Bugün 27 Nisan 2024 Cumartesi
  • Antalya18 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2440.177
    %0.51
  • Dolar
    32.4575
    %-0.23
  • Euro
    34.7559
    %-0.63

Binali Efe / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Binali Efe / KONUK YAZAR

Atatürk’ün adını anmaya korkan Diyanet!

30 Ekim 2019 Çarşamba 00:02

Diyanet’in, Atatürk’e karşı olan düşmanlığı nedendir?

Bilen var mı?

Türk Ulusunun gelmiş geçmiş en büyük ulu önderlerinden biri olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı Diyanet Kurumunun tutumunu anlamak mümkün değil!

Tüm dini ve milli bayramlarda olduğu gibi 10 Kasım ve 29 Ekim Cumhuriyet’in kuruluşunda dâhil camilerde Cuma hutbelerinde Atatürk’ün anılmaması Türk ulusuna ve Vatanı için karamanca savaşan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına yapılan en büyük hakarettir.

Diyanetten yetkili biri veya birileri bu hassas konu hakkında mutlak bir açıklık getirmelidir.

Diyanet işleri Başkanlığı tarafından hazırlanan Cuma hutbesi okunduğunda Atatürk’ün adı dahi geçmemesi namaza giden tüm Müslümanları derinden üzülmelerine sebep teşkil etmektedir.

Mesela; Vatanını, milletini sevenler, Diyanettin bu tutumu nedeniyle birçok insanın camiye sırf bu nedenle gitmediklerini ve gitmek istemediklerini acaba diyanet yetkileri biliyorlar mı?

Diyanet Başkanının oturmuş olduğu o makam Atatürk’ün bir zati kendilerine sağlamış olduğunu görmemezlikten, bilmezlikten gelmsi abeste iştigal değil mi?

Bin bir yokluk içinde Diyanet başkanlığını kuran, şu an 8 - 10 Bakanlıktan daha fazla bütçeye sahip olan 90 Bin camie sahip Diyanet (İmparatorluğu) başkanlığına soruyorum; Atatürk’ü ve vatanını sevenleri daha ne kadar üzmeye devam edeceksiniz?

Hani diyanet hak yemezdi?

Kaldı ki; Atatürk’ün kurmuş olduğu Diyanet Kurumu; Müslüman dinini temsil eden dört mezhepten sadece biri olan Sünni Mezhebine teslim edip diğer mezhepleri es geçmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin sanki resmi mezhebi Sünnilikmiş gibi temsil ettirmiş olması dahi bile; Sünni mezhebine ve Sunni olanlara başlı başınca bir imtiyazdır. Aslında Diyanet’in Atatürk’e minnet borçlular.

Hâlbuki Türkiye’ de yaşayan Aleviler, Malikiler, Şafiiler, Hanbeliler gibi birçok gayri Müslüm’ün hakları yenmiştir.

Demek ki Atatürk Hanefi mezhebi mensuplarına çok büyük iltimas etmiş. Buna rağmen bir kısım Sünni din adamları tarafından Atatürk’ü sevmemeleri kabul edilemez!

Ama bilindiği ve görüldüğü gibi bırakın ahtı vefayı bazı kesimler Atatürk’ü saymamayı, sevmemeye hatta nefret etmeyi kendilerine ilke saymaktadırlar!

Diyanet teşkilatı neden Atatürk’ün ismini anmak tan korkar ki?

Müslüman dinini, cahil, cühela ve çağdışı sözde din adamı olan hocalardan kutsal Müslümanlığı kurtardığı için Atatürk’ü sevmiyor ola bilirler mi?

Kuran-ı Kerimi Arapça okuyun ama Müslümanlığı anlamayan ve de anlatamayan din adamlarından kurtaran Atatürk değil mi?

Müslüman dinini gerici ve çağdışı, hurafelerden, Ortaçağ zihniyetini taşıyan sözde hocalardan arındırarak, arı ve duru hale gelmesini sağlamak amacıyla Elmalılı Muhammet Hamdi Yazar’a Kuran-ı Kerimi tefsirini yaptırtan da Atatürk değil mi?

Ülkenin dört bir tarafı düşmanlar tarafından işgal edildiğinde kendilerini din adamı sanan ve düşmanlarla iş birliği yapan hain ve satılmış söz de din adamlarını cezalandırmış olması gayet doğru ve isabetli olmuştur.

Atatürk’e düşman olanlara FETÖ terör örgütünü hatırlatmak isterim.

15 Temmuz kanlı FETO sivil cuntasının kanlı eylemini unutmuş gibiler.

Müslüman ve Türk Ulusunun baş düşmanı olan FETO, 15 Temmuz sivil darbesi sonrası başta Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan olmak üzere teröristlerin başı Fettullah Gülen hakkında; Vatanına, Devletine, Milletine ve Müslüman dinine yapmış olduğu ihanetten dolayı darağacında sallandırmak istemesi gayet normal değil mi?

İşte Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’te; vatanını, dinini satan FETO ve benzeri bu alçaklara gereken cezayı vermiş olması, en azın da çağımızın lideri Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan kadar haklıdır.

İster Atatürk, ister Erdoğan olsun, dini kullanarak vatana ve millette ihanet edenler tespit edildiğinde gereken cezalar verilmelidir.

Ne yaman bir çeliş ki değil mi?

Atatürk ve silah arkadaşlarının vermiş oldukları can siper hane mücadele olmamış olsaydı, belki de şu an ezanlar susmuş, Diyanet ve İmam Hatip okulları kurulmamış olacaklardı.

Sırf bundan dolayı Cuma hutbelerinde Atatürk’ün adını dahi telaffuz etmemekte direnen Diyanet artık bu ayrımcılığı bırakıp Atatürk ve Silah arkadaşları gibi tüm şehitlerimizi hutbelerde anmalıdır.

Müslümanalar arası barış ve kardeşlik en kısa zaman içinde sağlanması yüce milletin dileğidir.

Binali EFE

 

 

Bu yazı toplam 1962 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim