Tuğçe Öztürk Almaç / Avukat

Neye inandığınız ya da inandırıldığınız çok önemlidir. Bir kere o fikre saplandıysanız hele ki o fikir zehirli ise hem kendinizi hem etrafınızı yakar geçersiniz. Mesela birileri sizi herhangi bir konuda yeteneksiz olduğunuza inandırmış olabilir. Ölene kadar içinizdeki potansiyeli keşfedemezsiniz. Hatta etrafınızda potansiyeli olan insanları dahi göremeyebilirsiniz. Yine birileri sizi dini inanışlar açısından çok yanlış yerlere sürüklemiş olabilir. Ölene kadar gerçek olmayan vicdani yükleri taşımak zorunda kalabilir ya da bu konuda obsesif davranabilirsiniz. Kısacası şu birileri ruhani ve düşünsel bütünlüğünüze inanışlar yoluyla çok çeşitli şekilde sızabilir ve bunun için bir virüs programına ihtiyacınız olacaktır.

Daha önce milyonlarca kere bilimin her türlü cehalet karşısında bir zırh olduğu söylenmiş olsa da maalesef bu uygulamaya dökülemedikten sonra bir işe yaramamaktadır. Ülkemizde kitap okuma, araştırma, soruşturma, merak ve ilgi oranları ortadadır. Bizi teşvik eden tek motivasyon kaynağı çok üzülerek söylüyorum ki yalnızca ekonomik çıkarlar olmuştur. Geriye tek bir silah kalıyor ki o da VİCDANİ MUHAKEME’dir.

Vicdani Muhakeme yoluyla kişiler kendi davranışlarını değerlendirip olumlu ya da olumsuz bir sonuca varabilir, davranışlarının başını ve sonucunu, nereye gideceğini öngörebilir. Bir başkasının aklına, değerlendirmesine ya da yorumuna ihtiyaç kalmaz. Böylelikle biri size yeteneksiz dediğinde süzgeçten geçen bilgi içerde kabul görmediğinde dışlanır ve kişi kendi potansiyelini keşfedebilir. Bu sadece bireysel yetkinlikle alakalı olmayıp yaşamın her alanı için geçerli bir virüs programıdır. Demokratik toplumlarda özdeğerlendirme en önemli yetkinliktir.

Peki bu kadar laf kalabalığı ne için? Pandemi nedeniyle tam kapanma yaşarken herkes bu durumun sorumluğunun alınıp alınmadığını, kapanma öncesinden daha fazla insanın nasıl oluyor da dışarıda muafiyet adı altında gezindiğini, herhangi bir hukuksal zemini olmayan yasakların hukuk devleti ilkesine nasıl zarar verdiğini, futbolcuların öncelikle aşılanmasına rağmen ekonomik kaygılarla her gün işe gidip gelen yüzlerce insanın henüz aşı sırasında olmamasını bir değerlendirelim bakalım. 

Soru sormak ve o cevapları aramak insanı eninde sonunda gerçeğe ulaştırır…