“Türkiye çocuk istismarında üçüncü”

Muratpaşa Belediyesi ve Çocuk İstismarıyla Mücadele ve Çocuk Haklarını Koruma Derneği (ÇOCUKÇA) işbirliğinde ‘Çocuk istismarına karşı eğitim’ semineri düzenlendi. Muratpaşa Belediyesi Kültür Salonu’nda önceki gün sabah gerçekleştirilen seminere katılımın az olması katılımcıları üzdü. Seminerde Dernek Başkanı Av. Buğra Kağan Oğuz, istismar verilerini aktararak çocuk haklarıyla ilgili bilgiler verirken, Başkan Yardımcısı Uzman Klinik Psikolog Mehmet Arseven ise, herkesin istismara uğradığını ve istismara uğrattığını dile getirdi.

“ÇOCUKLARIMIZI SUSTURMAYALIM”

Seminere katılamayan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın yerine ev sahipliğini Belediye Başkan Vekili İbrahim Cephaneci yaptı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Cephaneci, konunun önemine dikkat çekerek “Bizler istismara karşı çocuklarımızı çok iyi eğitmemiz gerekiyor. Hiçbir zaman çocuklarımızı susturmayalım. Bir arkadaş, kardeş gibi karşımızda konuşsunlar. Arkadaş gibi onlarla özgürce konuşursak, iyi bir eğitim verirsek hiçbir sorun kalmaz. Onlar hiçbir zaman yalan söylemezler, gerçeği söylerler. Onun için bizlere çok büyük görevler düşüyor” diyerek belediyenin çocuklar için gerçekleştirdiği çalışmalardan bahsetti ve seminerlerin devam edeceğini bildirdi.     

“GİTTİĞİM 5 VAKADAN 3’Ü ÇOCUK İSTİSMARI”

ÇOCUKÇA Derneği Başkanı Av. Buğra Kağan Oğuz ise, dernekleriyle ilgili bilgilendirme yaparak çocuk hakları konusunda önemli paylaşımlarda bulundu. Avukat olarak CMK’ya göre 18 yaş altı çocuklara zorunlu müdafaya atandığını belirten Oğuz, gittiği 5 vakadan 3’ünün çocuk istismarı olduğunu bildirdi. Bundan dolayı dernek kurmaya, çocuk istismarı ve çocuk hakları konusunda bilgilendirme yapmaya karar verdiklerini kaydetti. 2017 yılı Ekim ayında Serik ilçesinde derneği kurarak çalışmalara başladıklarını bildiren Oğuz, bu konuda ücretsiz olarak çalışan tek dernek olduklarını dile getirdi. İstismara uğramış çocuklara ücretsiz hukuki destek sağladıklarını söyleyen Oğuz, hiçbir ücret almadan davaları üstlendiklerini vurguladı. Ücretsiz psikolojik destek verdiklerine de dikkat çeken Oğuz, çocukların travmayı atlatmasını sağlamaya çalıştıklarını açıkladı.

“KANAYAN YARAMIZ”

Sorunun çok büyük olduğunu vurgulayarak ilgisiz kalınmasından yakınan Oğuz, “Bu ülke olarak kanayan yaramız ama başımıza gelmeden ne yazık ki öğrenelim, bilinçlenelim durumunda değiliz. Başımıza gelince duyurmaya çalışıyoruz” dedi. Manavgat ilçesinde babasının tecavüzüne uğrayan 4.5 yaşındaki çocuğu örnek gösteren Oğuz, “Çocuk tecavüze uğradı. Bizde dernek olarak devreye girdik ve her türlü çalışmayı yapıyoruz ama neye yarar? O çocuğa dünyaları verseniz neye Yarar? O çocuk bunu hayatı boyunca atlatamayacak. Ne yazık ki artık normal bir birey olamayacak. Önemli olan olayları oluşmadan önlemek” diye konuştu.

“ÇOCUK İSTİSMARINDA TÜRKİYE 3’NCÜ, ANTALYA 4’NCÜ SIRADA”

Çocuk istismarının duygusal, fiziksel, cinsel ve ihmal şeklinde gerçekleştiğine dikkat çeken Oğuz, duygusal istismarın çocuğa kötü davranmak şeklinde olduğunu ve çok fazla dışarıya yansımadığını kaydetti. Yapılan araştırmaya göre duygusal istismarın Türkiye’de yüzde 78 oranında olduğunu belirten Oğuz, kendilerinin bu oranı yüzde 90’ların üzerinde tahmin ettiklerini dile getirdi. 7-14 yaş grubundaki çocukların yaklaşık yüzde 40’ının yaptıkları yanlışlardan dolayı dayak yediklerinin saptandığını bildiren Oğuz, bunların 3’te birinin tokat, 4’te birinin de sopayla dövme şeklinde kaydedildiğini söyledi. Türkiye’nin çocuk istismarı konusunda 3’ncü sırada yer aldığını ifade eden Oğuz, çocuk istismarının dünyada gelişmiş ülkelerde de büyük problem olduğuna dikkat çekti. Antalya’nın ise 4’ncü sırada yer aldığına işaret eden Oğuz, yaptıkları araştırmaya göre en önemli nedenin göç olarak ortaya çıktığını bildirdi.  

