Bugün 05 Mayıs 2024 Pazar
  • Antalya21 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2390.367
    %0.00
  • Dolar
    32.335
    %0.00
  • Euro
    34.7427
    %0.00

Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

Geliyorum diyen tehlike…

08 Haziran 2023 Perşembe 00:05

 

            Hiç dikkat ettiniz mi; kuraklık sözcüğünü son yıllarda neden çok işitiyoruz ve neden çok sık tartışıyoruz?

                        Global ölçekte bir sorun olarak karşımıza gelse de planlı, kurallı ve sürdürülebilir ekolojik projeleri olan ülkelerin yıllardan beri kafa yorduğu bir konu kuraklık…

            Haziran ayındayız ve hava sıcaklığı inişli – çıkışlı dengesiz bir görüntü veriyor.

            Önceki yıllarda kar yağmadığı ile ilgili serzenişlere rastlardık; sonrasında ise yağmayan yağmurlar…

            Ya da ‘’zamanında’’ yağmayan yağmurlar.

            Şimdilerde ise Haziran ayında ‘’Neden bazen soğuk, bazen yağmurlu, bazen nemli hava var?’’  soruları ile karşılaşıyoruz.

            Bu bir tesadüf mü?

            Hayır; elbette tüm bu yaşadıklarımız tesadüf değil!

            Bu yıl yağmur yağışı beklentileri karşıladı, ancak mevsimsiz yağışlar ürünlere zarar verdi!

            Olaya Antalya penceresinden baktığımızda farklı bir tablo yok!

                        Şurası bir gerçek ki; kuraklığı tetikleyen unsurlar neler? Bunları ciddi anlamda masaya yatırıp neden sonuç ilişkisine kafa yormalıyız.

   Antalya deyince belleklere her tarafı yeşil yerler geliyor ama gerçekten öyle mi acaba?

            Antalya’da  özellikle son 40  yıldır eski yeşil alanlarından eser yok.

            Yeşil alan tahribatının endişe verici duruma geldiği Antalya’da çevre dostu projeler geliştirilmesi gerek.

            Antalya gibi tarım, ticaret ve turizm denkleminde büyük hedefleri olan bir şehirde iklim değişikliğini tetikleyen olumsuzluklara dikkat çekmek gerekiyor.

            Kuraklık endişesini her yıl yüksek sesle konuşuyoruz ve olumsuz etkilerini masaya yatırıyoruz.

   Yakın gelecekte maalesef su sıkıntısı diğer bölgeler gibi Akdeniz bölgesini de ciddi anlamda etkileyecek.

            Bunun belirtilerini aslında yıllardır hep birlikte yaşıyoruz.

                        Bugün bir çok bölgemizde dağlar bile tahrip edilmiş durumda. Yatırımların elbette şehrimiz için önemi var. Ancak; doğal doku yok edilerek atılan adımlar geleceğimiz açısından büyük sıkıntılar doğurur. Çevreyle uyumlu, doğayla dost projelerin desteklenmesi gerek. Doğayı yok ettiğimiz sürece doğal afetler hep bir risk olarak karşımızda durur.

            Doğal afetler yaşamamak için doğayla dost projeler start almalı.

            Çevre dostu diyebileceğimiz ve yeşil odaklı projelerde vitrine çıkarabileceğimiz bir çalışma neden yok?

            Tarım alanlarımızı koruma noktasında neden yetersiziz?

            İklim değişikliğinin temel nedenlerine inmediğimiz sürece ve çevre dostu projeler geliştiremediğimiz sürece mevsimleri mevsim tadında yaşamamız artık imkansız gibi!

            Ağaçlandırma seferberliği, doğa tahribatının sona erdirilmesi, gelişi – güzel sondajlama sistemine son verilmesi, dağlarımızın olur olmaz nedenlerden dolayı tahrip edilememesi, su tüketimindeki israfa son verilmesi, planlı tarım sadece küresel iklim değişikliği ile mücadelede atılacak ilk adımlar…

            Artık acilen çözüm odaklı düşünmeliyiz…

           

           

            

Bu yazı toplam 428 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim