Bilmiş başka, bilgili başka, bilge başkadır. Bilmiş Google gibidir, ne sorsan cevap verir. Bilge kişi ise hadiseler karşısında neden - sonuç ilişkisi kurabilene derler.
Bir fikri neden - sonuç ilişkisine dayandırılmadan ifade edene ‘bilge’ denilemez. Alim’in anlamı da benzerdir. ‘Alim’ kelimesi Arapça’da ki "bilmek" anlamında olan "A-lime" kökünden türetilmiştir, ‘Bilge kişi’, ‘İlim sahibi’ demektir.
Bir hadiseyi zamanın tarihi ve sosyoloji ile ele aldıktan sonra bugüne uyarlamadan sadece nakledene de ‘Alim’ denilmez; çünkü insan diğer canlı türler gibi salt nakilci değildir, akılcı da bir varlıktır. Diğer canlı türler sadece atasını yansılama ile öğrenirken, insan inovasyon özelliğine sahiptir.
Dindar nedir? Dinci nedir?
‘Dindar’ dinine samimiyetle bağlı, mensup olduğu inancın öz mesajını almışa, ‘Dinci’ ise kutsal dinin ideolojik emellere alet edilmesinde sorun görmeyene denir. Onun için Din’i ideolojileştiren birine (çok bilgili olursa dahi) ‘Alim” denilmesini doğru bulmuyorum. Alim’in temel vazifesi insanları bilgisi ile tevhide (birliğe) özendirmektir. İnsan ayıranlar, dolayısı ile ayrıştıranlar Alimler Meclisinde yeri olmamalıdır. Alim vasıfları taşımayan, ama ‘Alim’ geçinenlerin toplum için en büyük tehlikesi, özünde saf, temiz kalpli insanların, duygularına yenilerek bu tür şarlatanları kendilerine rehber etmeleridir.
İşte bu nedenle Laiklik’in korunması dindara değil, ama dinciye darbedir! Dindarların çoğu Atatürk’ü sevmesi, buna mukabil dincilerin Atatürk’ü sevmemesi bu yüzdendir.
Bu yazı toplam 8654 defa okunmuştur.