Bugün 27 Nisan 2024 Cumartesi
  • Antalya18 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2440.177
    %0.51
  • Dolar
    32.4575
    %-0.23
  • Euro
    34.7559
    %-0.63
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Çocuklarınızı anlayın, beklentilerine kulak verin!
22 Ocak 2019 Salı 01:28

Çocuklarınızı anlayın, beklentilerine kulak verin!

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Sevim H.Tolunay, kötü karne getiren çocuklara ceza vermenin çok büyük bir hata olduğuna dikkat çekti.

Anne ve babalara bu konuda kritik önerilerde bulunan Tolunay ile Yarıyıl tatilini verimli geçirmenin yollarını konuştuk.

ÖĞRENCİLERE TATİL ÖNERİLERİNİZ NELER?

Tatil deyince akla gezmek, tozmak, yapılacak güzel şeyler ve aile ile birlikte geçirilecek zamanlar geliyor. Bazıları için ise, testler, tatil ödevleri veya okunacak kitapları çağrıştırıyor olabilir.  Özellikle benim öğrencilere tatil önerim, yarıyıl tatilinde ders çalışmasınlar, yarım kalmış ve eksik olan ödevlere boğulmasınlar. Çünkü yalnızca iki hafta! Diledikleri gibi yaşasınlar. Fakat diledikleri gibi yaşarken; ailelerinin kendine özgü kuralları çerçevesinde, ekranlara bağımlı olmadan ve ufak sorumlulukları da yerine getirerek…

TATİLDE ÖĞRENCİLERE ANNE VE BABALAR NASIL DAVRANMALI?

Öncelikle çocuğun, bir dönem boyunca gösterdiği çaba alkışlanmalı. Onunla yaşına ve gelişim düzeyine uygun sorular ile karnesi ile ilgili düşüncelerinin ne olduğu, neler hissettiği ve gelen notların beklentisini karşılayıp karşılamadığı, tatilden ve bir sonraki dönemden beklentilerinin ne olduğu anlaşılmaya çalışılmalı. Tatil planları sorulmalı. Örneğin; görmek istediği bir yer var mı, arkadaşları ile buluşmak istiyor mu, sizinle yapmak istediği özel bir şey var mı? Özellikle çocuğunuza karne hediyesi olarak vaat ettiğiniz bir şey varsa onu gerçekleştirmenizde fayda var. Sonuç olarak; anne ve babalar çocuğun isteklerine kulak vererek ve kendi imkanları ölçüsünde yapılacakları birlikte planlamalı ve mümkün olduğunca onlarla özel zaman geçirmeye gayret etmelidir. Unutmayın, onun için yapabileceğiniz en güzel şey ona vereceğiniz zamandır.

KARNESİ KÖTÜ ÖĞRENCİLERE ANNE VE BABALAR NASIL BİR YAKLAŞIMDA BULUNMALI?

Her birey farklı, dolayısıyla akademik anlamda da farklılıklar oluyor. Bir öğrenciye karnesi kötü olduğu için BAĞIRMAK, CEZA VERMEK, KIYASLAMAK, SUÇLAMAK, ELEŞTİRMEK YAPILABİLECEK EN BÜYÜK YANLIŞLAR. Kaldı ki, bu çocuk bir günde bu karneyi getirmedi! Bir dönem boyunca nasıl ders çalıştığı, ders çalışırken sergilediği tavır (örneğin, masa başına oturmakta güçlük çekip çekmediği, çalışırken zorlandığı, şikâyet ettiği noktalar veya kısa süre sonra dersin başından kalkıp kalkmadığı), ödevlerini eksiksiz yapıp yapmadığı gibi konular zaten kontrolünüzde ve gözetiminizde olmalıydı. Bu noktada, karnesi kötü olan bir öğrenci ile öncelikle karnesinin neden kötü olduğunu konuşmak ve anlamaya çalışmak önemli. Konuşurken sakin bir ses tonu kullanılmalı. Ders notları ve başarı durumu ile ilgili ne düşündüğü sorularak onu da işin içine katmalı ve bir sonraki dönem ve gelecek hayatı için motive etmeye çalışılmalıdır. “Bu durum karşısında sen ne düşünüyorsun”, “Yeterince çalışmamış olabilir misin?”, “Acaba bir dönem dikkatini vermekte zorlandın mı”, “Dönem içinde ödevlerinde eksiklerin olduğunu hatırlıyorum”, “Hani öğretmeninle toplantıda konuşmuştuk. O da senin için… Söylemişti” gibi sorular ve gözünüzün onun üzerinde olduğunu belirten cümleler ile hem onu anlamış, hem de tatlı-sert bir tavırla disipline ve motive etmiş olursunuz…

1-016.jpg

BU SÜREÇTE UZMAN DESTEĞİ NE KADAR ÖNEMLİ Mİ?

Çocuğunuzun ders notları bilmediğiniz veya fark etmediğiniz bir nedenden dolayı düşmüş olabilir. Böylesi bir durumu anlamak için onunla konuşmak yine esastır. Özellikle çocukların belli okul dönemlerine ilişkin zorluklar göz önünde bulundurulmalı ve uygun sorular ile çocuğun iç dünyası anlaşılmaya çalışılmalıdır. Örneğin, ilkokul dönemindeki bir çocuğa arkadaşlarıyla veya öğretmeni ile ilgili ve onun canını sıkan bir sorun yaşayıp yaşamadığı sorulabilir. Daha küçük çocuklarda, oynanan oyunlardan veya çocuğun çizdiği resimlerden elde edilen ipuçları yol gösterici olabilir. (Fakat bu noktalar, anne baba tarafından kendi kendine yorumlandığında yanıltıcı olabilir. Gerekirse bir uzmandan destek alınmalıdır.) Ortaokul ve lise döneminde ki çocuklarda ise, arkadaşları ile ilgili bir sorun, baskı, korku ve kaygı yaratan bir durum olup olmadığı mutlaka sorulmalıdır. Bunun dışında, hayatında özel bir kişinin varlığı, “Acaba bu ilişki sen de biraz kafa karışıklığı yaratmış ve ders başarını olumsuz etkilemiş olabilir mi” şeklindeki onu anlamaya çalıştığınızı gösteren empatik sorular yardımı ile sorgulanabilir. Tüm çabalarınıza rağmen ders başarısındaki düşüklüğün altında yatan sebebi anlayamadınız veya kendi başınıza aldığınız önlemler sonuç vermedi veyahut kısa bir süre işe yaradı, sonra kendinizi tekrar aynı sorunlar ile uğraşırken buldunuz ise; çocuğu bu sorun ile baş başa bırakmayıp bir uzmandan destek almalısınız. ÇÜNKÜ DURUMU YOK SAYMAK, KABULLENMEMEK, ÜZERİNİ KAPATMAK ÇOCUĞUNUZA YAPACAĞINIZ EN BÜYÜK KÖTÜLÜK OLUR.

DERSLERE OLAN İLGİSİ HANGİ YÖNTEMLERLE ARTIRILIR?

Bir çocuğun derse olan ilgisini artırmak için ‘onu zorlamamak gerektiği’ akılda tutulması gereken en önemli nokta. Çünkü ilgi ve istek artışı için ön koşul motivasyon. Motivasyon artırımı için ise, baskı kurmamak, ders çalışmaya zorlamamak, kesin-katı kurallar koymamak gereklidir. Aslında, derse olan ilgisini artırmanın yollarını aramadan önce derse olan ilgisini azaltan durumları aramak, nedenleri sorgulamak daha öncelikli ve faydalı olan yoldur. Çünkü neden/leri bilmeden hangi yolda ilerleneceğinin bilinmesi mümkün değildir. Kaldı ki dikkat eksikliği, kaygı bozuklukları, sınav kaygısı, depresyon, takıntı hastalığı (obsesif kompulsif bozukluk), farklı kaygı ve korku yaratan durumlar, çocukluk dönemi travmaları gibi farklı psikiyatrik hastalıklar veya psikolojik durumlar da çocuğun derse olan ilgisini azaltıp motivasyonunu bozabilir…

stolunay.jpg

BAŞARISIZ ÖĞRENCİLERE SIK YAPILAN YANLIŞ DAVRANIŞ BİÇİMLERİ NELERDİR?

Öğrenci başarısız ise öncelikle neye ve kime göre başarısız, hangi derste başarısız, ne zamandan beri başarısız gibi sorular cevaplanmalı ve dikkatlice durum değerlendirmesi yapılmalıdır. Bu noktada çocuğun öğretmeni veya öğretmenleriyle görüşmek ilk hamle olabilir. Veya şüphelendiğiniz psikiyatrik veya tıbbi bir durum varsa öncelikle ilgili uzmandan destek alıp durum değerlendirmesi yapabilir; sonrasında okul ve öğretmeler ile iletişime geçebilirsiniz. ANLAMADAN, DİNLEMEDEN’ YORUMDA BULUNMAK, KIZMAK, AZARLAMAK, BAĞIRMAK, CEZA VERMEK YAPILABİLECEK EN BÜYÜK YANLIŞLAR… Sonuç olarak herkesin durum ne olursa olsun anlatma, ifade etme hak ve özgürlüğü vardır. Eğer başarısızlığının altında yatan ciddi ve kendi çabası ile aşamayacağı bir güçlüğü (örneğin, mental retardasyon, diğer bir ifadeyle zeka özürü) varsa zaten ceza vermek, kızmak, suçlamak nafile…

PEKİ, BU KONUDA NELER YAPILMALI?

Burada temel olan; onun yanında olduğunuzu göstermek, ‘sen bizim için değerlisin’ mesajını gerek beden dili gerekse ses tonu ile doğru bir şekilde verebilmek ve güvende olduğunu hissettirmektir. Bu duyguları karşısındakine hissettirebilecek olan anne ve babanın kendini tanıyor olması, kendi hırslarının, kaygı ve korkularının farkında olması gerekir. Çünkü bazen, çocuklarımızı kendi eksik kalan taraflarımızın tamamlayıcıları olarak görüyor ve adeta kendi yapamadıklarımızı yapmaları için onları zorluyoruz. İnsanı olduğu gibi kabulü öğrendiğimizde ise hem kendimiz hem de çevremizdekiler, özellikle çocuklarımız huzur buluyor ve ONLARIN YANINDA VE ONLAR İLE BİRLİKTE YÜRÜMEYİ ÖĞRENİYORUZ.

2-015.jpg

SÖMESTR TATİLİNİ VERİMLİ GEÇİRMENİN YOLLARI NELERDİR?

Tatili en başından planlayın demiştim. Çocuklarınızı karşınıza alın ve onlara tatilden istek ve beklentilerini sorun. Uygunsuz ve gerçekçi olmayan beklentilere de bir miktar kulak tıkayın. Tiyatro, sinema, çeşitli sanatsal atölyelere katılımın yanında evde resim çizme, kutu oyunları gibi aktiviteleri mümkün olduğunca birlikte yapın.. Diğer taraftan, “Her şeyi bu iki hafta içinde yapmalıyım” şeklinde çılgınca bir çaba içerisine girmeyin. Çocuklarınıza küçük sorumluluklar verin, samimi ve gerçekçi bir şekilde onlara ihtiyacınız olduğunu gösterin ve yardım istemekten çekinmeyin. Unutmayın; çocuğunuz için asıl önemli olan, onunla kurduğunuz bire bir ilişki, birlikte olmaktan keyif aldığınızı göstermeniz ve ona ayırdığınız zamandır. Sonuç olarak; yaşamı doğal akışı içinde yaşamak hem sizin hem de çocuğunuz için daha huzurlu, mutluluk ve güven verici olacaktır. (Röportaj: Eyüp Koçak)

 

 

Bu haber toplam 8077 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim