Bugün 03 Mayıs 2024 Cuma
  • Antalya18 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2395.066
    %-1.33
  • Dolar
    32.3403
    %-0.46
  • Euro
    34.7603
    %-0.24

Ergün Efe

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Ergün Efe

"Bence" bitti bilim çağındayız

19 Ekim 2019 Cumartesi 02:39
İnsanlığın ürünü olan bilime önem verenler tarih boyunca Dünya’yı yönetmede söz sahibi olmuşlardır, lakin bu gerçek 1850 sonrası daha belirgin bir hal almıştır.
 
1850’den sonra artık “Bence...” diye başlayan ifadeler giderek önemini yitirmiş, yerini hurafeden arınmış, ispatlanabilen, gerçeğe dayalı bilimsel araştırmaların verilerine (bilime) bırakmıştır. 1850 sonrası kırılmaya, bilime doğru evrilmeye ayak uydur(a)mayan toplumlar ise bir Ortaçağ alışkanlığı olan “Bence” de takılıp kaldılar.
 
Ama bilinmelidir ki, o anlayışta hala direten toplumların Dünya’da söz sahibi olmaları masallardan bile daha uzak bir olasılık.  Çünkü bugün söz sahibi ülkelerin tümü, o devasal dönüşümü kavramış ülkelerdir. Şöyle bir etrafımıza bakalım...
 
Ülkelerin bilime verdikleri önem ölçüsünde Dünya’nın gidişatında da aynı oranda söz sahibi olmalarına “Tesadüf” diyebilmek mümkün mü? İnsan düşünebildiği andan itibaren bilmediğini tanımlayarak bilinir kılmak istemiştir. Felsefenin doğuşu bu sebeptendir.
 
Felsefe bu işin doğumu, bilim ise onun kaçınılmaz sonucudur.  Bu, “Bence”, “Sence” fikir teatisi serüveni 20 - 25 asır devam ederek takriben 1850’lere kadar süregelmiştir. O tarihten sonra ise bilim yeniden tanımlanmış ve “Bilim Çağı” başlamıştır.
 
16.- 18. yüzyılda manifaktür üretimle başlayan gelişim, 1800-1830 arası yol, köprü gibi altyapıların gelişmesine neden olmuş, 1830-1850 arası İngiltere’nin başını çektiği Sanayi Devrimi ise 1850 sonrasında tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Topraktan ziyade, artık üretim gücüne dayalı bir sisteme geçilmesi beraberinde kültür devrimini tetiklemiş, çok kısa bir zamanda Kral’dan daha zengin olan Kapitalistler meydana getirmiş, bu da kaçınılmaz olarak Devlet/yurttaş ilişkisinin yeniden düzenlenmesini gerektirdiği için İmparatorluklar birer birer yıkılıp, yerini milli iradeye dayalı Ulus devlet modeline bırakma zorunluluğu doğurmuştur.
 
Bugün, arzuladığımız düzeyde çağı yakalayamamış olmamız, tüm o süreçler Batı’da yaşanırken, doğrudan sürecin içinde olmayışımız ve dahi katkımızın olmamasındandır. Üzülerek ifade etmeliyim ki, aradan 170 yıl geçmesine rağmen, haşa tam olarak o “Bence” den Yeni Çağ Bilim’e geçiş nedenlerini anlamış ve o eşiği hala atlatmış değiliz. İşte, Yeni Çağ Bilimi bu  “Bence” meselesini asgariye indirmiş, yerine nesnel gerçekliğe göre sorunlara çözüm üretmeyi getirmiştir. “Bence” derken kastın tam olarak ne? diyenler için biraz daha açayım: 
Bilim tamamen zahiri iken, ideoloji veya din batinilik içerir, yani ruhsal, duygusal yönü vardır. Bu yüzden ideolojiler de, dinler de insanlara umut aşılar. Mevcut olanı değil, itibar edilirse olacak olanı, yani idealize ederek  “olması gerekeni” insana vadeder. Bilim ise bir “vadetme durumu” içermez.
 
Bu minvalde bakıldığında (farkındaysanız) kimilerinin iddiaları aksine ne bir ideolojiye, ne de bir dine alternatif te değildir, olamaz da! Acaba, Kapitalistler Sosyalistlere nazaran -olayı bilimsel manada ele alırsak- sosyalizme daha mı yakınlar? Üzerinde düşünmeye fayda var derim.
Bu yazı toplam 1491 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim