Bugün 19 Mart 2024 Salı
  • Antalya11 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2244.661
    %0.01
  • Dolar
    32.3343
    %0.08
  • Euro
    35.1498
    %-0.15

Ergün Efe

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Ergün Efe

Aklımız ve hislerimiz, ülkemiz ve geleceğimiz...

09 Nisan 2021 Cuma 04:20

Düşüncem odur ki, ateş yanmalı ve bizleri yakmalıydı, yakmasaydı belirli bir kesimin çağcıl olmayan özlemi ve daha makul bir kesimin de kafalarındaki “mı caba?” ile başlayan soru işaretleri asla cevap bulmaz idi.

Evet, tecrübeler vardır çok acıdır, “doğru”, ama uzun vade de hayat kurtarır.

Maalesef, birileri kabul etsin veya etmesin, ama şu apaçık bir gerçektir:

Katı ideoloji veya taassupluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda öngörü kabiliyeti işin tabiatı gereği düşer ve çok büyük bedeller ödeme de kaçınılmaz olur, çünkü bir düşünce katılaştığı oranda karar merkezi akıldan his merkezine kayar. Yani kararları akıl değil his verir.

Hissetme elbette çok insanidir, ancak coğrafyamız insanı bazen gerçekten gereksiz yere de duygusal. Bizler aklın işini hislerimize, hislerimizin işini aklımıza yaptırmaya çalışmaktan vazgeçmeliyiz artık, çünkü bu hala imgeler dünyasından, nesnel dünyaya terfi etmediğimize işaret eder, ki bunun -özelikle bu çağda- bize olumlu bir geri dönüşü olmayacağı açıktır.

Vicdan ve sanat konular hariç, yaratılışın gereği olarak hislerimiz aklımıza eşitlik etmesi gerekirken, bizlerde neredeyse her alanda aklımız hislerimize eşlik etmekte. Lütfen, -affınıza sığınarak-, ama sanırım bir çoğumuz hislerimizi ve aklımızı tekrar organize etmemiz gerekir.

Kriterleri de bellidir:

Karar verme merkezi akıl, aklı denetleme merkezi ise gönül olmalı. Tersi olunca zarar veriyor, çünkü yaratılış fıtratına aykırı davranmış oluyoruz. İşte bu yüzden yaşamadan öğrenmeyen bir coğrafyanın çocuklarıyız, ama kanım o ki, fark ediş zamanı gelmiştir. İnsanlarımızda da bu değişimi gözlemlemek mümkün.

Ben artık “yaşamayan anlamaz” deyimini reddetiyor ve bu deyimi “yaşayan acıyı çok daha fazla hisseder” olarak değiştiriyorum, çünkü anlamak başka, hissetmek başkadır. İyi anlamamız gerekir ki, yoğun hissetmek ile her şey anlaşılmış olsa idi şu an Dünyayı Batı değil bizler yönetmiş olurduk. 

Dünyanın en duygusal insanları bizim coğrafyada yaşıyor. Sanırım onun için dostluğumuz o kadar derin ve dokunulmazken, düşmanlığımız da o kadar katı ve ürkütücü. Temennim o ki, akıl ile his arasındaki iletişimi hem ülkemiz hem de kendi geleceğimiz için çok daha sağlıklı kurmuş olalım.

Tekerimizde sorun yok, sorun balans ayarlarında. Düz asfalta bile topallamamızın nedeni budur. 

Bu ‘de facto’ durumu artık nihayi olarak giderme vaktidir.

Bu yazı toplam 3828 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim