Bugün 26 Nisan 2024 Cuma
  • Antalya17 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2427.694
    %-0.04
  • Dolar
    32.5699
    %0.15
  • Euro
    35.0032
    %0.66
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Kadınlarımız gurur kaynağımızdır”
11 Mart 2018 Pazar 16:17

“Kadınlarımız gurur kaynağımızdır”

Türk kadınlarının, bağımsızlık mücadelesinin kutlu birer neferi olduğunu vurgulayan Türk Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Oğuz Öztürk, “Kadınlarımız gurur kaynağımızdır” dedi.

Türk Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şubesi İl Kadın Komisyonu, hafta sonunda bayan üyeler için 8 Mart Dünya Kadınlar Günü buluşması gerçekleştirdi. Bazı Yönetim Kurulu üyelerinin de katıldığı buluşmasının açılış konuşmasını Eğitim ve Sosyal İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Yavuz Kala yaptı. İl Kadın Komisyonu Başkanı Müjgan Oduncuoğlu da ev sahibi olarak bütün katılımcılara ‘Hoş geldiniz’ derken, sözü Şube Başkanı Oğuz Öztürk’e bıraktı.

“KADINLARIMIZ GURUR KAYNAĞIMIZDIR”

Kadın üyelere sendikadaki dik duruşları ve sergiledikleri tavır ile verilen haklı mücadeledeki katkılarından dolayı teşekkür eden Öztürk, “Kadınlarımızın mücadelelerinin sembolü olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en kalbi duygularımla kutluyorum. Toplumun kilometre taşıdır kadınlarımız. Hele ki Türk tarihine yön veren kadınların varlığı milletimiz için gurur kaynağıdır. Türk kadını cepheye mermi taşımış, vatanımızın birliği ve bütünlüğü için düşmanla korkusuzca savaşmış, vatan topraklarının müdafaasında büyük emeği geçmiştir. Bağımsızlık mücadelesinin kutlu birer neferi olan kadınlarımız nice kahramanlık destanına adını yazdırmıştır. Türk kadını ülkemizin kalkınmasına, çağdaş uygarlıklar düzeyine erişmesine, modernleşmesine de ulvi katkılar sunmaktadır” dedi.

“KADINLARIMIZ HAK ETTİĞİ KONUMDA DEĞİL”

“Eğitimsiz bırakılan, çalışma hayatından uzaklaştırılan, cinayete kurban giden, istismar edilen, şiddete uğrayan, baskı ve ötekileştirmeyi tüm hücrelerine kadar hisseden kadınlar toplumun kanayan yarasıdır” diyen Öztürk, “Toplumda müstesna bir yeri olması, erkeklerle aynı kulvarda yürümesi gereken kadınlarımızın ne yazık ki hak ve özgürlüklerine kelepçe vurulmaya çalışılmakta, ayrımcılığa tabi tutulmakta, iş hayatında, sivil toplum kuruluşlarında, siyasette hak ettiği konumda olamamaktadır. Sözlü, fiziksel, psikolojik ya da cinsel şiddete uğrayan kadınlarımıza dair haberler hemen her gün gündemdedir. Bu haberler içimizi kanatmaktadır. Öyle ki istatistiklere göre Türkiye’de 2010 yılından bu yana en az bin 915 kadın öldürülmüştür. Bu korkunç bir rakamdır ve ne yazık ki kadın cinayetlerine, istismarına rağmen alınan tedbirler yeterli değildir. Hunharca katledilen, şiddetsiz günü geçmeyen, korkutulan, sindirilen kadınlarımızı, çoğu zaman maalesef devlet bile koruyamamaktadır. Kadınların çığlıklarını duymak, en temel hak olan yaşama hakkının kadınların ellerinden alınmasına engel olmak, kadın cinayetlerini, kadına yönelik şiddeti meşru zemine oturtmaya gayret edenleri en ağır şekilde cezalandırmak, erkek öfkesini kabul edilebilir bulan meczup zihniyeti ortadan kaldırmak toplumsal bir görevdir” ifadelerini kullandı.

