Bugün 28 Nisan 2024 Pazar
  • Antalya29 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2439.282
    %0.00
  • Dolar
    32.4246
    %0.00
  • Euro
    34.6533
    %0.00

Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

Depremle ‘’yüzleşmek’’

20 Şubat 2023 Pazartesi 00:05

 

Merkez üstü Kahramanmaraş'ta meydana gelen  ve 10 şehrimizde ciddi yıkımlar yaşanılan son deprem kuşkusuz ki hepimizi derinden yaraladı…

     Ardından önceki gün akşam Hatay'da peşpeşe meydana gelen 5.8 ve 6.4 şiddetindeki yeni depremlerle yeniden bu doğal afetle bir kez daha acılarımız tazelendi.

Bu doğal afetin artçı sarsıntılar ile birlikte yarattığı travma gerçekten büyük kayıplar yaşattı hepimize.

            Binlerce kişinin hayatını kaybettiği, binlerce vatandaşımızın yaralandığı, büyük hasar ve kayıpların olduğu depremin acı izlerini hepimiz yüreğimizde yaşadık ve hissettik.

            Yardımlaşma ve kenetlenme ruhu ile bu acıların olumsuz etkilerini hep birlikte azaltmaya çalışıyoruz.

          Son deprem bir kez daha gösterdi ki bu riske ve doğal afetlere her an hazırlıklı olmalıyız.

            Maalesef son günlerde çok sık deprem haberi ve gerçeği ile yüzleşiyoruz.

            Farklı şehirlerde ve değişik şiddette oluşan depremlerde bu konunun ne denli ‘’önemli’’ olduğu ile tekrar yüzleşiyoruz.

  Birçok şehrimizi derinden etkileyen deprem bir kez daha gösterdi ki, deprem kuşağında olan ülkemizde deprem master planı  kaçınılmaz bir gerçek.   

            Şurası bir gerçek ki; deprem kuşağında olan ülkemizin; asla ve asla unutmaması gereken en önemli faktör; mevcut binaların depreme dayanıklılığı ne durumda?

 ‘’Depreme Dayanıklı Binalar’’ yapılmasının   artık kaçınılmaz bir durum olduğu ortaya çıktı.

            Deprem olgusu; artık yaşantımızın bir gerçeğinden hareketle ülkemizin de deprem kuşağında bir ülke olduğu gerçeğini unutmamalıyız!

            Örneğin; 1. Derecede bir deprem ülkesi olan Japonya’nın depremle mücadele konusundaki projelerini önemsememiz gerekiyor.

            Ve bu noktada Kentsel Dönüşüm olgusu son derece önemli bir olay. Ekonomik ömrünü tamamlamış, virane ve yıkılmaya yüz tutmuş binaların yıkılarak yerine yeni binaların yapılması, her şeyden önce güvenilir bir ortam açısından gerekli.

            Deprem gerçeğini sadece acı tecrübelerin yaşandığı olaylarda anımsamak da yanlış!

            Deprem olgusu, yaşantımızın bir gerçeği olmalı artık.

            Ve bu gerçeği bilerek yeni yaşam alanları oluşturmalıyız.

            Bu anlamda ekonomik ömrünü tamamlamış binaların yıkılarak yerine depreme dayanıklı binaların yapılması kaçınılmaz…

Bilim adamlarımızdan akademisyenlere kadar konunun uzmanı kişilerin görüş ve önerilerini alarak bir yol haritası çizmek zorundayız.

            Her deprem sonrası gündeme gelen ihmal, denetim yetersizliği ve bilimsel verilerin dikkate alınmaması ile ilgili üzerinde durmamız gereken olgulara yönelmeliyiz. Zemin etüdü kavramına sadık kalmalıyız.

            Ülkemizde neredeyse biraz parası olanın hangi meslekten ve işi olursa olsun müteahhit olabildiği bir ortamla yüzleşmeliyiz.

            Yapı denetimden tutun da bir binanın iskanından, ruhsatına kadar imza aşamasındaki tüm işlemlerin çok sıkı bir şekilde standartları yakalaması gerekiyor.

  Standartların yakalanması ise bilimle, eğitimle, teknolojiyi en iyi biçimde kullanmakla olabilir.

 Plan tadilatlarının artık konuşulmadığı, işinin ehli kişilerin belediye meclisinde, encümeninde görev aldığı, liykatın ön plana alındığı bir süreci konuşmalıyız.

 Deniz kenarlarına çok katlı gökdelenleri değil, az katlı yapılaşmayı konuşmalıyız.

   Falezlerde çok katlı ve tehlikeli yapılaşmanın olmadığı bir ortamla yüzleşmeliyiz.

   Mantar gibi çoğalan ve kent estetiğinden son derece uzak, yeşil dokusu, otopark alanı ve yolu olmayan betonkentleri konuşmamalıyız...

            Deprem bölgelerinde deprem anında kum gibi yıkılan binaların görüntülerine baktığımızda bu konuda çok ciddi çalışmalar yapılması gerektiği ortada.

            Deprem anında toplanma alanlarının bile çok ‘’yetersiz’’ olduğunu düşünürsek bu konuda artık somut adımlar atılmalı.

            Hem de acilen…

            

Bu yazı toplam 494 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim