İşçiler yürüdü

2025-2026 Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi ile ilgili hükümetin sunduğu teklifin müzakere edilebilir olmadığını savunan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), taleplerinin görmezden gelindiği ve emeğin değersizleştirilmeye çalışıldığı gerekçesiyle 81 ilde bir dizi eylem planını hayata geçirme kararı aldı. Bu kapsamda dün sabah iş yerlerine doğru yürüyüş gerçekleştiren Türk-İş üyesi işçiler, işyerleri önünde bildiri okudu. Türk-İş üyesi işçiler, yarın işyerlerinde öğlene kadar işin başında çalışmama hakkını kullanacak. 1 Temmuz'da basın açıklamaları gerçekleştirecek işçiler, 3 Temmuz Perşembe günü AK Parti il binaları önünde basın açıklaması yapacak. 8 Temmuz'da iş yerlerini terk etmeyerek sabaha kadar iş yerlerinde kalacak olan işçiler, 17 Temmuz Perşembe günü ise işe gelmeme eylemi gerçekleştirmeyi planlıyor. İlk eylemlerini dün sabah gerçekleştiren karayolu işçileri, Çallı kavşağından Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü önüne kadar yürüdü. "Vergide adaletsizliğe dur diyoruz, hayat pahalılığına dur diyoruz, yaşasın iş ekmek sendika mücadelemiz, KHK ile engellenen tayin hakkımızı istiyoruz, kamuda taşeron istemiyoruz" yazılı dövizlerle dikkat çeken işçiler, "Direne direne kazanacağız, işçiyiz haklıyız kazanacağız, zafer direnen emekçinin olacak" şeklinde slogan attı. İşçiler adına bildiriyi okuyan Türk-İş  Antalya İl Temsilcisi ve Yol İş Sendikası Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Cemil Ünal, "Bugün burada 2025-2026 yılını kapsayan Toplu İş Sezleşme sürecimizde, hükümet tarafından sunulan kabul edilemez teklife karşı tepkimizi hep birlikte dile getirmek için toplandık" dedi.    

"TEKLİF EMEĞİMİZİ YOK SAYIYOR"
 Hükümete çağrıda bulunan Ünal, "Kamu Toplu İş Sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloğa dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz işçinin sabrını sınadınız. 3 ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz. 'Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor' dedik, görmezden geldiniz. Sabırla çözüm bekledik. Sunduğunuz teklif emeğimizi yok saymakta" şeklinde konuştu.

"ZORDAYIZ GEÇİNEMİYORUZ"
"Maaşlarımızla 1 ayı değil, 1 haftayı bile çıkaramıyoruz" diyen Ünal, şöyle konuştu:
"Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor, uykularımız kaçıyor. Çocuklarımızın beslenmesini, kitap-defter masrafını karşılayamıyoruz. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline geldi. Zordayız geçinemiyoruz. Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan ve emekçiden kopmuş, bildiğini okuyor. Biz bu ülkenin üretim gücüyüz. kamuda çalışan binlerce işçiyiz. Görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan işçiler, kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır. Gece gündüz demeden her koşulda çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksatılmadan sürmekte. Bu mesele yalnızca kamu işçisinin değil, herkesin meselesidir. Kamuoyunun da bu adaletsizliğe ve aksayacak olan kamu hizmetlerine sessiz kalmayacağı bilinmelidir. Emekçiyi oyalamak, belirsizlik içinde bekletmek, sosyal barışa zarar verir."

"SADAKA DEĞİL, HAKKIMIZI İSTİYORUZ"
 Emekçilerin üzerine düşen görevi yaptığını ve yapmaya devam ettiğini vurgulayan Ünal, "Bizi yönetenler de sosyal devletin gerektirdiği görevini yerine getirmeli. Hükümet en kısa zamanda süreci, daha fazla uzatmadan, işçinin, emekçinin hakkını vermeli, adil ve kabul edilebilir bir çözümle sonlandırmalı. Bu böyle gitmez. Siz duymazdan gelirseniz, biz duyurmayı biliriz. Masa susarsa meydanlar konuşur. Bu işin sonu greve kadar gider. Artık yeter. Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. Onurlu bir yaşam, adil bir ücret, güvenceli bir gelecek istiyoruz. Geçinemiyoruz, susmuyoruz, geri adım atmıyoruz" dedi. Açıklamanın ardından işçiler, işlerini yapmaya devam etti. (HABER MERKEZİ)