Ergün Efe

Maalesef, ülkemizde laikliğin ne anlama geldiğini hala bilmeyen on milyonların oluşu çok üzücü. Bu en başta laikliğin tarihsel çıkış nedeni iyi bilinmediğinden kaynaklı.

En öz anlamları ile laiklik:

Din ve Devlet işlerinden ayrılması. (Atatürk “Din ve Dünya işlerinin ayrılması” diye tanımlar)
Bilim ile dinin yarıştırılmasını engellenmesi.
Ruhban sınıfını ortadan kalkması.

Kavramın tarihsel arka planı:

Batı’da Din savaşları 500 yıl sürmüştür. Bunun 100 yılı hiç durmaksızın sadece kan, revan, gözyaşı...

Sebebi, Kralıklar ile Vatikanın İdari gücü paylaşılamamasından kaynaklanıyordu. Batı devletlerin biri de Fransa. Fransa (katı) katolik, çoğu dindar, mütedeyyin. İşte laiklik, tamda böyle bir hakın ürünü. İş bu halde laiklik nasıl dinsizlik olabilir?

Safsatalara kulak asmayınız, Fransızlar dinsizleşmek için değil,

dinlerinin yüzyıllarca sömürülmesinden bıkıp usandıkları için, bilakis dinlerini korumak adına laikliği anayasalarına koymuşlardır.

Ortaçağ’da insanlar “Kiliseye şu kadar para ver şu kadar cennetten tapu al”, “Şu kadar paraya şu kadar günahların affı”, “Şu kadar paraya cennetin anahtarı” diye nice safsatalara maruz kalmışlardır. (Bu sizlere bir şeyler hatırlatıyor mu?)

Şimdi, “Çok güzel dersin, ama madem İslamiyette  Ruhban sınıfı yok ki, o halde laikliğe zaten gerek yok” diyenler olacaktır.

Evet, İslam fıtratında ruhban sınıfı yoktur, ancak fıtratında yok diye bu İslam coğrafyasında da ‘ruhban sınıfı yoktur’ anlamına gelir mi? Gelmez! Gerçek şu: İslamda yoktur ama İslam coğrafyasında vardır!

Padişahlık zamanında tarikat  teşkilatları medrese eğitimi, istişare, haberleşme, örgütlenme v.s. içindi. İşlevi bu idi, şimdiki tarikat yapılanmaları ile karıştırmamalı. Bugünkü tarikatlar - hepsi olmamakla birlikte - çoğu ‘ruhban sınıfı’ görevi görmektedirler.

Atatürk’ün sözleri ile bitirelim: 

“Efendiler, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, İlerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.” demiştir.