Bugün 28 Nisan 2024 Pazar
  • Antalya21 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2439.282
    %0.00
  • Dolar
    32.4246
    %0.00
  • Euro
    34.6533
    %0.00

Yusuf Katrağ

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yusuf Katrağ

Üretici, tüketiciyi düşünüyor

16 Haziran 2017 Cuma 23:36

 Çiftçilik bir kumar gibi.

Ürün para edince kazanıyorsun, para etmeyince kaybediyorsun.

Kaybedince borçlanıyorsun, borçlandıkça kazandıklarını da borçlanman karşılığındaki faize veriyorsun.

Herhalde günümüzde bankaların en çok sevdiği kesim köylüler, çiftçilerdir.

Çünkü, şimdiye kadar bankaya “Bankaya borcum yok” diyen çiftçiye hiç rastlamadım.

Hepsi bir şekilde bankaya borçlanmış vaziyette.

Ya mazotunu, gübresini, ilacını, fidanını alabilmek için borçlanmışlar, yada 2B olan arazisini alabilmek için.

Öyle ki, 2B borcunu sağlık güvenceleri olan BAĞKUR borcundan daha önemli görenler var.

Öyle ya, arazi olmazsa nereyi ekip biçecek?

Arazi olmazsa karnını bile doyuramayacağının farkında hepsi.

Biliyorsunuz, içinde bulunduğumuz dönemde domates fiyatları aldı başını gitti.

5 domatese 10 Lira veren tüketici haklı bir isyan içinde.

Bunu görünce biz, tüm çiftçiler iyi para kazanıyor zannediyoruz.

10 Lira’ya satılan domatesin çiftçiden çıkış fiyatı en yüksek 5 Lira.

Aradaki fark aracıların.

Karşılaştığım çiftçilere “Domatesten köşe oldunuz” diyorum.

“Sen öyle zannet. Tabi hale giderken bir çok köşe dönüyoruz” diye yapıştırıyorlar lafı.

Başlıyorlar işin iç yüzünü anlatmaya.

Öncelikle bütün çiftçilerin içinde bulunduğumuz dönemde 5 Lira’ya domates sattığı falan yok.

Sadece bu dönemde ürünü yetiştirebilenler satıyor.

Kaç çiftçinin domatesten kazandığını sorduğumda “100 çiftçiden 10 yoktur” diyorlar.

Bu da demek oluyor ki, çiftçinin en fazla yüzde 10’u domatesin bu bereketli döneminden faydalanıyor.

Zaten fiyatların yüksek olmasının nedeni de, piyasada domatesin az olması.

Şuanda tüketicinin, üretici fiyatının iki katına hatta daha da fazlasına yediği domatesin üretim aşaması hiç de kolay olmamış.

Üretici, soğuk Kış ayları boyunca serayı ısıtmak için verdiği büyük uğraşı anlatıyor.

Ürünlerini don olayına kaptırmamak için tam 70 gün boyunca her gece seraların sobalarını yakmışlar.

Soğuk Kış günlerinde bizler yatağımızda mışıl mışıl uyurken, şuanda domatesten köşeyi dönmüş olarak gördüğümüz çiftçiler ürünlerini korumanın peşindeydi.

Bırakın buradaki emeği, seraların ısıtması ekstra maliyet demek onlar için.

Kazanılan ücretin içine fidan, ilaç, gübre ve mazot gibi maliyetlere ek olarak ekstra soba, odun ve kömür paraları giriyor.

Çiftçinin kazandığı paranın içinde emek ve standart maliyetlere ek olarak ekstra maliyetler var.

Bu nokta üreticiden aldığı ürünü iki katına hatta daha fazlasına satan aracıların maliyetlerinin üretici maliyetlerini bulması kesinlikle imkansız.

Üreticinin isyanı da zaten buna.

“Biz o kadar çalışıyor, çabalıyoruz adamlar bizden aldığının çok fazlasına satıyor” diye dert yanıyorlar.

Haklılar da.

Üreticiler aslında, tüketicilerin çok yüksek fiyata domates yemesinden de rahatsız.

Elbette para kazanmak istiyorlar ama bunun uçuk fiyatlarla olmasına da karşılar.

“Biz 5 Liraya satacağımıza 2 Liraya satalım ama bu fiyat tüm sezon boyunca böyle olsun” diyerek, hem üretici hem de tüketici için fiyat istikrarı olması gerektiğine dikkat çekiyorlar.

“Yazık değil mi 10 Lira’ya domates alanlara?” diyerek de ekliyorlar.

Bu arada yeni ürünler çıktıkça domatesin fiyatı da düşecek.

Zaten düşmeye başlamış bile ama çiftçiler 10-15 güne kadar iyice düşeceğini söylüyorlar.

Yeni mahsul çıkaran çiftçilerin de en büyük korkuları fiyat düştükten sonra zararına satışların başlaması ve ihracatlık domateslerin bile salçalığa dökülmek zorunda kalınması.

Şuandaki salatalık, kabak üreticisinin yaşadığı gibi bir zararı yaşamaktan korkuyorlar.

Sanırım, tüketiciyi bile düşünecek kadar duyarlı olan çiftçileri de birilerinin düşünmesi gerekiyor. 

Aslında yapılması gereken de basit.

Maliyetlere göre fiyat istikrarını sağlamak ve fahiş kazançlar elde eden aracılara fırsat vermemek.

Sezon boyunca üreticinin satacağı fiyatı, tüketicinin de alacağı fiyatı bilmesi yeterli.

Her şey, üretim ve fiyat planlamasından geçiyor.

Bu sağlanabilirse üretici hangi ürünü yetiştirirse ne kadar kazanacağını bilir, tüketici de hangi ürünün kaç para olacağını.

Bu yazı toplam 699 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim