Anadolu’nun türküleri Amerika’ya gidiyor!

  Yönetmen Özgür Mercan’ın katkılarıyla hazırlanan belgesel film,  Amerika’daki The Ocean City Uluslararası Film festivalinde yarışacak! Anadolu’nun Susmayan Türküleri adını taşıyan belgeselin Amerika’da gösterilecek olması, genç müzik araştırmacısını hem şaşırttı hem oldukça mutlu etti.

YEREL HALKIN MÜZİKE İLİŞKİSİ ANLATILIYOR

Mutlu haberi kendisine ait sosyal medya hesaplarından paylaşan Dayıoğlu,  Türk Halk Müziği’nin Amerika’daki bir festivalde tanıtılacak olmasından duyduğu sevinci dile getirdi. Belgeselin ortaya çıkış hikâyesini gazetemize anlatan Dayıoğlu; “Yaklaşık 45 dakikalık filmimiz, Anadolu kültürünün yaşam biçimini, müziğe olan ilgisini konu alıyor. Benim köy köy gezerek yaptığım müzik yolculuğunu anlatıyor. Belgesel filmde; köylülerle yaptığımız sohbetler ve müzikler; özellikle yöremizde yaşayan Yörükler, Tahtacılar ve Çingeneler ve alt kültürdeki insanların hayatı anlatılıyor” diye konuştu.

SOSYAL MEDYADAN AMERİKA’YA

Amerika’daki festivalde gösterime girecek belgesel filmin, yönetmen Özgür Mercan’ın projesi olduğunu söyleyen Dayıoğlu, filmin ortaya çıkış öyküsünü ise şu sözlerle anlattı: “Bu proje, Özgür Mercan adlı bir yönetmenin projesi. Ben Anadolu’nun değişik bölgelerini, Antalya’nın birçok farklı bölgelerini ziyaret ediyor, orada yaşayan yerel halkın müzikle ilişkisini kayda alıyorum. Kendisi beni sosyal medyadan tanımış. Geçen sene Ankara’da askerlik yaparken ziyaretime geldi.  Projesini anlattı,  belgesel film çekmek istediğini söyledi. Köylere benimle birlikte gelip çekim yapmasının uygun olup olmadığını sordu. Ben de kabul ettim. Zaten köylere gidiyorum, Sen de benimle gelip istediğin çekimi yapabilirsin dedim. 3-4 aylık farklı zaman dilimlerinde, benimle birlikte bir yolculuğa katıldılar. Benim yaptığım çekimlerin kamera arkası görüntülerinden bir belgesel film ortaya çıkardılar.  Ben belgeselci olmadığım için bu kadar etkili bir şey ortaya çıkacağını tahmin etmemiştim” diye konuştu.

“HEM ŞAŞKIN, HEM MUTLUYUM”

Emre Dayıoğlu’nun sosyal medyadan paylaştığı filmin fragmanı, kısa sürede binlerce paylaşım aldı.  Filmin festival sürecine ilişkin düşüncelerini de dile getiren Dayıoğlu; “ 45 dakikalık bu filmde, çok güzel görüntüler ortaya çıktı. Açıkçası belgeselin bu kadar önemli bir yere geleceğini, yarışmalara katılacağını düşünmemiştim. Elimde kamera ile köylere kendimce gidiyorum. Arkadaşlar, günlük yaşamımın röportajını yaptılar. 45 dakikalık film oldu. Şimdi bu film, Amerika’da Türkiye’yi temsil edecek. Hem çok şaşkınım hem de çok mutluyum” diye konuştu.

JAPONLAR VE AMERİKALILAR  TÜRK MÜZİĞİNİ ARŞİVE ALIYOR

Belgesel sayesinde Türk Halk Müziği’nin unutulmaya yüz tutmuş ezgilerinin dünyaya tanıtılacağını aktaran Müzisyen Emre Dayıoğlu, şöyle devam etti: “   Bizim Anadolu müziğimiz, Türk Halk Müziğimizin unutulmaya yüz tutmuş müzikleri, geleneklerimiz göreneklerimiz aslında sosyal medyada çok büyük bir kitle tarafından ilgi ile takip ediliyor.  Bu durum, belgesel filmin Amerika’da gösterime girecek olmasıyla da ortaya çıktı.  Bu süreç yaklaşık 6-7 yıllık bir süreç. Bu sürecin film gibi projelere evirilip geniş kitlelere ulaşacak olması, halk müziğinin tanıtılması açısından da çok önemli. Benim müzik yaşamımı anlatan bir film, Amerika’ya gidiyor.  Bizim halk müziğimize yurt dışından ve  Amerika’dan inanılmaz bir merak var. Yaylalarda bir çok Japon müzikolog, Amerikalı müzikolog bölgeleri geziyor, bize ait ezgileri kaydediyorlar ve götürüp öğrencilerine anlatıyorlar. Artık dünya globalleşiyor. Bir alman, benden çok iyi saz çalabiliyor. Bir Amerikalı benden çok iyi türkü söyleyebiliyor. Böyle bir dünyaya evirilip bu anlamda halk müziğinin, Anadolu’daki yerel müziğimizin dünyada eşi benzeri olmadığını düşünüyorum. Bu kadar çeşitlilik,  bu kadar özelliği olan bir müzik coğrafyası dünyada yok. Dünyanın en etkili kültür hazinesine sahip bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu filmin ödül alması kuşkusuz çok önemli. Ama almasa da biz bir şeyi başarmış olduk. Bu filmin Amerika’da izlenecek, tanıtılacak olması benim için yeterli. Yarışmadan ziyade halk müziğimizin uluslar arası bir arenada tanıtılması benim için yeterlidir. Yarışmada birinci de olsam sonuncu da olsam fark etmez” dedi.

(Haber: Eyüp KOÇAK)