“Çocuklarınızdan bihaber olmayın”

 “KOMŞU KOMŞUYA YABANCI”

Günümüzde öğrencilerin oldukça tehlikeli bir süreçten geçtiğine dikkat çeken Tabur,  “Yeni eğitim ve öğretim yılına başlarken, çocuklarımız için mevcut olan tehlikeler yine kapıda. Eskiden tehlikeler daha çok doğal kaynaklardan gelirken, günümüzün tehlikeleri yapay kaynaklı. Derede boğulur, duvardan düşer, yılan_akrep sokar diye endişelenirdi ailelerimiz. Kent hayatının yaygınlaşmış olması ile birlikte, tehlikeler de şehirli oldu. Kırsal hayatın hâkim olduğu yerlerde ve kentlerin gecekondu semtlerinde komşuluk ve mahalle ilişkileri sağlam olduğu için, kollama söz konusu olabiliyor. Kent hayatının getirisi olarak apartman hayatı, komşuyu komşuya yabancı kıldı maalesef” diye konuştu.

“SOKAKTA TOP OYNAYAN ÇOCUK ARTIK YOK”

Geçmişteki kent kavramının, mevcuttan daha farklı olduğuna dikkat çeken Tabur, ailelere de uyarılarda bulundu.  Çocukların mahalle ve kent hayatına uyum sağlaması gerektiğini aktaran Tabur;  “Mahalle kavramı ise, sadece muhtarlık olarak gündemde kaldı artık. Şehirlerde yalnızlaşan hayatımız, çocuklarımızı da tek başına bırakmış durumda. Sokakta top koşturmak ve saklambaç oynamak mümkün olmaktan çıktı. Çocuklarımız, sanal âlemde internet üzerinden oyun oynayarak gideriyor, bu önemli ihtiyaçlarını. Ferdiyetçi bir tolum yapısına doğru hızla ilerlerken, yetişkinlerden daha çok çocuklarımız ve gençlerimiz zamane tehlikelerine maruz kalıyor” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUKLARINIZDAN BİHABER OLMAYIN”

Çocuklarda uyuşturucu kullanma yaşının ilkokul seviyelerine kadar düştüğüne dikkat çeken ANTÜMDER Başkanı Yaşar Tabur, “Devletin, özellikle polis gücü ile karşı koymaya çalıştığı bu düşman ile, seferberlik ilan ederek mücadele etmek şart. Zira ülkemiz bugüne kadar uyuşturucunun doğudan batıya ulaşım güzergâhı iken, artık hedef pazar haline gelmiş durumda. Neredeyse her gün televizyon haberlerinde, gencecik insanlarımızı sokak ortasında zombiye dönmüş halleri ile görüp, sadece üzülüyoruz. Eğer duyarlılığımızı sadece üzülme boyutunda sürdürmeye devam eder ve bir katkı sunmazsak, gelecekte bizim çocuğumuz yâda torunumuz aynı düşmanın pençesine düşebilir. Bu konuda öncelikle ailelere çok büyük görev düşüyor. Çocuğumuzu yoğunluğumuzu veya başka sebepleri bahane ederek, saldım çayıra mantığı ile okula gönderiyorsak, tehlike kapımızda demektir” ifadelerini kullandı.

“HER ŞEYİ DEVLETTEN BEKLEMEYİN!”

2018-2019 Eğitim ve öğretiminin başladığı dönemde ailelerin çocuklarına daha fazla vakit ayırması gerektiğini savunan Tabur, görüşlerini şu ifadelerle tamamladı:  “Zenginliğiniz yerinde ve çocuğunuzun her istediğini yerine getirmeye devam ediyorsunuz. İşlerinizin yoğunluğundan, neredeyse ona hiç mi hiç vakit ayıramıyorsunuz. Eğer, en kıymetli varlığınız olan çocuğunuzla olan diyaloğunuz bu şekilde ise, düşmanın sizin evladınızı gözüne kestirmiş olduğunu söyleyebilirim. Her şeyi devletten bekleyerek, sadece kendimizi kandırmış oluruz. Çocuğumuzun her hareketini, onu rahatsız etmeden, sezdirmeden gözlemlemeliyiz. Arkadaşlarını tanımalı ve gerekirse bazı organizasyonlarda aileleri ile bir araya gelmeliyiz. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız için çağın en büyük felaketi olan uyuşturucu ve onunla mücadele, kimseye havale edilemeyecek kadar önem arz etmekte. Terör örgütlerinin uyuşturucuyu hem kazanç kapısı olarak, hem de gençlerimizi imha etmek için etkili bir şekilde kullandığını ve daha fazla boyutlara taşımak istediğini biliyoruz. Onun için, önleyici tedbirleri almalı ve bununla ilgili mücadele eden devlet kurumlarına ve STK'lara yardımcı olmalıyız. Böyle bir tehlike ile karşılaştığımızda, iş işten geçmiş olabilir. Keşke dememek için, çocuğumuzla arkadaş olalım ve onu çaktırmadan izleyelim” dedi. (Haber: Eyüp KOÇAK)