“Eğitime sahip çıkın”

Türk Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şube Yönetimi, üyelerini iftar programında buluşturdu. Cam Piramit’te gerçekleştirilen programa sendika üyelerinin ilgisi yoğun oldu. Üyelerine “Dava Arkadaşlarım” diye seslenen Başkan Oğuz Öztürk, 2017 – 2018 eğitim öğretim yılının sona ermesiyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Öğretmen Değerlendirme Performans Sistemi’yle öğretmenlerin not veren konumdan not verilen konuma getirilmeye çalışıldığını söyleyen Öztürk, 2018 - 2019 eğitim öğretim sezonunda yapılması gerekenlere dikkat çekerek isteklerini sıraladı.

“DAVA ARKADAŞLARIM”

Üyelerini “Dava arkadaşlarım” diyerek selamlayan Öztürk, “Savaşa düğün hevesi ile gidenler, geri dönmeyi hiç düşünmeyenler, namusu, şerefi ve haysiyeti için al bayrağı kefen bilenler, vatan ve millet uğruna toprağa gözünü kırpmadan düşenler, bayrak gönderden inmesin diye kendini siper edenler, menfaatleri ve korkuları için mevzi alanlara inat, milli değerleri ve ülkesi adına dik duruş sergileyenler, selam sizlere” dedi.

“DAVA ADAMLIĞI TÜM YOLLAR KAPANDIĞINDA YOL AÇMAKTIR”

“Bize düşen görev Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi ‘Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır’ demektir. Mehmet Akif'in; ‘Arkadaş! Yurdumu alçaklara uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın’ dizelerindeki emri yerine getirerek gövdemizi siper etmektir. Adamın adamlığı değil, davamızın adamı olmaktır. Dava adamlığı tüm yollar kapandığında yol açmaktır” diyen Öztürk, “Türk olmak; Çin’e karşı Kürşat, Roma’ya karşı Atilla, yedi düvele karşı Atatürk olmaktır. Zorlukları aşacağız, engelleri kaldıracağız, güçlükleri yeneceğiz. Bir olacağız, beraber olacağız, biz olacağız. Unutmayalım ki birlikten kuvvet doğar. Siz, biz değil beraber birlik içinde Allah için biz olmak zorundayız. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır’ sözü üzerine, varlığımız Türk varlığına armağan olsun. Ey büyük Atatürk! ‘Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal’ diyerek açtığın yolda, gösterdiğin hedefe hiç durmayan yürüyeceğimize söz veriyoruz. Ne mutlu Türküm diyene, ne mutlu bizimle yürüyenlere” ifadelerini kullandı.

“ÖĞRETMEN, NOT VEREN KONUMDAN NOT VERİLEN KONUMA SÜRÜKLENMEYE ÇALIŞILDI”

2017 -2018 eğitim öğretim yalının geride kaldığını hatırlatan Öztürk, “Bir eğitim-öğretim yılının daha sonuna geldik. Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liselerde eğitim gören öğrencilerimiz karnelerini aldılar ve 17 Eylül tarihine kadar tatil yapacaklar. Öğretmen arkadaşlarımız ise Haziran ayı sonuna kadar yapılacak seminer çalışmalarından sonra 1 Temmuz’da tatile girecekler. 2017-2018 eğitim öğretim yılında sendikamızın en büyük eleştirisi Öğretmen Değerlendirme Performans Sistemine yönelik oldu. Öğretmeni not veren konumdan not verilen konuma sürükleyen Bakanlık, ısrarlı eylemlerimiz karşısında vaz geçti” dedi.

“3600 EK GÖSTERGEYLE İLGİLİ SEÇİMLERDEN ÖNCE KHK ÇIKARILMALI”

Sözleşmeli öğretmen ve memur atamasına son verilmesi ve kamudaki tüm sözleşmeli öğretmenler ile memurların kadrolu yapılması gerektiğini vurgulayan Öztürk, eğitimde diğer yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

“Öğretmen ve memur atamaları mülakatla değil, KPSS sınav puanıyla eşit ve adil bir şekilde yapılmalı. 24 Haziran 2018 seçimlerinden önce öğretmenlere 3600 ek göstergeyle ilgili KHK çıkarılmalı. Ek göstergeden yardımcı hizmetler sınıfı da yararlandırılmalı. Öğretmenlerin zorla çalıştırılmak istendiği mahrumiyet bölgelerinde Zorunlu Hizmet Tazminatı verilmeli. Öğretmene ve okul ortamına yönelik şiddetin azaltılması ve ortadan kaldırılması için başta Milli Eğitim Bakanlığı ve ülkemizi yönetenler eğitime ve eğitim çalışanlarına sahip çıkmalı, öğretmenlerin değersizleştirilmesine son verilmeli. Eğitime hazırlık ödeneği tüm eğitim çalışanlarına verilmeli.”

“AYRIMCILIKLARA SON VERİLMELİ”

Kumada niteliğin artırılması gerektiğini de vurgulayan Öztürk, “Eğitimde ve kamuda ayrımcılık ve yandaşlık bitirilmeli. Ehliyet ve liyakat esas alınarak parti ve yandaş devleti uygulamalarına son verilerek kamuda nitelik arttırılmalı. Okullara güvenlikçi kadroları tahsis edilmeli, eğitim ortamının, eğitim çalışanlarının ve öğrencilerimizin güvenliği çağın koşullarına uygun bir şekilde sağlanmalı. Devlette yandaş ve paralel sendika oluşturma ve siyaseten de himaye etme anlayışına son verilmeli. Devlet ve kamu şeffaflaştırılmalı, politize edilmişlik son bulmalı. İl ve İlçe Milli Eğitim yöneticileri aracılığıyla baskı oluşturarak, okullarda sınıflara kumbara konulup, öğretmenlere para toplatma dayatmasına derhal son verilmeli. Bütün hepsinin devletin okulları olmasına rağmen, okullar arasında bariz bir şekilde yapılan ve yapılmaya da devam edilen ayrımcılıklara son verilmeli. Okullara memur ve hizmetli normları oluşturularak gerekli hizmetli, memur, yardımcı ve teknik personel açığı kapatılmalı. Okullara yeterli ve gerekli ödenek ayrılarak, okullarda öğrenci ve velilerden para toplanması uygulamasına son verilmeli” dedi.

“ÇOCUKLARIMIZIN BAŞARISINI ALKIŞLADIĞIMIZ GİBİ BAŞARISIZLIKLARINDA DA SORUMLULUĞUMUZUN OLDUĞUNU BİLMELİYİZ”

Son olarak, anne ve babaların öğrencilerin başarısızlıkları ve başarılarında kendilerinin de payları olduğunu bilmeleri gerektiği uyarısında bulunan Öztürk, “Öğrencilerin karnelerinin değerlendirilip önümüzdeki dönemde neler yapılacağının planlanması gerekmekte. En değerli varlıklarımız olan çocuklarımızın başarılarını alkışladığımız gibi başarısızlıklarında da sadece anne ve babalar değil toplum olarak sorumluluğumuzun olduğunu bilmeli ve çocuklarımızı daha da önemsemeliyiz. Türk Eğitim Sen olarak yıl boyunca çalışıp yorulan, tatili fazlasıyla hak eden sevgili öğrencilerimize ve eğitim çalışanlarına iyi tatiller diliyoruz” diye konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