Bugün 19 Mart 2024 Salı
  • Antalya19 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2238.51
    %-0.27
  • Dolar
    32.3377
    %0.08
  • Euro
    35.0943
    %-0.26

Eyüp Koçak / Muhabir Türk

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Eyüp Koçak / Muhabir Türk

Kaşıkçı üzerine düşünceler!

19 Ekim 2018 Cuma 23:55

 Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda muhalif gazetecinin öldürülmesindeki sır perdesi bir türlü aralanamıyor. Evlilik işlemleri için girdiği konsolosluk binasından bir daha çıkamayan gazeteci için herkes bir şeyler söylüyor. Bu konuda büyük kanı; ‘gazeteci konsolosluk içerisinde öldürüldü,  Suudi Arabistan’dan gelen ekip tarafından cesetleri parçalanıp götürüldü’  Akıllara gelen bu iddialar ve soru işaretleri ne kadar gerçekçi bilinmez ama ortada dönen tuhaf dolaplar, kimsenin gözünden kaçmıyor.

Mesela,  gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın evlilik işlemleri için İstanbul’a yönlendirilmesi,  Kaşıkçı’nın da bu yönlendirmeyi sorgulamadan konsolosluğa gitmesi bana ilginç geldi.  Zira muhalif kişiliği ile dünyada tanınıyor ve ölüm tehditleri alıyordu.  Kaşıkçı’nın konsolosluğa girişi ve çıkamayışı, bana göre Suudi Arabistan üzerinden küresel bir kurgunun önceden sahneye konuluşu gibi. İktidar hırsı çok güçlü olan Prens Selman, böylesine bir hamle ile ne yapmak istemiş olabilir?

Bütün dünyada, yeni kral naraları atılırken, çarşaf çarşaf gazetelerde boy gösterirken böyle bir riske niçin girdi? Acaba bu işin Türkiye’de duyulmayacağını mı düşündü yoksa, cinayetten Türkiye’yi suçlayarak bir taşta iki kuş mu vurmak istedi? 

Cinayetten Türkiye’yi suçlama, Türkiye’yi güvensiz gösterme çabası varsa; Türkiye’nin bu tuzağa düşmeyecek kadar büyük bir ülke olduğunu Prens Selman aklına nasıl getiremez?

Amerikan Başkanı Trump, bir taraftan muhalif gazeteciyi ülkesinde istihdam ederken, diğer taraftan Prens Selman’dan yüklü miktarda para kopartıyor. Prens Selman bu işi istese, Amerika’da ya da başka ülkelerde de yapabilir miydi?  Öldürmeyi en iyi bilen Amerika’da bu işi yapmadı da neden Türkiye’de yapma gereği duydu?

Bir diğer kafama takılan konu şu;  Cemal Kaşıkçı, konsolosluk binasına nişanlısı ile gidiyor.   Peki, konsolosluk binasına neden müstakbel eşi ile birlikte girmiyor? Arabistan konsolosluğuna kadının girmesi yasak mı?  Kadın, müstakbel eşini neden dışarıda bekleme gereği hissediyor? Bu kadar tehdit almalarına rağmen, olası bir cinayete karşı önlem alamazlar mıydı? Bütün dünya cinayete kilitlenmişken, Kaşıkçı’nın talihsiz nişanlısı neden ortada yok? Gazeteler ve televizyonlara demeç vermesi neden engelleniyor?

Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı, Türk yetkililere ulaşarak konuyu dünya gündemine taşımayı başardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cinayeti bir konuşmasında dile getirmesi, ‘bu işin sonuna kadar gideceğiz’ demesi Türkiye aleyhine yapılacak imaj çalışmalarını da çökertti.

Peki, bu işin kazananı kaybedeni kim?

Tabi bu soruları kendi kendime soruyorum.

 

İşin öyle veya böyle hedefinde Suudi Arabistan var.  Amerikan Başkanı Donald Trump, bu adamı Türkiye vadiyle tuzağa düşürmüş olabilir mi bilmiyorum ama eğer böyle aptalca bir tuzağa düştüyse Arabistan’ı çok iyi günler beklemiyor demektir! Ne kadar para kopartırsa, ne kadar silah satarsa satsın Amerika’ya yetmiyor.  Amerika, bu cinayetle Irak tarzı bir işgalin ve bölünmenin, Suudi petrolüne çökmenin zeminini ve tarihini fırsatını yakalamış durumda! Keza, gazetelerde Arabistan’ın bölüneceği haberlerini okumaya başladık. Trump, bir taraftan cinayeti gerekçe göstererek,  Suudi Arabistan’a aba altından sopa gösteriyor, diğer taraftan da 100 milyar dolarlık silah satışından vazgeçmek aptallıktır’ diyor.  Bu işin içinden çıkan beri gelsin!

Hepimiz yanılıyor olabilir, hepimiz, gösterileni görüyor olabiliriz!

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2962 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim