Bir devlet yurttaşlarına ne kadar özgürlük alanları açarsa, toplumda sorunlar o denli azalır. Özgürlük özgürce düşünmenin önünü açtığı için toplumsal gelişmişlikte artar.
Özgürlükler genişledikçe bireylerin hakları artar, ancak aynı oranda sorumluluklarıda. Öyle bir ülkede yurttaşların devletine karşı olan güveni, aidiyet duygusu çok daha sarsılmaz olur.
Sunulan özgürlüklerden dolayı ideolojik saplantılar da gün geçtikçe azaldığından, insanlar soyut değil somut nesnel gerçekliklere yönelir, oy verirken de X bir partinin sembollerinden ve ona sunduğu umutlardan çok, insanlar oyunu partinin programına ve projelerine yönelir.
Örnek vermek gerekirse...
Bugün, Almanya’da CDU’ya oy veren bir seçmen yarın rahatlıkla Yeşiller Partisine oy verebiliyor. Bunun en büyük nedeni insanların ideolojik saplantılardan kurtulmuş olması bir sistemin sağlıklı, istikrarlı işlemesi, liderin sistemi değil, sistemin lideri olmasındandır.
“Batı dünyanın yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürerek bu refahı sağlıyor” demek sadece kısmen doğru. Batı’nın kendi halkı için sunduğu özgürlükler ile dışarıda gelişmemiş ülkeleri pervasızca sömürmesini birbirinden ayırarak tartışmayı beceremesek doğrular tam olarak anlaşılmaz
Batı, gelişmenizi engellemek için ülkenize karşı ekonomik ambargo veya daha farklı yaptırımlar da uygulayabilir, ama siz toplum olarak gerçekten gelişmişlik seviyesini yakalamak isterseniz, ekonominizi, hukuk devleti olmanızı frenlemeye kalksalarda, asla engelleyemez! Zaten, bunu becerdiğiniz aşüphesiz çok daha fazla yatırımcı ülkenize çekersiniz.
Bir ülkede yasama, yürütme, yargı ve 4. kuvvet olarak medya bağımsız değilse orada ‘demokrasi’ sadece sandıktan ibarettir.
23 Haziran, Pazar günü yapılacak olan İBB Başkanlığı seçimi ülkemize şimdiden hayırlı olsun.
Bu yazı toplam 2955 defa okunmuştur.