Bugün 30 Nisan 2024 Salı
  • Antalya23 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2428.149
    %-0.42
  • Dolar
    32.3702
    %-0.61
  • Euro
    34.6846
    %-0.82
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Nüfusun yüzde 15.7'si böbrek hastası
30 Temmuz 2017 Pazar 21:53

Nüfusun yüzde 15.7'si böbrek hastası

Özel OFM Antalya Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Uzm. Dr. Mustafa Eren, böbrek yetmezliği ve nedenleri hakkında bilgiler verdi.

 8 MİLYON KİŞİDE BÖBREK HASTALIĞI VAR

Böbreklerin vücutta sıvı ve elektrolit dengesini sağladığını, ürettiği hormonlarla tansiyon dengesini sağlayıp, kemik sağlığını  koruduğunu ve kan üretimini ayarladığını dile getiren Eren,  kalıcı böbrek hastalığının risk faktörlerine de dikkat çekti. Eren, ülkemizde erişkin nüfusun %15.7’sinde (yaklaşık 8 milyon kişide)  hafif veya şiddetli böbrek hastalığı varken; 61 bin kişinin diyaliz tedavisi aldığını, 12 bin 800 kişinin ise böbrek nakilli olarak hayatlarına devam ettiğini söyledi.

TÜRKİYE DİYABETTE ALARM VERİYOR

 "Kalıcı böbrek hastalığı için risk faktörleri; diyabet, hipertansiyon, ailede böbrek hastalığı olması, idrar yolu taşları, idrar yolu tıkanıklıkları, SLE gibi otoimmün hastalıklar, obezite, düşük sosyoekonomik durum ve sigaradır. Ülkemizde, Türk Nefroloji Derneği verilerine göre, diyalize giren hastalarda, böbrek yetmezliğinin en sık sebebi %41 ile diyabet iken, ikinci en sık nedeni %25 ile hipertansiyondur.  Esas olarak böbrekten kaynaklanan nefritlerin diyaliz hastalarındaki oranı %7.9, polikistik böbrek hastalığının ise %3.8’dir. Son yıllarda böbrek yetmezliğinin giderek artmasının en önemli nedeni diyabet ve hipertansiyon görülme oranının artmasıdır" diyen Uzm. Dr. Mustafa Eren; Avrupa ülkeleri arasında en yüksek diyabet gelişme oranına sahip ülkenin, Türkiye olduğuna dikkat çekti. 2000 yılında yapılan TURDEP-1 çalışmasının verilerine de değinen Eren; " Ülkemizde 2000 yılında yapılan TURDEP-1 çalışmasında diyabet sıklığı %7.3 iken, 2012 yılında yapılan TURDEP-2 çalışmasında bu oran %13.7’ye çıkmıştır. Ülkemizde hipertansiyon görülme oranı, 18 yaş üzeri popülasyonda %30 iken, 50-59 yaş arasındaki orta yaşlı bayanlarda %58, erkeklerde %50 saptanmıştır" ifadelerini kullandı.  

ERKEN TEŞHİS ÇOK ÖNEMLİ

Böbrek hastalıklarında erken teşhisin çok önemli olduğuna dikkat çeken  Uzm.Dr. Mustafa Eren,  erken teşhis edilemeyen böbrek hastalıklarının kalıcı böbrek fonksiyon yetersizliklerine neden olduğunu söyledi. Eren; " Diyabetik hastalarda yüksek kan şekeri, oksidatif stress ve ileri glikolizasyon ürünleri olarak adlandırılan toksik maddelerin oluşumu nedeni ile  büyük ve küçük kan damarları zarar görür. En kolay ve hızlı hasar gören organlarımız damarsal ağdan zengin olan böbrekler, gözler, kalp ve beyindir. Böbreklerimizdeki damarların ve böbrek dokusunun hasarına bağlı olarak,  idrarda protein kaçağı meydana gelir. Erkenden teşhis edilmezse, protein kaçağı zamanla kalıcı böbrek fonksiyon yetersizliğine neden olmaktadır. Böbrek fonksiyonları %20’nin altında olan ve protein kaçağı olanlarda, 10 yıl içinde ölüm riski aynı yaş grubundaki kişilere göre yaklaşık 6 kat daha fazladır. 2014 yılında  yapılan bir çalışmada, 940 Tip 2 diyabet hastasının böbrek hastalığı yönü ile taranması sonrası, %54’ünde hafif veya ileri evre böbrek yetmezliği olduğu, hastaların sadece beşte birinin taramadan önce böbrek hastalığının bilindiği, beşte dördünün ise protein kaçağı ve böbrek yetmezliğinden haberdar olmadığı saptanmıştır.  Bunun en önemli nedeni, protein kaçağı ve böbrek yetmezliğinin çok ileri evrelere kadar, sessiz seyretmesi yani klinik olarak önemli bir şikayet oluşturmamasıdır. Bu nedenle böbrek yetmezliğini erken saptamanın en kolay yolu, risk altındaki popülasyonun düzenli olarak takip  altında tutulmasıdır" diye konuştu.

 

 

DİYEBET VE HİPERTANSİYON HASTALARI DİKKAT !

Özel OFM Antalya Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Uzm. Dr. Mustafa Eren, Böbrek yetmezliği gelişen diyabet ve hipertansiyon hastalarına da uyarılarda bulundu.  Diyabet ve hipertansiyon hastalarının mutlaka nefroloji uzmanına başvurması gerektiğine dikkat çeken Eren; " Böbrek yetmezliği gelişen diyabet ve hipertansiyon hastalarının sağlık serüveni, darboğazlardan geçmeye çalışan gemiler gibidir. Bu hastaların yollarında pek çok tehlikeler gizlidir, bunların başlıcaları  kalsiyum ve fosfor metabolizmasının bozulmasına bağlı kalp ve damar hastalıklarında artış, kemik iliği çalışmasının zayıflamasına bağlı kansızlık,   ilaç dozlarının uyğun ayarlanmamasına bağlı oluşan ilaç toksisiteleri (ilaçların yaklaşık üçte ikisi böbrekler yolu ile atılmaktadır), vücutta sıvı birikimine bağlı kalp yetmezliği ve akciğerde sıvı toplanması, ani potasyum yükselmesine bağlı ani ölüm riskidir. Bu nedenle diyabet ve hipertansiyon hastalarının, böbrek yetmezliği ve ona bağlı gelişen tehlikelere karşı bu darboğazlardan geçebilmesi için nefroloji uzmanının klavuzluğuna ihtiyaçları vardır" dedi.

RİSK GRUBUNDAKİ HASTALARA  DÜZENLİ TAKİP ÖNERİSİ

Böbrek fonksiyonları bozulmaya başlayan hastaların temel yapması gerekenleri hakkında bilgiler veren Eren,  risk grubundaki hastalara düzenli takip önerisinde bulundu.  Eren, risk grubundaki böbrek hastalarına şu tavsiyelerde bulundu:  " Böbrek fonksiyonları bozulmaya başlayan hastalarda temel olarak yapılması gerekenler; aşırı protein ve tuz alımının kısıtlanması, yaşam şekli değişikliklerinin düzenlenmesi, sıvı alımı dengesinin sağlanması, idrar yolu enfeksiyonu, idrar yolu tıkanıklıkları ve idrar kesesi fonksiyon bozukluğuna karşı erkenden önlem alınması, radyokontras ajanlar ve ağrı kesici ilaçlar başta olak üzere ilaçların kullanımının çok iyi denetlenmesi, diyabet ilaçları insülin dozları ve hipertansiyon ilaçlarının böbrek yetmezliğine göre ayarlanması, dislipidemi, sigara, obezite, anemi, fosfor ve potasyum yüksekliği  gibi kalp damar hastalıklarını arttırıcı risk faktörlerinin çok iyi incelenerek düzeltilmesidir.  Hastalıkların başlangıç aşamasında, teşhisi zor ama tedavisi kolayken,   ilerlemiş aşamalarında teşhisi kolay ama tedavileri zor, sonuçları ise ağırdır. Bu nedenle özellikle diyabet ve hipertansiyon hastaları başta olmak üzere, risk grubundaki hastaların, böbrek yetmezliği gelişimi açısından düzenli olarak takip edilmesinde fayda vardır" (Haber: Eyüp KOÇAK)

 

 

Kaynak: Eyüp KOÇAK
Bu haber toplam 808 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim