Binali Efe / KONUK YAZAR

MADIMAK'da, Benim de Yüreğim Yandı!... Bugün, sosyal medya da Sivas, KATLİAMI ve Halk Tv de Madımak yangını ile ilgili paylaşım ve haberleri gördüm. Tam 25 yıl olmuş. dile kolay. --Demek ki 33 CAN yanalı tam 25 yıl olmuş. Vah Canım vah. Vay güzel ülkem, güzel İnsanlarım vay ki vay. -- Hasret Gültekin’le tanış sayılırdık. İkimizin de Gurbetin kahrını çekendik. Ara sırada olsa bazı arkadaşlarımızla beraber Gültekin’nin sazını , sözünü dinlemeye giderdik. En güzel günlerimiz Köln’de Saz dinleyip muhabbet ettiğimiz günler de mest olurduk. --Aramızda çokça yaş farkı vardı. Ama muhabbetin yaşı mı olur!... — Ülkem emperyalistlere hizmet edenlerin pençesinde inim inim inlerken 12 Eylül Faşizmi, vatan sever, yazarına, düşünürüne, ozanına kan kusturuyordu!... — Ben Gültekin den daha şanslıydım. Çünkü Pirsultan Abdal etkinliğine gitmemiştim. Sivas katliamında yakılanlar gibi Gültekin’de diğer Ozanlar, şairler gibi tek silahı sazı ve sözüydü. — Ahmet Kaya'nın Bahtiyarı gibi : “Diyarbakırlıymış , adı Bahtiyar, suçu saz çalmakmış, anladığım kadar" dediği ve "Beni tez saldılar, o kaldı içerde"kine benzer bir başka versiyonuydu Gültekin’in hazin hikayesi!... — Faşizmin kol gezdiği günler di o günler!...Hapishane işkence ve Faili meçhul cinayetler. — Hasret Gültekin vatanın da uzak ama yüreği sevgi ve Enerji doluydu. Hasret Gültekin’de benim gibi Almanya’nın Westfalen Eyaletinde Hacı Bektaş Veli ve ya Pir Sultan Abdal Derneklerinde Vatanı ve Milleti için çalışan ve her nereye gitse cebinden harcardı her kuruşunu . Neden diye sorduğumuzda ?. 'Eee ne yapalım, bizim bu ülkeye borcumuz bitmiyor' diyordu. — Ülkesinden uzak ama Devletine, Milletine hiç küsmemişti.,. Hep ülkesi ve milleti için bir şeyler yapmak isteğiyle doluydu. — Ve o uğursuz gün gelip çatmıştı. Sivas'ta Pir Sultan Abdal etkinlikleri vardı ama, yobazlar 550 yıl önce Pir Sultan Abdalı Astıklar gibi bizim 33 Ozan, Şair, Yazar,Düşünür ,Bilim , İlim, Gazeteci ve SEMA Dönen Yurtseverleri diri diri CUMA Namazı sonrası Allahu -Ekber diyerek yakacaklarını hiç aklımızdan geçirmemiştik. — Haberler bomba gibi tam ortaya düşmüştü. Şaşkındık, İş yerinde ki radyodan ara sıra parazitli haberler geliyordu ama, hiç de iç açıcı değildi. — Birden Hasret geldi aklıma. Çünkü o da Sivas'a gitmişti. Saatler adeta durmuştu. Kabullenmek istemediğimiz haberler geliyor. — Doğru Yol Partisinden Demirel Başbakan, SHP'den Erdal İnönü kabinede idi. Otel yanıyor, devletin eli ayağı bir birine dolanmış, Jandarma ve polis Mülkü Amirini yani Vali’yi dinlemiyor, adeta devlet din düşmanı katil sürülerine teslim edilmişti sanki. — Geceye doğru Sivas'ta bir katliamın yapıldığı, Madımak Otel'inin Cumadan çıkan yobazlar tarafından insanların YAKAN çağdışı haber dünya kamuoyu tarafından VAHŞET olarak birinci haber verildi. — Gece geç saate kadar radyonun başından hiç ayrılmamıştım. — İnsan bu tür vahim ve iğrenç olayı duyduktan sonra eli ayağı buz kesile bileceğini ilk defa yaşamıştım. — Ve her sene Anma etkinlikleri mevcut iktidarlar tarafından siyasi polemiğe dönüştürüleceği kaygısı ve rant elde edilmesine devam edileceği düşüncesi insanı bir kere değil bin defa öldürüyor. — Sanırım devletin vicdanı bir nebze de olsa sızlıyor olmalı ki, o da “şaşkın tavuk misali “ ne yapacağına dair bir türlü bu yaraya merhem olamak yerine yarayı kaşıyanları koruyor sanki!.. — Ve Devlet bu yarayı sarmadık ca, Müslümanlık adına işlenen bu katliama sahip çıkıp Cinayettin işlenmiş olduğu Madımak Otelini UTANÇ MÜZESİ olarak ilan edilmedikçe, her müslümanın alnında bu kara leke ilelebet kalacak ve kanamaya devam edecektir... — Madımakta Ölmek değil de, Madımak'da yobazlar tarafından ozanları, SEMA dönenleri yakan zihniyetin yakmış olduğu ateşte ölmek zor be Hasret Gültekin.