“10 YILDA 250 BİN ÇOCUK CİNSEL İSTİSMARA UĞRADI”

Dünyada son 10 yılda sadece cinsel istismara uğrayan çocuk sayısının 250 bin olduğunu bildiren Oğuz, “Ülkemizde çocuk istismarının yalnız yüzde 15-20’si kayıt altına geçiyor. Diğer ülkelerdeki durum da yaklaşık aynı. Avrupa’da daha kötü. Avrupa çocuk istismarını önleme kapsamında neredeyse hiçbir şey yapmıyor. Bugün çocuk pornografisinin en yaygın olduğu ülke Hollanda. Türkiye’de internette filtreler var ama Avrupa’da bu yok ve kullanmıyorlar ısrarla. ABD ‘Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni hala iç hukukunda uygulamadı” ifadelerini kullandı.  

“ÇOCUK İSTİSMARI DEĞİL, ORTAYA ÇIKMASI ARTTI”

Cinsel istismarın ortaya çıkma oranının son 10 yılda yüzde 700 arttığını dile getiren Oğuz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çocuk istismarı son zamanlarda artmadı. Sadece duyarlılıktan dolayı ortaya çıkması arttı. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de 2016 yılında sadece 15 bin 51 dava açılmış. Yüzde 15-20’nin adliyelere yansıdığını düşünürsek oranın boyutunu siz düşünün. 2016 yılında evlenen her 100 kişiden 18’i çocuk, son 10 yılda evlendirilen kız çocuğu sayısı 482 bin 908’dir. Yine 15-17 yaş arası 17 bin 589, 15 yaş altı 244 kız çocuğu doğum yapmış. Sadece 2017 yılında Türkiye’de kayıtlara geçen 387 çocuk cinsel istismara maruz kalmış. Özellikle doğu bölgelerde adliyelere vakalar neredeyse hiç yansımıyor. Bunlar resmi kayıt olduğu için yüzde 15-20’lik bir oran.”

“CİNSEL İSTİSMARI ERKEKLER YAPIYOR”

Fiziksel istismarı daha çok kadınlar yapsa da cinsel istismarı erkeklerin yaptığına dikkat çeken Oğuz, bu konuda erkeklere eğitim vermek gerektiğini vurguladı.

“HEPİMİZ İSTİSMARA UĞRADIK VE UĞRATIYORUZ”

İstismarın fiziksel, cinsel, duygusal ve ihmal olarak dört şekilde oluştuğuna işaret eden Psikolog Mehmet Arseven ise, “Fiziksel ve cinsel istismarı hepimiz biliyoruz. Duygusal istismar ve ihmalden pek haberdar değiliz. Bu salonda bende dahil istismara uğramayan ve uğratmayan herhangi birisi yok. Hepimiz istismara uğradık ve birilerini istismara uğratıyoruz. Çocuk olmak zorunda değil” dedi.

ÇOCUK HAKLARINA DİKKAT ÇEKTİ

54 maddeden oluşan ve 160’tan fazla ülke tarafından kabul edilen Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesine dikkat çeken Arseven, 2, 3, 6 ve 12’nci maddelere işaret etti. Bu hakların çocuklara anlatılması gerektiğini vurgulayarak ‘ayrım gözetmeme’ hakkına işaret eden Arseven, her bireyin 18 yaşına kadar ayrım gözetilmeksizin çocuk olarak kabul edildiğini ve her çocuğun vazgeçilmez haklara sahip olduğunu söyledi. Hakların bütün çocuklar için olduğunu ve ayrım gözetilmeksizin bütün çocukların hakkının kanun önünde eşit olduğunu vurgulayan Arseven, “Doğum yerleri, konuştukları dil ne olursa olsun fark etmez. Büyüklerinin inançları ya da görüşleri nedeniyle hiçbir çocuğa ayrım yapılmaz. Her durumda çocuğun yüksek yararı düşünülmek zorunda. Devlet, çocukların korunma ve bakımını üstlenenlerin sorumluluklarını yerine getirmeleri için önlemleri alır ve onların sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerine bakar. Çocukların yaşama ve gelişme hakları vardır. Devlet çocukların haklardan yararlanmasını sağlar. Çocukların ifade özgürlükleri vardır ve bizde dinlemek zorundayız. Hakların uygulanması için gereken her türlü çabanın gösterilmesi gerekir” diye konuştu.

“ÇOCUĞA EV İŞİ YAPTIRMAK DUYGUSAL İSTİSMARDIR”

İçinde Antalya’nın da bulunduğu 15 büyük ilde 1200’den fazla ebeveynle yüz yüze görüşmeyle yapılan ve ebeveynlerin tutumlarının değerlendirildiği bir araştırmayı paylaşan Arseven, her 5 ebeveynden 1’inin çocuğu dinlemediğinde küfür ettiğini söyledi. Annelerin çocuklarından kendilerinin yerine kardeşlerine bakmasını istediğini kaydeden Arseven, bunun ömür boyu devam eden rol karmaşasına neden olduğuna dikkat çekti. Söz dinlemeyen çocuğa ‘Seni sevmem’ demenin çocuklarda değersizlik hissi ve terk edilme korkusu oluşturduğunu kaydeden Arseven, çocuklara ev işleri yaptırmanın da duygusal istismar olduğunu söyledi. İhmalin ise temel ihtiyaçların karşılanmaması gibi olduğunu dile getiren Arseven, yapılması gereken bir şeyin yapılmaması olduğunu kaydetti.

ÇİÇEK TAKDİM EDİLDİ

Seminerin sonunda Başkanvekili Cephaneci tarafından konuşmacılara çiçek takdimi yapıldı. Dernek Başkanı Oğuz tarafından da Cephaneci’ye plaket hediye edildi. HABER: YUSUF KATRAĞ