Bugün 07 Mayıs 2024 Salı
  • Antalya17 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2407.339
    %-0.15
  • Dolar
    32.2208
    %-0.09
  • Euro
    34.7162
    %0.03

Tuğçe Öztürk Almaç / Avukat

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Tuğçe Öztürk Almaç / Avukat

MAHALLE BASKISINA BİR BAŞKA BAKIŞ

21 Kasım 2020 Cumartesi 06:39

      Hangimiz çoğu zaman şu mahalle baskısını üzerimizde hissetmedik ki! Hele bir kadın olarak…Genç kızken, giydiklerine, beraber gezdiklerine, söylediklerine dikkat et. Evlendikten sonra eşine, yemeklerine, edebine dikkat et. Anne olunca, çocuğuna, onu besleyeceğin sütünün miktarına, çocuk yetiştirme tarzına dikkat et. Yaşlanınca, çocuklarına, torunlarına, onların giydiğine, yediğine, içtiğine, gezdiğine dikkat et. Kısacası ölene kadar mahalle kurallarına dikkat et.

Bu yazılı olmayan hatta herkesçe de kabul görmeyen mahalle kurallarını kim koydu, güvenirliğini kim test etti bilmiyoruz ancak zorbalıktan öte bir şey değil. Ancak yine de biz bu kuralları biraz da toplumsal huzur için kullanabilsek nasıl olurdu?

Aile arabuluculuğu ve terapi işbirliğinde her mahallede aile terapi merkezlerinin kurulması gerektiğini dile getirmiştim. Böylelikle şiddete maruz kalan, korunma ihtiyacı olan kadınların ve çocukların şiddet daha da ileri seviyeye ulaşmadan kontrol altına alınabilmesi mümkün olabilirdi. Üstelik bu terapi merkezlerinde düzenli olarak kadınlara ve erkeklere ihtiyaç duymaları halinde düzenli yardım edilebilirdi. Aynı anda hem tedavi hem de denetim kontrol. Bu ve benzeri hizmetler aynı zamanda İstanbul sözleşmesinin devlete yüklediği yükümlülüklerden de biri. Her ne kadar yükümlülük de olsa malum aktif bir şey yapılmadığından biz kimseciklere yük olmadan bir mekanizma geliştirebiliriz.

            Sözsüz kuralların cirit attığı bu mahallelerde lüzumsuz akıl veren kadın ve erkeklere aktif bir rol verelim. Kahvede okey oynamaktansa toplumsal faydayı içeren şiddet olgusunu takip etsinler, gerekli birimlere bildirsinler. Kadının etine, sütüne karışan ablalar kendi tecrübeleri ile dünyayı yönetmeye çalışmak yerine kadını ve çocuğu ölmeden, yaralanmadan önce korumak adına bu terapi merkezlerinde gönüllü çalışsınlar. Her gün sabahtan akşama kadar televizyonda öldürülen kadınlarla, kaybolan çocuklarla ilgili programları izlemek yerine birden fazla kadına ve çocuğa yardım etmiş olurlar. Böylelikle ortaya gönüllülük esasına dayanan ve toplumsal amacı olan, kadın ve erkeğin beraber çalıştığı, beraber karar aldığı bir çalışma şekli çıkacaktır. Hem bedava hem kamusal hem de işlevsel.

            Benzer bir durum Japonya’da uygulanıyor. Vatandaşlık görevlerinden biri de herkesin sırayla mahalle ile ilgili her türlü işte görev alması.

Biz ne zaman kendimizi böylesine derin bir umursamazlığa bıraktık bilmiyorum ama kültürel yozlaşmaya bir son vermek için mahalle baskısını doğru kullanabiliriz. Küçük hareketler, büyük değişimleri getirir.

 

Bu yazı toplam 9687 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim