"10 yıl içerisinde tarımda çalışacak işçi bulamayacağız"

 Özellikle genç nüfusun tarımdan kaçtığına dikkat çeken üreticiler, 'önlem alınmazsa 10 yıl içerisinde tarımda çalışacak işçi bulamayacağız' uyarısında bulundu.

SEKTÖRÜN İLERİ GELENLERİ KATILDI

Antalya Ticaret Borsası'nda gerçekleştirilen toplantıya; Antalya Tarım İl Müdürü Ekrem Şen, Antalya Zirai Karantina Müdürü Ekrem Çetin, Finike Ziraat Odası Başkanı Halil Saraçobanoğlu, Kumluca Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Özçetinkaya, Antalya Pazarcılar Odası Başkanı İsmail Öz, Metro Satın Alma Müdür Yardımcısı Harun Ergin, Antalya Tüccarlar Derneği Başkanı Adem Derneği Başkanı Adem Özaydın, Antalya Komisyoncular Derneği Başkanı Nevzat Akcan, Antalya Tüketici Derneği Başkanı Abdullah Özçelen, Antalya Hal Müdürü Şükrü Yeşilorman ve Ziraat Mühendisleri Odası'ndan Murat Vermez katıldı.

REKABET KOŞULLARINI İYİLEŞTİRMEK GEREKİYOR

 Toplantıda ilk sözü Antalya Tarım İl Müdürü Ekrem Şen aldı. Şen, Antalya'nın yaş sebze ve meyve üretimi, kesme çiçek üretiminde Türkiye'nin lokomotifi konumunda olduğuna dikkat çekti. Antalya  Tarım İl Müdürlüğü olarak, tarımsal üretimde çeşitlilik, verimlilik ve kalite konularına ağırlık verdiklerini söyleyen Şen,  Çiftçi ve sektör temsileriyle birlikte, işbirliği halinde çalışmalarını yürüttüklerini söyledi. Antalya'nın tarımsal üretimde Türkiye'nin yüzde 12'sine denk gelen bir kapasiteye sahip olduğunu vurgulayan Antalya Tarım İl Müdürü Ekrem Şen,  konuşmasını verdiği rakamlarla destekledi.  Şen; "Antalya Tarım İl Müdürlüğü olarak amacımız tarımsal üretimde çeşitlilik, verimlilik ve kalite.  Bu yönde çalışmalarımızı aralıksız devam ettiriyoruz. Çiftçilerimiz ve sektör temsilcilerimizle işbirliği içerisinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bugün Antalya, yaş meyve sebze sektörü olarak baktığımız zaman, 2016 yılı değerlendirmelerine göre, ülkemizde yaklaşık 49 milyon ton yaş sebze ve meyve üretimi içerisinde, 5 milyon 743 bin tonla Antalya yüzde 12'lik bir paya sahiptir.  Bu 5 milyon 743 bin ton, ülkemize ihracat, gelir ve istihdam bakımından da önemli katkılar sağlamaktadır. Bu katkının daha da artarak devam edebilmesi için rekabet şartlarının iyileştirilmesi gerekiyor" diye konuştu.

ORTADOĞU VE ASYA'YA İHRACAT ARTTI

Antalya'da taze sebze ve meyve üretiminin son 14 yılda yüzde 60 arttığına dikkat çeken Antalya Tarım İl Müdürü Ekrem Şen, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: "2002 yılından bu yana verilere baktığımız zaman hep artan yönde bir değerlendirme olduğunu görüyoruz. Bugün üretimde son 14 yılda ilimizde taze meyve ve sebze üretimi yüzde 60 arttı. Bu artışın yanında ihracat 3 kat, ihracat değeri ise 7 kat arttı.  Ancak ihracat, bir önceki yıl 468 milyon dolardan 378 milyon dolara düştü. Bu düşüşün en büyük sebebi Rusya Federasyonu'nda yaşanan olumsuzluklardır.  Elbette Rusya bizim için önemli bir pazardır ama biz ihracatçı ve üreticilerimizle işbirliği yaparak yeni pazarlar nasıl geliştirebiliriz, başka pazarlar nasıl yaratabiliriz bir yıl boyunca değerlendirdik. 2015 yılında 64 ülkeye ihracat yaparken, 2016 yılında 74 ülkeye ihracat gerçekleştirdik. Bugün ihracat değerlendirmesine ülkeler bazında baktığımız zaman, elbette bağımsız devletler topluluğu, Rusya Federasyonu ile ülkelerin payı yüzde 60 iken, Avrupa Birliği payı yüzde 22'lere düşmüştür.  Asya ülkeleri ve Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracat, geçmişte olduğu gibi yüzde 2'lerde.  Geçen yıl Ortadoğu ve Asya ülkelerinde ihracat anlamında önemli bir hareketlenme oldu. O ülkelerden ülkemize ziyaret yapıldı. Bu ülkeler, ülkemizden yaş sebze ve meyve alımı eğilimindeler.  Ancak tek istedikleri şey, lojistik.  Ürünlerin kalitesini koruyacak şekilde ürünlerin, en kısa sürede nasıl getirilebilir konusu konuşuldu,  THY'nin kargo  şirketleri devreye girmesi gündeme geldi"  

ÜRETİMDE ÖRGÜTLENME KAÇINILMAZ HALE GELDİ

Hem Avrupa hem de Rusya pazarının, üretici ve ihracatçılardan ciddi talepleri olduğuna vurgu yapan Şen, Türkiye'nin lojistik başta olmak üzere pek çok konuda adımlar atması gerektiğinin zorunluluğuna dikkat çekti.  Şen, sözlerine şöyle devam etti: "İster Avrupa ülkeleri olsun, ister bağımsız devletler topluluğu olsun ister Ortadoğu ülkeleri olsun; tüketiciler gıda güvenliği garantisi istiyor. Satın aldığı ürünlerin, gıda güvenliği yönünde kendi toplumuna zarar vermeyecek herhangi bir kalıntı ürün olmadığından emin olmak istiyor.  Bunun için de kayıt ve izlenebilirlik istiyor.  Pazarda bizden başka ne istiyorlar; bugün Avrupa'da geçerli olan kayıtlı kontrollü ve sertifikalı ürünler istiyorlar. Bir sertifikalı ürün üretildiği zaman  o ürünün bir gıda güvenliği garantisi oluyor.  Sadece üretim gıda güvenliği açısından değil, çevresel yönden de değerlendiriliyor. Bu üretimde görev alan işçilerin güvenliğinin garanti alınmasını istiyor.  Pazar, üretimde yeni ürünler ve yeni alternatifler istiyor. Yıl boyu ürün tedariki sağlayacak üreticiler istiyor. Biz Antalya Tarım İl Müdürlüğü olarak pazarın bu isteklerini dikkate alıyoruz. Tüketicilerin ve çevreci örgütlerinin ve ihracatçılarının kaygılarını dikkate alıyoruz.  İşletmelerimiz çok parçalı ve küçük bir yapıda. Artık her şeyden önce üretimde örgütlenmenin kaçınılmaz olduğu ve üretim planlamasının kaçınılmaz olduğu ortadadır" diye konuştu.

 BELARUS'A DOMATES İHRACATI YÜZDE 200 ARTTI

Antalya Zirai Karantina Müdürü Ekrem Çetin de Rusya heyetinin  Türkiye'ye ziyaretlerde bulunduğunu, tarımsal üretim alanları ile paketleme tesislerini gezdiğini söyledi. Rusya pazarının yavaş yavaş açıldığını da söyleyen Çetin,  2013 yılın 200 milyon ton domates ihracatı yapılırken, 2016 yılında bu rakamın 131 milyona düştüğünü, 2017 yılında ise bu rakamın tekrar 171 milyon tona çıktığını bildirdi. Çetin, bu yıl Türkiye'nin Suudi Arabistan, Katar, Dubai, İsrail'e domates ihracatını geçen yıla oranla artırdığını söyledi.  Çetin; "Özellikle kesme çiçek ihracatında hiç bir azalma olmadı. İhracatımız aynı hızla devam ediyor. Hatta kesme çiçek ihracatı geçen yıla oranla bir miktar artmış durumda. Diğer ihracat kalemlerimizden olan kabak, patlıcan da ihracat artışları görülmekte. Burada özellikle ihracatçılarımızın ve bakanlığımızın yeni pazarlar bulması ile ilgili çalışmaları çok olumlu oldu. Bu yıl Suudi Arabistan, Belarus'a yüzde 200 oranında domates artışının olduğunu biliyorum. Önümüzdeki yıl bu artışın devam edeceğine inanıyorum. Konu biraz da üretimdeki kalite ve ürün kalitesiyle ilgili. Avrupa Birliği'nde devlet kalıntısız, temiz ve kalitesi yüksek ürün istiyor. Bu konuya biraz daha dikkat edilmesi gerekiyor" diye konuştu.

  ALLAH'TAN SURİYELİLER VAR DA TARIM DA ÇALIŞTIRIYORUZ

Finike Ziraat Odası Başkanı Halil Sarıçobanoğlu da, sektörün sorunlarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Tarım sektöründe çalışacak nitelikli eleman bulmakta zorlandıklarını aktaran Sarıçobanoğlu; böyle giderse  5 yıl sonra tarım sektöründe çalışacak eleman bulamayacaklarının altını çizdi.  Sarıçobanoğlu; " 2017 yılının fiyatları, 2016'ya göre çok düşüktü.  Narda, narenciye ve elmada öyle. Bu yıl geçen yıla oranla narda ve elmada fiyatlar çiftçiyi bir nebze rahatlattı.  Narenciyede Türkiye'nin her yerinde bir tonaj artışı var. Bu tonaj artışı ihracat açılmazsa 2013 yılında yaşadığımız durumu tekrar yaşarız. Devletimiz özellikle narenciyede ihracatı bir an önce açması gerekiyor. Mart ayına Nisan ayına kadar üretilen narların buzhanelerde tutulması gerekiyor. Bir an önce Tarım İl Müdürlüğü ve devletimiz bize ruhsatlı ilaç bulması gerekiyor.  Bizim Finike'deki çiftçiler maliyeti düşük ürünlere yöneldiler. Bizi en büyük bekleyen tehlike şu; 10 yıl içerisinde tarımda çalıştıracak işçi bulamayacağız. Benim kızım tarımı seçmek yerine inşaat mühendisliğini seçti. Karşı çıktığım da ise bana ne kazanıyorsun dedi. Yetişen çocuklarımız tarım peşinde koşmuyor. Şuanda Allah'tan Suriyeliler var ki ürünleri topluyorlar. İşçi bulamıyoruz" dedi.  Antalya Ticaret Borsası'nda yaş sebze ve meyve sektörünün temsilcileri,  benzer konuları dile getirdi, yetkililerden acil çözüm istedi. (Haber: Eyüp KOÇAK)