“ÇALIŞMA HAYATINA KATILIMLARI ARZU EDİLEN DÜZEYDE DEĞİL”

Kadınların çalışma hayatına katılımının da arzu edilen düzeyde olmadığına dikkat çeken Öztürk, “TÜİK verilerine göre nüfusun yüzde 50.2’sini erkekler, yüzde 49.8’ini kadınlar oluşturmaktadır. Buna rağmen Türkiye’de nüfus içerisinde kadın istihdam oranı hane halkı iş gücü araştırması sonuçlarına göre; yüzde 27.5 düzeyindedir. Nüfus içerisinde kadınların iş gücüne katılım oranı ise yüzde 31.5’tir. Oysa kadınlarımız iş hayatında ne kadar fazla yer alırsa, Türkiye’nin kalkınması, çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaşması, dünya ülkeleri ile rekabet edebilmesi o denli mümkün olabilecektir. Kadınları eve hapseden, çalışmasının, yükselmesinin önüne set çeken anlayış ile mücadele etmek konusunda özellikle bu ülkeyi yönetenler başta olmak üzere tüm siyasetçilerimize büyük görevler düşmektedir” diye konuştu.

“KADINLARIN SENDİKALAŞMA ORANI ÇOK DÜŞÜK”

Kadınların sendikalaşma oranının da düşük olduğuna işaret eden Öztürk, “Kamuda kadınların sendikalaşma oranı sadece yüzde 35’tir. Öte yandan sendikalı kadınlar içinde sendikal faaliyetlerde aktif olarak yer alan kadınlarımızın sayısı da ne yazık ki çok azdır. Dolayısıyla sendikal mücadele bu yönüyle eksik kalmaktadır. Kadınlarımız sendikalarda daha aktif yer almalı, çalışma hayatında, sivil toplum kuruluşlarında ve diğer alanlarda karar mekanizmalarına dahil edilmelidir. Biz samimiyetle inanıyoruz ki; sendikal mücadele kadınlarla daha anlamlı olur, sendikal haklar kadın eli değerek daha üst noktaya taşınabilir” dedi.

“ÇOCUKLARIMIZ EĞİTİMSİZ BIRAKILMAMALI”

Kız çocuklarının okullaşma oranlarının da hedeflenen düzeyde olmadığını ifade eden Öztürk, “Kız çocuklarında okullaşma oranları ilkokulda yüzde 91.24, ortaokulda yüzde 95.76, ortaöğretimde yüzde 82.38, yükseköğretimde ise yüzde 44.41’dir. Okullaşma oranlarını kız ve erkek çocuklarında yüzde 100’e ulaştırmak milli bir görev olmalıdır. Kız çocukları kesinlikle eğitimsiz bırakılmamalı, çocuklarını okula göndermeyen ailelere verilen cezalar caydırıcı nitelikte olmalıdır” şeklinde konuştu.

“KADINLAR TBMM’DE DAHA ÇOK TEMSİL EDİLMELİ”

Öztürk sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yine kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi, akraba evlilikleri, başlık parası üzerine kurulu evlilikler ve tüm bunların normalleştirilme gayretlerine de üzülerek şahit oluyoruz.  İşte tam da bu noktada yapılması gereken ağır travma yaratan 18 yaş altında evliliklerin kesinlikle yasaklanması, yasağı delenlere karşı ağır cezai müeyyideler getirilmesidir. Ayrıca işe, kadınların TBMM’de daha çok kadın milletvekili ile temsil edilmesiyle başlanmalıdır. Milli iradenin tecelli ettiği TBMM çatısı altında kadının temsil gücünün artması toplumda süregelen döngüyü kıracak, diğer alanlarda da kadınların sayısının, gücünün artmasına vesile olacaktır.”

 “KADINLARIN BAŞ TACI EDİLDİĞİ BİR TÜRKİYE ARZU EDİYORUZ”

“Türk Eğitim-Sen olarak başta vatanımızın bölünmez bütünlüğü için şehit düşen kahraman Mehmetçiklerimizin anneleri olmak üzere, tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz” diyen Öztürk, “Kadınların baş tacı edildiği, toplumsal statülerinin yükseltildiği, karar mekanizmalarına dahil edildiği, şiddet kurbanı kadınların değil, kadınların başarılarının konuşulduğu bir Türkiye görmeyi arzu ediyoruz” dedi.

ÖNCEKİ DÖNEM KOMİSYONDA GÖREV ALAN KADINLARA PLAKET VERİLDİ

Buluşmada, bir önceki dönem İl Kadın Komisyonu üyelerine  hizmetlerinden dolayı plaket verildi. Yeni dönem İl Kadın Komisyon Üyelerinin de sahneye davet edilerek tanıtılmasının ardından aile fotoğrafı çekildi. Yönetim kurulunun salondan ayrılmasının ardından İl Kadın Komisyonu’nun yıl içinde yapmayı planladığı faaliyetler, İl Kadın Komisyonu Başkan Yardımcısı Seval Akgün tarafından sunuldu. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 6668 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim