ANTALYA BAROSU KOROSU: 30 YILLIK BİR KÜLTÜR HAFIZASI

Antalya Barosu Türk Sanat Musıkısi Korosu sanatseverlerle buluştu. Şef Avukat Cengizhan Gököz yönetimindeki koro, Antalyalı sanatseverlere unutulmaz bir konser verdi. Bestekar Osman Nihat Akın'ın bestelerinden oluşan ve dinleyiciler tarafından coşkuyla alkışlanan, Avukat Yasemin Sönmez'in sunumunu yaptığı konser sonrasında Şef Cengizhan Gököz ile bir mülakat gerçekleştirdik.

 

- Sayın Gököz, Antalya Barosu Korosu'nun kuruluşu, amacı ve kısa tarihçesi hakkında bilgi alabilir miyiz?

 

 

Antalya Barosu, önümüzdeki yıl 100. kuruluş yılını kutlamaya hazırlanırken, Baro bünyesinde faaliyet gösteren Antalya Barosu Korosu da 30. yılına giriyor. Yaklaşık üç on yıldır Türk sanat müziği ve klasik Türk musikisi eserlerini hem meslektaşlarıyla hem de toplumla buluşturan koro, yalnızca bir müzik topluluğu değil; aynı zamanda kültürel bir aktarım misyonu üstleniyor.

 

 

Antalya Barosu Korosu, 1996 yılında, dönemin Baro Başkanı Avukat Osman Güven döneminde, kurucu şef Avukat Alper Önder tarafından kuruldu. Koro, Antalya Barosu’nun iç yönetmeliğine bağlı olarak, kurumsal bir yapı içinde faaliyet göstermeye başladı.

 

Kuruluşundan bu yana koroda üç şef görev aldı:

Alper Önder, Cemal Cahit Hordacı ve halen görevini sürdüren mevcut şef, Cengizhan Gököz.

 

 

Koro, yaklaşık 30 yıldır Türk sanat musikisi ve klasik Türk musikisinin seçkin eserlerini icra ederek, bu köklü müzik geleneğini gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlıyor. Her yıl genellikle iki konser veren koro, repertuvar seçiminde “eğlence” ile “kültür” arasındaki dengeyi özellikle gözetiyor.

 

- Efendim konserlerinizde makamdan ziyade daha çok tematik bestekar eserleri yer alıyor. Bu konserde Osman Nihat Akın bestelerini seçmenizdeki amaç ne idi?

 

 

Evet son konser, bestekâr Osman Nihat Akın eserleri üzerine kurgulanan özel bir tematik konser olarak dikkat çekti. Konserde yalnızca eserler değil, eserlerin hikâyeleri de izleyiciyle paylaşıldı.

 

Osman Nihat Akın’ın;

• Müfettişlik yıllarında yaşadığı olaylardan doğan eserleri gibi ayrıntılar, konserin anlatı boyutunu güçlendirdi.

 

-Koronun yapısı ve çalışma düzeniyle ilgili neler söylemek istersiniz?

 

 

Antalya Barosu Korosu yaklaşık 45 kişiden oluşuyor. Üyelerin büyük çoğunluğu avukatlardan meydana geliyor. Koro bünyesinde ritim, kanun ve ud icracıları da yine avukat üyelerden oluşuyor.

 

Çalışmalar, Antalya Barosu Hizmet Binası’nın 4. katında, haftada bir gün yapılıyor. Bir konserin hazırlık süreci ise ortalama 5–6 ay sürüyor. Yaz tatiliyle birlikte bu süre zaman zaman uzayabiliyor.

 

- Antalya'da pekçok amatör koro var. Amatör korolarla ilgili düşünceleriniz nedir?

 

 

Amatör koroların yaşadığı mekân ve bütçe sorunlarına da değiniliyor. Antalya Barosu Korosu, bir kurum çatısı altında olduğu için bu tür sıkıntıları daha az yaşıyor. Baro, çalışma salonunu tahsis ederken, belediyeler de konser salonları konusunda genellikle destek oluyor. Ancak ikinci konserlerde salon ücretleri ciddi bir mali yük oluşturabiliyor.

 

En önemli sorunlardan biri ise Antalya’da amatör koro sayısının hızla artması. Bu durum, “koral çalışmalar kültüre mi yoksa yalnızca eğlenceye mi hizmet ediyor?” sorusunu gündeme getiriyor.

 

Bu noktada, yerel ya da merkezi yönetimler tarafından organize edilecek amatör korolar yarışmaları ya da değerlendirme sistemlerinin, kaliteyi ve sanatsal seviyeyi yukarı çekebileceği ifade ediliyor.

 

- Sanırım bu yılın son konserini verdiniz. Önümüzdeki yıl ya da dönemdeki konserler de aynı nitelikte mi olacak?

 

 

Koro, önümüzdeki dönemde de bestekâr veya makam temalı konserler yapmayı planlıyor. Bu yaklaşımın, repertuvarı zenginleştirdiği ve bestekârların müzikal dünyasını daha derinlikli biçimde yansıttığı düşünülüyor. Zaman zaman sevgi, tabiat gibi temalar da gündeme gelebiliyor.

 

- Konserleri genellikle aynı kişiler ya da diğer koroların elemanları ve yakınları takip ediyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz; sanki farklı dinleyici kesimleri dahil edilemiyor gibi bir durum doğuyor. ne dersiniz?

 

 

Evet ben de bu durumu gözlemliyorum. Konserlere ilginin iyi olduğu belirtilirken, temel beklentinin yalnızca diğer koroların değil, genel müziksever kitlenin salonları doldurması olduğu vurgulanıyor. Amaç, “koroların birbirine çaldığı” kapalı bir döngü değil; Türk musikisini seven, merak eden, dinlemek isteyen herkesle buluşmak olmalı. Ancak insanlara da gelmeyin ya da gelin diyemiyoruz işte.

 

- Son olarak bir başka önemli husus da gençlerin Türk Sanat Musıkısine ilgisizliği. bu konuda neler söylemek istersiniz?

 

 

Evet maalesef böyle bir gerçekle karşı karşıyayız. Yeterince tanıtıp yeterince sevdiremiyoruz maalesef öz musıkımizii Gençlerin Türk Sanat Musıkisine ilgi göstermemeleri, daha çok aileden ve çevreden kaynaklı bir durum. Çocuk duyduğu tınılara merak sarıyor. Çevresinde  ve ailesinde bu tınılar dinlenmiyorsa, çocukda da bir Türk Sanat Musıkısi zevki oluşmuyor maalesef. Bu eksikliği gidermek için eğitim kurumlarına ve ailelere büyük görevler düşüyor.

 

- Çok teşekkür ederim Sayın Gököz.

 

- Ben teşekkür ederim efendim.