Adem Vural / SON HABER

Tarım ve hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren üreticilerin bugün farklı meseleleri bulunmakta. Tarım noktasında daha fazla yatırımlara gereksinim olduğu ortada. Öte yandan olumsuz hava şartları nedeniyle üreticilerimiz ise zor şartlarda işlerini yapmaya çalışıyorlar. Pandeminin seyri ile birlikte kronikleşen sorunlar büyürken tarım alanlarına daha fazla yatırımlar görmekteyim. Aynı şekilde ülke ve Dünya genelinde doğal afetler, salgınlar, yangınlar ve ekonomik krizlerde en çok etkilenen sektör turizm ve tarım… Özellikle tarım sektörünün olmazsa olmaz kuralını doğrularcasına tüm insanlığın doğal gereksinimi olan beslenme noktasındaki kilit rolü çok önemli. Tüm Dünya’yı olumsuz etkilemeye devam eden Korona Virüs salgınında bir kez daha gördük ki tarım çok farklı ve hayati öneme sahip. Bu vssileyle doğru planlama ve yatırımın tarım sektörünü atağa geçirecek şekilde biçimlendirilmesi lazım. Tarımın önemi bütün Dünyada her geçen gün artıyor ve buna paralel yeni yatırımlar yapılıyor. Ülkemiz gerçekten tarım için son derece müsait bir toprak yapısına ve iklime sahip. Karadeniz bölgemizin kendine has ürün çeşitliliği varken, Akdeniz bölgemizin ve Doğu Anadolu bölgemizin kendine has özellikleri ve zenginliği var. Bilhassa Akdeniz bölgemizde Antalya tarımın lokomotifi bir şehir diyebilirim. Mesela son senelerde maalesef zeytinlik alanlarımız azalmaya başladı ve bu da fiyatlara yansıyor. Bu vesileyle uretimi yaygınlaştırıcı ve teşvik edici projeler geliştirmemiz artık kaçınılmaz. Elbette bunu yaparken de ilaç, gübre, mazot ve diğer maliyetlerin fiyatlarının aşağıya çekilmesi lazım. Mutlak surette tarım alanlarımızı korumamız ve çoğaltmamız lazım. Gelecek nesillere aktarmamız lazım. Tarımı geliştirir ve ürün çeşitliliğini arttırırsak ekonomimiz daha iyi seviyelere gelir. Çünkü tarım sektörü için çok uygun bir iklime ve coğrafyaya sahibiz. Orman yangınlarına karşı daha duyarlı ve hazırlıklı olmamız lazım. Doğal afetleri yaşamamak için de bilimsel olarak projeler geliştirmemiz lazım. Esen kalın.