Bugün 24 Kasım 2025 Pazartesi
  • Antalya15 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    5551.915
    %0.27
  • Dolar
    42.4244
    %0.04
  • Euro
    48.855
    %0.01

ALİ YILDIZ / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
ALİ YILDIZ / KONUK YAZAR

URUMMİ'DEN RUM'A (ANADOLU)-3

24 Kasım 2025 Pazartesi 00:00

RUM ADI BATIDAN MI GELDİ?

Rum adının en eski bağlantılarına doğru arayışımızı sürdürüyoruz.

M.Ö. 1200 yıl Anadolu’nun batı kıyılarında dişe dokunur bir medeniyet kurmuş olan halklar, kuzey batıdan gelen büyük bir göç dalgasının altında darmadağın oldular. Bu göç dalgasının yaratan Dorlar denilen ve Balkan yarımadasının Tuna sınırlarına yakın yaşayan bir halktı. Bu halk Karadeniz’in kuzeyinden gelen büyük bir halk kitlesi tarafından baskılandı ve yurtlarından edildi. Bu baskının Sakalar tarafından yapıldığını tahmin ediyoruz. Çünkü bir süre sonra Dorların yerini arkadan gelecek olan Sakalar ve Kimmerler alacaktır. Böylece Sakalar/Kimmerler tarafından baskılanıp yurdunu terk eden Dorlar, Batı Anadolu ve Miken topraklarına girdiler. Bunun sonunda Truva, Lidya yıkıldı, Peloponnes işgale uğradı. Uzun süren bir kaos dönemi yaşandı. Kimmerler ve arkasından Sakalar batı Anadolu’ya ve Truva’ya girdiler. İşgale uğrayan topraklardaki halklar önce İzmir’e( Smirna) inip kendilerine gemiler temin ettiler ve düşman istilasından korunmuş topraklara veya adalara doğru göçtüler. Bir kısmı Mısır’a gitti ancak kabul görmedi, gelenlerin bir kısmı Mısır egemenliğini kabullenip orada kalırken diğer bir kısmı geri dönerek adalara yerleşti.

Batı Anadolu’da yaşayan ve Dor istilasına uğrayan bu halklardan bir grubun Lidyalılar olduğunu görmüştük. Lidyalılar Hititlerin yıkılmasından sonra ortaya çıkan Anadolu’nun yerli halklarındadı.Lidyalıları da tek etnik halk olarak düşünmemek gerek. Çünkü o çağlarda etnisite ön planda değil. Lidya’da yaşayan bir grup başlarındaki Kral Tirsanos’un müsaadesiyle gemilerle yola çıkıp İtalya’nın kuzey batı kıyılarına vardılar. Vardıkları toprak insansız değildi. Burada yaşayan kuzeyli halklar vardı. Ancak Anadolu’dan gidenler o zamanın yüksek medeniyetine sahip oldukları için yerli halkı kendi içlerinde erittiler. Karşılaştıkları halkın diline de birçok kelime kattılar. Vardıkları yere Asyatik ad verme geleneğine ve daha sonra Turan-Türk göçlerinde gördüğümüz isim taşıma geleneğine uygun olarak, krallarının adına izafeten Tirsenoi ismini verdiler. Bugünkü Tiren denizi adı onlardan kalmıştır. M.Ö. 1200 yıllarında Anadolu’nun batısında yaşayan ve sonraları Ege Göçleri ile yurdundan ayrılıp İtalya’nın kuzey batısına yerleşerek o kıyılara Tiren denizi adının verilmesine vesile olan; ayrıca İtalya’da kurdukları en büyük yerleşim merkezine Rum-Roma adını veren Etrüsklerden 7 bahsetmiştik. Etrüsklerin Turan-Türk dilli olduğu bugün bilim dünyasında tartışılmakta ise de kurganları, kültürleri, topak evleri itibariyle Türk kültür dairesine dâhil oldukları kesin gibidir.

Greklerin Thirsenois, Tirsenoi veya Tirsanoi dedikleri bu halkın Anadolu’daki başkentleri veya en önemli yerleşim yerleri, İzmir’in kuzeyindeki Yamanlar dağı etekleriydi. Henüz kazıları yapılmadı.

Lidya krallığında yaşayan Tirsenoi halkı Asya kökenli bir halk idi. Bu halka daha sonraki yıllarda Romalılar, Etrüsk adını verdi. Etrüsklerden günümüze kil ve maden üzerine yazılmış dokuz bin kadar belge kalmıştır. Etrüskleri araştıran uzmanlar onları önce bu yazılara bakarak Etrüsklerin Hint-Avrupa dili konuşan bir halk olduğunu söylemişler ancak sonra morfolojik bakımdan iddialarını ispatlayamamış, yanıldıklarını anlamışlardır. Çünkü Etrüsk dili Fin-Ogur kökenlidir.

Etrüskler bu mecburi göç sonunda ulaştıkları yere krallarının adını verdikleri gibi, yeni kurdukları şehre de geldikleri vatanın adını vermişlerdir. Geldikleri yerin adı Rum idi. Vardıkları yerde kurdukları yeni şehre de Rum-ROMA adı verdiler. Bugünkü Roma adı Etrüskçe’dir ve Anadolu’nun en eski bilinen adından taşınmıştır. Etrüskler, anavatanları Rum’dan göçerek, İtalya’da kurdukları başkente Rum, Roma adını verdiklerini batılı tarihçiler söylüyor.(Lissner. S.409)

Şu soruyu sorup makul bir cevap bulmaya çalışalım: Etrüskler İtalya’ya taşıdıkları Roma sözünü-adını- nereden öğrendiler?

Etrüsklerin doğudan göçtükleri ve muhtemelen Medlerin bir kolu olduğu tartışılmaktadır. Bu tartışma bir yana, Akadlar Anadolu’yu işgal edip 17 satraplık halinde yönetirken satraplıklardan biri de Lidyalıardı. Hatti Kralı Pampa önderliğindeki 17 devletçikten ibaret olduğu yazılan Anadolu birliği içinde Lidyalılar da vardı. Bu güç Akadlara yenildi. Akadlar Anadolu’yu 17 satraplık olarak uzun süre idare etmeye devam ettiler.(Memiş. E.Ç.T.T. S.32)

Diyebiliriz ki, aksi iddia edilinceye kadar Etrüskler de Roma- Rum- sözcüğünü Akadların Anadolu’ya egemen olduğu zamanlardan aldılar.

RAMSAY’DAN

Ünlü coğrafyacı ve araştırmacı W. Ramsay Anadolu yaylası için-parantez içleri bize aittir- söyle diyor:

“Böylece (Anadolu), her cihetten şarkla garbin arasında bir hudut, şark ve garp ruhlarının çarpıştığı bir cidal meydanı olmuştur.

Bu büyük cidal fikri, İlyada’nın tedrici teşekkülünde mühim bir amil(etken) olduğu gibi, Herodot’un destani tarihine de renk vermiştir… Tam iki asır Yunanistan ve İran bu iki düşman kuvvetlerin 8 mümessili oldular. O zaman İskender’in zaferleri ki, - sonradan Roma’nın dehası ile tahkim edilmiştigarp(batı) ruhunu asırlarca ama zahiren(sözde) galip mevkide gösterdi.

Lakin bu zaferler hakiki değildi (gerçek değil yüzeysel). Romalılar Anadolu’da hüküm sürdüler, çünkü harikulade idare kabiliyetleriyle hükümet sistemini yaylanın insanlarına uydurmayı(adapte) bildiler. Bu bağlamda büyük şehirler zahiri olarak(görünürde) garp çehresi takındılar. Latin ve Yunan isimleri aldılar. Latince Yunanca hükümetin ve bürokrasinin lisanı oldu. Edebiyat ve çok derin gitmeyen tarih yalnız bu sathi(yüzeysel-derinliksiz) görüşü takip etti.

Ben de seyahatime başladığım zaman meselenin bundan başka olabileceğini hatırımdan bile geçirmiyordum Lakin ben de hakiki vaziyetin bundan tamamıyla başka olduğuna yavaş yavaş kani oldum. Miladın üçüncü asrında bile Yunanca, yayla halkının lisanı değildi. Büyük bir halk olan Lycaonia, Galatia ve Phrigia kendi lisanları ile konuşuyorlardı. Yalnız kitap yazanlar Yunancayı, hükümet erkânı Latinceyi kullanıyordu. Halk kendi dinini tutmakta devam ediyordu, Her ne kadar aydın tabaka kendi ilahlarını Yunan tanrılarıyla benzeştiriyor olsa da bunların hiç birinde Yunan ve Roma Tanrılarının evsafı yoktu. Tanrılar tamamen Asyatik idi. …

Bir dönem Yunan ve Roma isimleri alan şehirlerin… Baskı kalktıktan hemen sonra eski isimlerine dönmeleri enteresandır. (Ramsay. S.24)

Çok daha sonra Hristiyanlık ve Bizans bir cebri değişim ve baskıyı kurup onların bir kısmını Hristiyanlaştırsa da Anadolu Hristiyanlığı asla garp Hristiyanlığı, hatta Bizans Hristiyanlığı olmadı.

Ramsay’ın bu olağanüstü analizinden anlaşılıyor ki; Anadolu başka egemenlikleri sözde kabul etti ama özde hep kendi olarak kaldı. Asia, Asia olarak kaldı, Rum olmadı.

O halde miladi asırlarda Anadolu için kullanılan Rum adı nereden geldi?

BATILI HARİTACILAR ANADOLU’YA RUM DEMEDİ

Dünyanın en eski haritalarından başlayarak günümüze kadar, Türkiye’yi gösteren bütün haritaların toplandığı Tarihte Türkiye Haritaları isimli eserden birkaç seçme ile batılı haritacıların Anadolu’ya verdiği ismi anlamaya çalıştık.8 Bu kitapta aşağıdaki haritacıların Anadolu için yazdıklarını sıraladık.

Claudios Ptolemaıos atlasından 1467 ‘de Fatih Sultan Mehmet tarafından aslına uygun olarak yenisi yaptırılan haritada Pontus Bitinia, ASİA Region, Paflillia, Cilitia, Galatia, Capadotia bölgesel ifadeleri vardır. 8 Tarihte Türkiye Haritaları. Katalog. Boyut Yay. Grubu. İst. 2019 9 Giorgia Sideri 1565 tarihli haritada Anatol yazar. Vincenzo Coronelli.

1690 tarihli haritada Natolia yazar Castori Romanorum Cosmografhi, Roma İmparatorluğunun 2000 yıllık yollarını kapsayan bir haritadır. Harita elimizde olup, tam boyutlu olarak yayınlamıştır. Toplam uzunluğu 7.4 m’dir. Bu haritada Anadolu, ASİA, Bithinya, Phrigia, Cappadochia, Cilicia, Caria, Lycia olarak bölgeler halinde gösterilmiş ancak Rum veya Roma adı kullanılmamıştır.

Katalan Atlası. 1375. Abraham Cresques tarafından yapılan haritada TURCHİA, yazılıdır.

1380 Gulliam Soler haritasında Turchia yazar.

Batılı haritacıların ve yazarların Anadolu’dan Rum veya Roma olarak söz ettiği bir kaynağa rastlamadık. Kitaptan aldığımız örnek haritaları yazının sonuna koyduk, bakılabilir. (DEVAM EDECEK)

Bu yazı toplam 111 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim