramitleri çekiyoruz. Oranın gökdelenlerini falan çekmiyoruz. Etnik kökenlerini çekiyorlar. Burada Yörükler var, faklı bir yaşam var. O anlayışın da turizmin içine girmesi lazım.  Ancak kültür ve sanat işi başlı başına ele alınması gereken bir iş. Turizmin içine yedirilecek kadar sıradan bir iş değil bu. Biz de kültür ve sanatın bürokrasinin içinde kaybolmasını istemiyoruz. Bürokrasinin içerisinde projelerimiz kaybolunca biz de yılıp gidiyor, savruluyoruz.  Biz de bu ülkenin yetiştirdiği sanatçılar olarak bu ülkenin kültür ve sanatına ilişkin projelerimiz var. Yaşatmak istediğimiz, geleceğe aktarmak istediğimiz, dünyaya kendimizi ifade etmek istediğimiz projeler var.  Bunlara destekle kültür bölümünün güçlü olması gerek” 

“ARTIK TELİF YASASININ ÇIKMASI LAZIM” 


Türk Halk Müziği Sanatçısı Sümer Ezgü,  Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’dan telif yasasına el atmasını istedi.  Telif yasasının yılan hikâyesine dönmesine tepki gösteren Ezgü; “Artık telif yasasının çıkması lazım. Bu bir yılan hikâyesine döndü. Bir türlü telif yasası çıkarılamıyor. Telif ne demektir? Bir fabrikada çalışan kol işçisinin hakkını alması gibi, fikir işçilerinin de emek ürünlerinin hakkını almasıdır. Bir devlet memurunun hakkın alması gibi bir şeydir bu.  Ama bu bilinç henüz yerleşmediği için ki bu geri ülkelerde yerleşmez, Türkiye artık bir başka rotaya oturmak durumundadır. Gelişmiş ülkeler gibi bu tür telif haklarına da değer vermelidir, hak sahiplerine hakkını teslim etmelidir. Bu arada anonim eserlerin de telif kapsamına girmesi için benim kişisel olarak MESAM’da bir çabam var. MESAM’da bu konuda birçok toplantılar yaptık. Halk ozanlarıyla, gerek derlemeciler, akademisyenlerle, kaynak kişilerle, arşivcilerle çok toplantılar yaptık. Belli tanımlamalar ortaya çıktı. Ne demek anonim, bu da bir milli kültürdür. Sahipsiz olduğu için anonim eserler, herkes istediği gibi kullanıp, o güzel değerleri talan ediyor.  O açıdan bunun bir kaynağı var, orijinali var, derleyenleri var, tespit edilmiş bir yapı var. Hukuksal olarak taraf olmadığı zaman,  isteyen istediği gibi kullanıyor. O yüzden telif yasası içerisine derlemenin tanımı, derlemenin telif kapsamında bir değerin olması gerekiyor. Tüm beklentimiz bunlar” diye konuştu. 

1-009.jpg

“BAKA VE KOSGEB EĞİTİME DESTEK VERMİYOR”


Son olarak sanatçıların eğitime dönük faaliyet ve projelerinin devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini söyleyen Ezgü, bu konuya kendinden örnekler verdi. “Ben bir sanat akademisi açtım Antalya’da, devletin en küçük bir desteği olmadı. Ne kültür bakanlığın, ne BAKA’nın, KOSGEB’in hiç bir desteği olmadı. Oysa gelişmiş ülkelerde bir Almanya’da, bir Hollanda da eğer ki kültür sanat faaliyeti yapılmak isteniyorsa, spor faaliyeti yapılmak isteniyorsa, çocukları ve gençleri kötü alışkanlardan sanat alanına çekip geleceği kurtardığı için; bu tür kuruluşlara belediye olsun, bakanlıklar olsun destek verirler. Vergi desteği olabilir, malzeme desteği olabilir. Sonuçta bu tür kurumların yaşaması gerekir. Yaşarsa, gençliği kazanmış, geleceği kazanmış oluyoruz” diyen Ezgü, Türkiye’de sanatın her zaman yan iş olarak algılanmasına tepki gösterdi. 
“KÜLTÜR VE SANAT OKULLARI DESTEKLENMELİ”
 KOSGEB, BAKA ve Kültür Bakanlığı’nın sanat eğitimi veren okullara ve akademilere destek vermesi gerektiğini aktaran Ezgü; “Ne KOSGEB’den, ne BAKA’dan, ne de Kültür Bakanlığı’ndan en küçük bir destek yok. Sonuçta sanatı yaşatmak isteyen bir kurum burası.  Ben sanat akademisini kuralı iki yıl oldu. Akademinin kuruluş aşamasında araştırdık. Kültür ve sanat eğitimi veren akademilere hiçbir destek verilmiyor. Desteği bırakın, bahsettiğim birimlerin, kuruluşların kaleminde bile böyle bir destek yok.  Oysa biz son derece renkli bir okuluz.. Hem geleneksel hem de batı kültürü açısından drama gibi, tiyatro gibi, burası çok zengin içerisi olan okuluz. Londra Akademisinin temsilcisiyiz. Burası hem bir odak hem de ülke kültürüne hem sanatına insan yetiştiren bir kuruluş. Yeni bakandan beklentimiz bu gibi konulara da el atmasıdır. İnsan yetiştiren, gençler yetiştiren kuruluşlara destek vermeleri lazım” dedi. 

6-001.jpg

ÜLKEMİZDE NEDEN DESTEK BULAMIYORUZ?

“KOSGEB portakal yetiştirip pazarlarsan destek veriyor ama insan yetiştirdiğinde hiçbir şey yapmıyor” diyerek yaşanan duruma tepki gösteren Ezgü, Türkiye’deki bu  duyarsızlığın  sona ermesini istedi.  Ezgü,  “Türkiye’de sanatla ilgili en küçük destek ve teşvik olmadığı için  mecburen Avrupa Birliği’ne gitmemiz lazım. Yurt dışında neden kapı çalalım, biz? Biz ülkemizden neden destek bulamıyoruz ki? Bizim moral değerlerimiz var. Bize yapılan destek, buraya eğitime gelen gençlere ve çocuklara yansır. Buradan alınan sertifikalar, hem yurt içi hem de yurt dışında çocuklara burs imkânı sağlıyor. Belki buralardan çok iyi müzisyenler çıkacak, ülkeyi temsil edecekler.  Müzisyen çıkmasa da, yaşamına renk katacak çalışmalar. Sanat daima bulunduğu ortama güzellik, mutluluk, neşe, barış sunar. Birlikte yaşama kültürü sunar. Bunlar çok önemli değerlerdir. O zaman bunların desteklenmesi lazım. Bize sorarlar başka biri işiniz var mı diye. Benim işim sanat, başka ne olabilir ki? Müteahhitlik, ticaret ya da başka bir şey yapıp, bu arada da sanat yapmamı bekliyorlar. Hayır, benim işim sanat. Ben yaptığım sanattan para kazanmak isterim. Bir ülkede neyi sularsanız orası çiçek açar.  Neyi sularsanız orası güzelleşir. Biz de yeni kültür bakanımızdan bunları bekliyoruz” ifadelerini kullandı. (Haber: Eyüp KOÇAK)

Bu haber toplam 2867 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim