Bugün 15 Ekim 2025 Çarşamba
  • Antalya17 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    5657.46
    %1.58
  • Dolar
    41.8255
    %0.04
  • Euro
    48.7336
    %0.31

HALİL ERDEM / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
HALİL ERDEM / KONUK YAZAR

AĞAÇ KÜLTÜ

15 Ekim 2025 Çarşamba 21:26

Bu haftaki tema seçimini yaparken geçen yaz herkesin bildiği, canımızı yakan orman yangınları etkili oldu. Bu nedenle bu hafta sizlere bir zamanlar ağaçlarla olan ilişkimiz nasıldı? Kültürümüzde ağacın yeri nedir? Bunları anlatacağım. Ayrıca günümüzde ağaçlarla ilgili yapılan bilimsel deneyler de ilginizi çekecek nitelikte. Ve bütün bunların sanata yansımaları nasıl olmuş, onu da paylaşacağım sevgili okurlar.

Halkımız ağacın, bitkinin bir can olduğunu, onlara bir can gözüyle baktıklarını anlatan atasözlerini, deyimleri, birçok söylenceleri ve öyküleri vardır. Bunu daha belirgin örneklerle anlatacak olursak, göçer toplumlarında yaylacılık kültüründe varılan dağın ağaçlarıyla kardeş olunurdu. Nasıl mı? Yayla evlerinin yakınındaki ağaçlardan çocuklar kendilerine bir kardeş ağaç seçerlerdi. Ve o ağaca kendi giysilerinden bir parçayı ağacın dalına bağlardı. Böylece
herkes o çamın kimin kardeşi olduğunu bilirdi. Yaylacılığın son gününe kadar çocuklar o çamların üzerinde oyunlar oynardı. Ayrılırken de vedalaşırlardı.

Diğer bir ağaç akrabalığına örnek de çok güzel, ağaçla insanı eş değer gibi gösteriyor. Bir zamanlar erkek nüfusunun savaşlar nedeniyle azaldığı dönemlerde kocası ölen kadınlar evinin yakınındaki bir ağaçla evlendirilirmiş. “Bu ağaç senin kocan,” diye zikir töreni yapılırmış. Amaç kadının yalnızlığını gidermek, doğayla bütünlüğünü sağlamak.

Bunun günümüzdeki uygulamaları var mıdır sizce? Evet var. Bunu çevreci kadınlar yapıyor. Çevre felaketlerine dikkat çekmek için bir ağaçla nikâh kıyıp o ağacın tür adını soyadı olarak alıyorlar. Böylece ağaçlara ormanlara sahip çıkılıyor.

Şimdi de sizlere ağaçlarla, ormanla ilgili yaşanan deneyimlere folklor araştırmaları sırasında 25 yıl önce rastlamıştım. Onları da sizlerle paylaşmak isterim.

Ağacı koruyacak inanç sistemleri:

Bu deneyimlerin yaşandığı adresleri ve kişi adlarını vermeden aktaracağım.

Köyün birinde ailenin biri tarlasının başındaki asırlık meşe ağacını kesip odun etmiş. Ağacı kesmelerinden 3 ay sonra, 18 yaşındaki kızlarının soğuk algınlığına bağlı basit bir hastalığın ihmali nedeniyle ölmesini kesilen bu asırlık meşenin karşı cezası olarak değerlendirdiklerini işittim. “yaş kesen baş keser” diyorlardı.

Yine bu olayın yaşandığı zamanlara denk düşen ve bu köyün çok yakınlarında bulunan bir köyde benzer bir olay yaşanmış. Evet, mezarlıktaki devasa asırlık ağaçlarını köy muhtarı köy imamına satmış. İmam da bu asırlık ağaçları kesip odun etmiş. Bu olaydan çok kısa bir zaman sonra ağaçları kesen imamın 2 yaşındaki çocuğunun ormanda kaybolup 40 gün sonra ölüsüne rastlamalarını da aynı biçimde doğanın intikamı olarak değerlendiriliyordu. Buna benzer çok sayıda ağaç ve orman hikayelerine rastladım. Halk bir can olarak gördüğü ağacı, ormanı bu çeşit inanç sistemleriyle koruyor kolluyordu.

Ağaç ile ilgili bilimsel deneyler.

Üreme yapan, beslenen ve bir yaşam ömrü olan varlıkları biz canlı olarak tanımlıyoruz. Ancak her hangi bir durumda tepkileri çok yavaş ve sessiz olduğu için cansızmış gibi davranabiliyoruz. Kesiyoruz, yakıyoruz, ama onların da hücresel düzeyde bir bellekleri olduğu, 120 km ye kadar haklarında alınan kararları bildiklerini ortaya koyan bilimsel
deneyler yapıldı.

Buna bilim sözlüğünde Backster etkisi deniyor. Bilim insanı Cleve Backster 1966 yılında yalan makinesinin elektrotlarını bitkilere bağlayarak durumlar karşısındaki tepkilerini ölçtü. Ve durum şaşırtıcıydı. Bu durum birçok bilim insanının da benzer deneyleri yapmalarının önünü açtı.

Örneğin bitkileri kurutan bir kolleksiyoncu botanik bahçesine geldiğinde korkularından 40 dakika baygın tepkisiz kaldıkları görülmüş. Bahçeden sadece yaprak koparan kişinin tekrar bahçeye gelişinde de korkup tepkisiz kaldıkğı görülmüş. Bu deneyimler sonrasında heyecanlanan bilim insanları çok sayıda deneyler yapmış. Deneylerde ulaşılan en önemli sonuç: Tüm bitkilerin 120 km uzaklıkta kendileriyle ilgili olumlu ya da olumsuz alınan kararları, yaşanan olumsuzlukları, gelişmeleri bildikleri ve bunun tepkisini gösterdikleri çok sayıda bilim insanının yaptığı deneylerle ortaya konduğu bir gerçek.

Evet doğa her şeyi hissediyor, görüyor ve biliyor. Bundan esinlenen sanat dünyası durur mu, durmaz elbet. Bu deneylerden etkilenen sanatçılar “Avatar” adlı bir film yaptılar. Avatar filminde kıyım için gelen askeri güçlerin haberini yerel halk orman aracılığıyla öğreniyor.

Yazıyı bitirirken Atatürk’ün ağaçla ilgili çok sayıdaki örnek davranış ve tutumlarından bir örnekle bitirmek istiyorum. Çoğunuzun bildiği gibi Yalova’da köşkü zorlayan ağacı kestirmemek için Atamız, köşkün kaydırılmasına emir verir ve köşk 4m 80 santim kaydırılır. O korunan ağaç bu gün 400 yaşında değerli okurlarım.

Ağaç ile ilgili diğer İnançlar:

*Ağaçlara dilek bezi bağlamak

*Hastalara şifa için ağaçların çevresinde dönmek veya bir süreliğine iple ağaca bağlanmak.
*Şükür için ağaçta ritüel yapmak.
*Ceviz diken ölür. ( bilimsel nedenleri araştırıldı teke yöresi halk İnançları H. Erdem 2011.
*Ceviz Fotograf çeker, (kesilen cevizin desenlerinde cevizin karşısında bulunan ördekli havuz
resminin olması).
*Çıtlık ağacı nazardan korur.
*Nazarı etkili kişiler sabah kalktığında yaş ağaç dibine bakmalı.
* Yüz yaşın üzerindeki ağaçların ulu olması.

Evet sizlere yeşili bol bir çevre diliyorum.

Bu yazı toplam 156 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim