Bugün 18 Nisan 2024 Perşembe
  • Antalya22 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2486.704
    %0.60
  • Dolar
    32.492
    %0.19
  • Euro
    34.7923
    %0.25
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Türkiye’de ekonomi yönetilmiyor”
11 Ekim 2017 Çarşamba 16:29

“Türkiye’de ekonomi yönetilmiyor”

Türkiye’deki verilerin işlerin iyiye gittiğini göstermediğini söyleyen CHP İzmir Milletvekili ekonomist Doç. Dr. Selin Sayek Böke, “Türkiye’de ekonomi yönetilmiyor” dedi. Sanayileşmeye de dikkat çeken Böke, Türkiye’nin sanayi 4.0 devrimini kaçırmaması ger

Türkiye’deki verilerin işlerin iyiye gittiğini göstermediğini söyleyen CHP İzmir Milletvekili ekonomist Doç. Dr. Selin Sayek Böke, “Türkiye’de ekonomi yönetilmiyor” dedi. Sanayileşmeye de dikkat çeken Böke, Türkiye’nin sanayi 4.0 devrimini kaçırmaması gerektiğini vurguladı.

 

Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD)’ın 14’ncü olağan toplantısı, dün akşam Akra Hotel’de gerçekleştirildi. ANSİAD Girişimcilik Komitesi Başkanı Işık Yargın başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda, işadamlarının konuşmacı konuğu CHP İzmir Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi, iktisatçı, ekonomist Doç. Dr. Selin Sayek Böke oldu. “Kalkınma ve Demokrasi: Nasıl Bir Ekonomi Politikası, Nasıl Bir Siyaset?” konulu bir konuşma yapan Böke, ülke ekonomisine yönelik karanlık bir tablo çizerken, Türkiye’nin sanayi 4.0 devrimini kaçırmaması gerektiğini vurguladı. İş ve siyaset dünyasının buluştuğu toplantıya ANSİAD üyelerinin yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, İl Başkanı Mustafa Erdem, Muratpaşa İlçe Başkanı Ahmet Kumbul ve Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal da katıldı.

“SANAYİCİLER KAMU GÖREVİ YAPIYOR”

Sanayicilerin ekonomiyi işler kılarak kamu görevi yaptıklarını vurgulayan Böke, “Ekonomisi kalkınacak dinamizme sahip topraklarda yaşıyoruz ama her şeyden önce acısıyla mutluluğuyla ortak olabilecek birlikte yaşama kültürünü inşa etmemiz gerekiyor. Türkiye’nin var olan müthiş ekonomik potansiyelinin yarınlara nasıl evrilebileceğine dair elini taşın altına koymuş olan, herkesten daha çok kamu görevi yapıyor olan siz sanayicilerle biraraya gelmek umudu yaşatan bir şey. Çünkü, biz sadece birlikte yaşayan değil birlikte üreten bir toplumun hayalini kurmak zorundayız. Yaratılan bütün baskı ve otoriterliğe rağmen biz buradayız ve üretmeye devam ediyoruz diyen cesaretli insanlara ihtiyaç duyulan bir dönemden geçiyoruz. Bu açıdan yaptığınız işin ne kadar kıymetli olduğunu, verdiğiniz katkının sadece iş dünyasına olmadığını, ekonomiyi işler kılarak yarınlara dair umut beslemek isteyen 80 milyona kamu görevi yerine getirdiğinizi belirtmek isterim” dedi.

“EKONOMİK ANLAYIŞ ÜRETENİ DEĞİL, TÜKETENİ TEŞVİK EDİYOR”

Sanayicilerin zor şartlar altında üretim yaptıklarına dikkat çekerek, bugünkü ekonomik anlayışın üreteni değil tüketeni teşvik ettiğini söyleyen Böke, “Bugün ortaya konan ekonomik çerçeve, üreteni değil tüketeni, üretim için yatırım yapanı değil rant uğruna inşaat yapanı teşvik ediyor ve üretim yerine rant düzenini pekiştirecek insanları tercih ediyor. Sadece finansal getiri peşinde değil, üreterek somut bir şey ortaya koyan ve bu üretime insanları ortak eden yaklaşıma Türkiye’nin ihtiyacı var” diye konuştu.   

“DÜNYA DEĞİŞİYOR, SANAYİ DEVRİMİNİ HAYATA GEÇİRECEK BİR ANLAYIŞA İHTİYACIMIZ VAR”

Dünyada bir değişim süreci yaşandığına işaret ederek sanayi devrimine dikkat çeken Böke, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sadece Türkiye değil, bütün dünya değişiyor. Siyasette ve uluslararası politikada ortaya çıkan bu değişimin önemli bir bölümünün ekonomideki değişimden kaynaklandığını hepimiz biliyoruz. Dünyada rekabet koşullarının ağırlaştığı ve her rekabet koşulunun ağırlaştığı dönemde rekabet edebilmek adına yeni devrimlerin doğduğunu bildiğimiz yüzlerce yıllık bir geçmişten geliyoruz. Bugünkü rekabet ortamı, üretim yapma biçimimizde, yaşamımızda büyük devrimler yoluyla bir değişim yaratacak. Bize düşen görev, karşımıza çıkan bu rekabet koşullarında nasıl tutunacağımız üzerine kafa yormak kadar, bu rekabet koşullarının ortaya çıkaracağı yeni sanayi devrimini de okumak ve karşımıza konması yerine şimdiden ortak olan ekonomik düzeni yaşatmak. Sanayi devrimini başkasının yapmasını beklemeden Türkiye’de hayata geçirecek bir anlayışa ihtiyacımız var.”

“SANAYİ 4.0 DEVRİMİ KAÇARSA REFAH YARATAMAYAN BİR TÜRKİYE ORTAYA ÇIKAR”

Türkiye’nin daha önceki devrimleri kaçırarak hep geriden geldiğine dikkat çeken Böke, sanayi 4.0 devriminin kaçırılmadan yakalanması gerektiğini vurguladı. Sanayi 4.0 devriminin çok hızlı gelişeceğini kaydeden Böke, kaçırılırsa sadece yeni sektörlerde varlık gösteremeyen değil, geleneksel sektörlerde de ucuz işgücüyle rekabet etmeye sıkışan ve refah yaratamayan bir Türkiye’nin ortaya çıkacağı uyarısında bulundu. Türkiye’nin bu sanayi devriminin öncüsü olmaya talip olması gerektiğini ifade eden Böke, “Bu değişim ihtiyacında, sanayi devriminde ilk adımı atanlar kazanacak. O zaman geç kalmamakla yükümlüyüz” diyerek Türkiye’nin sanayi 4.0 devrimine önem vermesi gerektiğini vurguladı.

“SANAYİ ÜRETİMİNDE İLK 15 ARASINDA DEĞİLİZ”

Eskiden sanayileşen ve hizmet sektörüyle büyüyen ekonomi devlerinin bugün tekrar nasıl sanayileşebileceklerini tartıştıklarını söyleyen Böke, Türkiye’de sanayileşmesinin konuşulması gerektiğini ifade etti. 1990 ve 2000’lerin başında Türkiye’nin imalat sanayi üretiminde dünyanın ilk 15 ülkesi arasında olduğunu hatırlatan Böke, 2010 yılına gelindiğinde Türkiye’nin ilk 15 arasında bulunmadığına dikkat çekti. Hindistan’ı örnek gösteren Böke, Hindistan’ın ilk 15 arasında değilken 2010 yılında ilk 10 arasına girdiğine işaret ederek Türkiye’nin sanayi üretimi liginden düştüğünü söyledi.

“EKONOMİNİN İÇİNDEKİ SANAYİNİN PAYI DÜŞTÜ”

Ekonominin içinde sanayinin payının 10 yıllık süre içinde yaklaşık 5 puan düştüğünü dile getiren Böke, “Bu zaten dünyada var olan bir eğilim deme lüksümüz yok. Çünkü, Güney Kore’ye baktığınız zaman aynı dönemde bu pay artmış. Bizim 1960’larda ekonomik düzeyi benzer gördüğümüz Güney Kore, sanayileşmeden asla vazgeçmeyerek ve sanayinin ekonomideki payını artırarak bugün güçlü bir ekonomi olarak karşınıza çıkıyor” diye konuştu.

“10 YILDIR YERİMİZDE SAYMIŞIZ”

Türkiye’nin 10 bin dolar düzeyindeki bir geliri aşamadığını ifade eden Böke, “Türkiye’de bugün 10 bin 519 dolar kişi başı gelir var. 2008 düzeyinin altında.    Yaklaşık 10 yıl geçmiş ama yerimizde saymışız. Sanayileşmediğiniz zaman refah üretemiyorsunuz. Üretim olmadığında ülkede geliri yaratmak mümkün olmuyor” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE DÜŞÜK VE ORTA TEKNOLOJİK ÜRETİME HAPSOLMUŞ DURUMDA”

Türkiye’nin ihracatının içerisindeki ileri teknolojinin payının yüzde 3.5 olduğuna da dikkat çeken Böke, 100 birimlik ihracatın sadece 3.5 biriminde ileri teknoloji olduğunu söyledi. Türkiye’nin orta ve düşük teknolojili üretime hapsolduğunu kaydeden Böke, Batı ile kavga edildiği zaman düşük ve orta teknolojiden ileri teknolojiye geçiş imkanının da ortadan kalktığını ifade ederek dış politikanın sanayi teknolojisinin üzerinde büyük rol oynadığını dile getirdi.  

“TÜRKİYE EKONOMİK SİSTEMİ, ÇÖKMENİN EŞİĞİNE GELDİ”

Türkiye’nin ekonomik sistemin çökme eşiğine geldiği bir dönemden geçtiğini savunarak iktidarın Meclise getirdiği Plan Bütçe Komisyonu’nda tartışılmakta olan torba yasaya dikkat çeken Böke, şunları dile getirdi:

“Bu torba yasa bugün iktidarda olanların Türkiye ekonomisini nasıl bir çıkmaza soktuklarının itirafı olarak okunmalı. Türkiye’nin borçlanmaya, vergi artışına, zam yapmaya ihtiyacı var. Çünkü, ülke ekonomisi artık kaynak üretemeyen ve kendini sürdüremeyen bir yere sıkışmış durumda. Hızlı kaynak yaratmak için borçlanmaya gidebilirsiniz, vergileri arttırabilirsiniz ama bu sadece bugünü kurtarır. Temelde bu sıkışıklığı ortaya çıkarmış olan düzendeki aksaklıkları ortaya koymazsanız bu sorun kendini derinleştiren bir sorun olarak karşımızda durur. Türkiye ekonomisi günü kurtaran politikalarla tıkanmış durumda. Bizim günü kurtaran değil, ülkeyi kendi potansiyeline taşıyan bir sürdürülebilir çerçeveye ihtiyacımız var.”

“EKONOMİDE MAKUL DÜZEY OLMAZ”

“Türkiye’de ekonomi yönetilmiyor” diyerek önce yüzde 40 olarak açıklanan daha sonra da makul düzeye çekileceği belirtilen MTV zammını hatırlatan Böke, şunları söyledi:

“Ekonomiden sorumlu bakan yeni getirilmiş torba yasadaki bir vergi düzeyini bilmiyorsa bu ülkede ekonominin yönetildiğini iddia etmek mümkün değil. 10 dakika içerisinde yanlış biliyormuşum denebilen ve vergi için makul düzeye çekilecektir diyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Bunca yıl ekonomide ders anlattım makul düzey diye bir şey duymadım. Verginin rakamı, yüzdesi olur. Makul düzey felsefi bir tartışmanın parçasıdır. Türkiye artık ekonomisi yönetilmeyen, başı boş bırakılmış keyfi bir düzene hapsolmuş vaziyette. Sadece kötü yönetilmiyor, yönetilmiyor bile. O zaman ekonominin yönetim biçimini değiştirmemiz gerekiyor.”  

“25 MİLYAR LİRA BÜTÇE AÇIĞI, 37 MİLYAR LİRA BORÇLANMAK İSTEYEN BİR İKTİDAR VAR”

Ocak – Ağustos rakamlarına göre Türkiye’nin 25 milyar liralık bir bütçe açığı olduğunu bildiren Böke, “25 milyar liralık bir bütçe açığı, 50 milyar liralık da borçlanmayla karşı karşıyayız. Şimdi bir torba yasa ile ek bütçe getirmeden 37 milyar lira daha borçlanmak isteyen bir iktidar var karşımızda” diye konuştu.

“DIŞ BORÇ STOKU GELİRİN YÜZDE 50’SİNİ AŞTI”

Türkiye’nin dış borç stokunun gelirinin yüzde 50’sini aştığını söyleyen Böke, “Bizim kriz yılları diye andığımız yılları andıran bir rakam. 14 yıl sonra milli gelirimizin yarısı kadar dışarıya borçluyuz. Bu 80 milyonun ortak borcu. 432 milyar dolar bir şekilde ödenecek. Önümüzdeki 12 ay içerisinde 170 milyar dolarlık yurt dışına ödememiz var. Bunu ödeyebilmek için dışarıdan yeni kaynak bulmak gerekecek” dedi.

“HİÇBİR VERİ İŞLERİN İYİ GİTTİĞİNİ GÖSTERMİYOR”

Türkiye’deki hiçbir verinin işlerin iyi gittiğini göstermediğini dile getiren Böke, sözlerine şöyle devam etti:

“Dış ticaret açığı da enflasyon da işsizlik de Türkiye’de işlerin çok kötü gittiğine işaret ediyor. Ben bu işten anlayan biri olarak yeni büyüme rakamlarının neyi yansıttığını bilmiyorum. Bugün yıllık enflasyon yüzde 11.2 seviyesinde. Asgari ücret kazanan için bu enflasyon çok daha yüksek. Çekirdek enflasyon son 13 yılın zirvesinde. İşsizlik yüzde 10.5 seviyesinde. Resmi rakamlara göre 3 milyonun üzerinde insan işsiz. Umudunu kaybetmiş olanları da dahil ettiğinizde 6 milyon kişi işsiz. 15-24 yaş aralığındaki gençler yüzde 20’lik resmi işsizlikle karşı karşıya. Her 5 gençten birisi çalışabilir durumda olduğu halde iş bulamıyor. Her 3 gençten biri ne çalışıyor ne de eğitimde. Yeni bir ekonomi hikayesi yazmamız gerektiği gençlere baktığımızda ortaya çıkıyor.”

“MESELE EKONOMİYE SAĞLIKLI YAKLAŞIM”

Meselenin parti meselesi olmadığını söyleyen Böke, şunları ifade etti:

“Farklı görüşlerimiz olabilir. Kimimiz iktidara kimimiz farklı muhalefet partilerine oy vermiş olabilir. Kime oy verdiğimizden bağımsız olarak hepimiz teknoloji üretemeyen, sanayisi kalkınamayan, dolayısıyla gelir üretemeyen, yüksek enflasyonlu, kuru oynak Türkiye ekonomisinin ortağıyız. O zaman meselenin bir parti meselesi olmadığı, ekonomiye sağlıklı bir yaklaşımın olduğu da ortaya çıkıyor.”    

“TEK ADAM REJİMİ YARATILDI”

“Eğitim düzeni soru soran değil ezberleyen, yarına dair hayal kuran değil verileni yerinde yapan vatandaş istiyor. Öyle olduğu zaman da ileri teknoloji çıkmıyor. Böyle olunca sanayi üretiminden bir gelir ve refah yaratmak mümkün olmuyor” diyen Böke, Türkiye’de tek adam rejimi yaratıldığını belirterek sözü TEOG’a getirdi. “Oğlum sınava girecekti. Oğluma sınav tarihini söyledim yattı. Ertesi sabah kalktığında gözün aydın. Sayın Cumhurbaşkanı sınavınızı iptal etti dedim” ifadelerini kullanan Böke, “Milli Eğitim Bakanı da ben ve oğlumla aynı zamanda öğrendi değişimi. Çünkü tek kişi karar veriyor” dedi.

“YENİ BİR İKTİDARI ORTAYA ÇIKARACAK DEĞİŞİM İÇİN HEP BİRLİKTE ÇALIŞMAK GEREKİYOR”

Farklı bir siyaseti ve anlayışı mevcut iktidarın ortaya koymasını beklemenin gerçekçi olmadığını söyleyen Böke, “Bu iktidarı ayakta tutan ahbap çavuş ilişkileri ve rant düzeni kuralsızlığı, keyfi düzene ihtiyaç duyuyor. Kendi iktidar yapısını ortadan kaldıracak değişimi ortaya koymasını beklemek gerçekçi değil. Değişen dünyayı iyi okuyan, ekonomiyi farklı yöneten, siyasetin ekonomiyi gölgelemediği, bilakis hukukun işletilmesi için güvence olduğu bir Türkiye’de her şey çok farklı olabilir. Bunları bu iktidarın yapması mümkün değil. O zaman yeni bir iktidarı ortaya çıkaracak değişim için hep birlikte çalışmak gerekiyor” diye konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ

Kaynak: yusuf katrağ
Bu haber toplam 10131 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim