Bugün 03 Mayıs 2024 Cuma
  • Antalya25 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2389.586
    %-0.23
  • Dolar
    32.3116
    %-0.00
  • Euro
    34.7079
    %0.81

Ergün Efe

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Ergün Efe

Mevki, makam, şan, şöhret

13 Eylül 2019 Cuma 03:29
Hayatın her döneminde insanlardan ve yaşanılan olaylardan ders çıkarabilmek çok önemlidir. 
Alimden ne yapmamız, cahilden ise ne yapmamamız gerektiğini öğreniriz. 
Bilgelerin nefeslerini dikkate almak, cahilin cehaletinden ise ders çıkarabilmek, insanı İnsan-ı kamil’e taşıyan önemli bir etkendir.
İnsanlar makam, şan, şöhret sahibi olanlara daha fazla kulak vermektedir. Oysa mevkiden bağımsız “söylenen sözün içeriği” önem arzetmelidir.
Kaldıki, hayata dair en önemli hususları az veya çok benim gibi yaşı kırk üstü olanlar zaten kendi hayatlarında da deneyimleyerek yaşayıp farkına varmıştır. 
Birebir yaşamadıklarımızı ise ya anamız, ya babamız, ya da yakın çevremiz bizlere nasihat yolu ile iletmiştir. 
Mevki sahiplerinin dedikleri çok daha fazla dikkate alınmasının altında ki yatan temel sebep ise insanların güce karşı olan zaafl arıdır. 
Bu o kadar tehlikeli ki bir durum ki, abartıldığında “güce karşı zaaf”, “güce tapınma” ya dönüşebilir.
Geçenlerde, bir arkadaşım bana Steve Jobs’un vefat etmeden önce hayata dair sarfettiği nasihatleri gönderdi. Ticaretle ilgili kısmını geçiyorum, ama sevgi, vefa, insanlık ile alakalı konular üzerine de nasihatler vermiş. Garipsedim açıkçası, çünkü kendi hayatı vefasızlıklarla dolu. Tek bir örnek vereyim, kızına neredeyse hiç sahip çıkmamış biri...
Oysa coğrafyamızda sevgi, aşk, vefa kutsanır, bizler için apayrı bir derinliği vardır. O kadar ki, “Aşk” ve “Sevgi” bile bizde iki farklı boyut. Batı’da bu iki kavramın tek bir karşılığı var, o da “Sevgi”. Mesela, Batı’da sevgi değil de  “Aşk” demek isterseniz onu ek kelimelerle süslemeden ifade edemezsiniz. 
Asıl konumuza dönersek... Her toplumun içinde yaşadığı bir sistem var ve bu “sistem” denen aygıt insanları birçok şeye gebe kılıyor. Elbette “bana ne” deme şansımız pek yok, ancak içinde yaşadığımız sistemi daha iyi tanırsak, daha bilinçli yaşayabiliriz. Tutunduğumuz, hatta “vazgeçilmez” sandığımız kimi değerler çarkın dönmesi için özgür irademiz ile seçmediğimiz, insan olarak içine doğduğumuz bir sistemin bizleri yıllarca kondisyona tabi tutarak alıştırdığı “sanal değerler” olamaz mı? Hepisi olmayabilir, ama bazıları olabilir de, öyle değil mi? O halde “Bu hususta hassas olmakta fayda vardır” derim. Bunları farkeder, farkettiğimizi de bilince çıkarabilirsek daha mutlu, daha huzurlu bir hayat sürdürebilme şansımız artar.
İnsanlar tarih boyu farklı sistemler tarafından yönetilmiştir. Her ne kadar da görünürde sistemler farklılık arzediyor gibi gözüksede, aslında temelde hep benzeş prensiplerle yönetilmiştir. Kabullenmesi zor olsa da, hala binlerce yıl evvel ki gibi güdüsel damarımız üzerinden yönetiliyoruz. Nedir peki o “güdüsel damar” dediğimiz? Korku, endişe, gelecek kaygısı...
Bu yazı toplam 1602 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim