Gürsel Kaya

Müzeler ve kültür merkezleri, bir kentte yaşayan insanların kentlilik bilincine ulaşmalarında önemli bir yer tutar. Ne var ki müze ve müzecilik kültürünü oluşturmak gerekir. Ve ortaya çıkarılan eserlerin marka değerlerini oluşturmak da önemli elbette. Marka değeri oluşturulmayan ve Antalya ekonomisine girdi sağlamayan projeler, bir süre sonra çürümeye terkedilen ölü yatırımlar arasına karışıyor maalesef. Hem ülkemiz genelinde hem de kentimizde bunun örneklerini görmek mümkün. Çabamız, yapılacak çalışmaların hem vatandaş açısından hem de ekonomik açıdan kentimize katkılar sağlaması ve kalıcı olması yönünde… Bu amaçla bir süredir Kent Konseyi Kültür Sanat Çalışma Grubu’nda, Kent Müzesi, Nekropol Müzesi, Doğu Garajı Kültür ve Ticaret Merkezi gibi konular gündemimizden düşmüyor. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız toplantıya katılan Büyükşehir Belediyesi Müzeler Şube Müdürü Mehmet Şengül, Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ve Mimar Funda Beşikçioğlu bizleri Nekropol Müzesi, Kültür ve Ticaret Merkezi konularında bilgilendirdiler. Mehmet Özgür’ün Kültür Merkezi ile ilgili büyük hayalleri ve önemli düşünceleri var. 650 kişilik salonu, 250 kişilik mobil performans sahnesi, sinema, radyo ve tv derslikleri, kukla tiyatrosu, çocuk ve gençlik tiyatroları ile tam bir kültür ve sanat ortamı olacak bu merkez. Bir marka değeri oluşturulacak. Özellikle yabancı turistlere, yerel kültürümüzü anlatan müzikaller sergilenecek büyük sahnede. Nitelikli özel tiyatrolarla seyirci buluşturulacak; oyun sayısı, yüzün üzerine çıkarılacak. Gerekirse özel tiyatroları geçici de olsa belediye destekleyecek. Üniversite ile işbirliği yapılarak, tiyatro bölümünde okuyan öğrenciler burada değerlendirilecek. Bu düşüncelerini bizlere aktaran Mehmet Özgür’ü dinlerken büyük keyif aldım. Ancak Ticaret Merkezi konusuna geçince keyfim kaçtı. Aklıma türlü türlü endişeler geldi. Bunları toplantıda paylaştım da. Böyle güzel ve nezih bir kültür merkezinin etrafını, ticaret merkezi adı altında tapon mallar satan esnaf ve yemek kokuları sararsa, hangi turisti çekebiliriz ki? Kültür Merkezi’nin etrafı da aynı güzellikte, ona yakışacak şekilde düzenlenmeli ve ona göre işletilmeli. Orada bulunacak iş yerleri ve işletmeciler ona göre seçilmeli… Gelelim Nekropol Müzesi’ne. Aynı zamanda Arkeolog ve Müzeolog olan Şube Müdürü Mehmet Şengül’ün ifadesine göre 2008 yılında başlatılan ve 2010 yılına kadar 8450 metrekare alanda süren inşaatın kazı çalışmalarında 846 adet mezar açığa çıkartılır. Dünyada bu kadarlık alanda bu kadar yoğun mezar ve iskelet çıkan başka bir yer yoktur. MÖ 4. yüzyılın sonu ve MÖ 3. yüzyıla ait buluntular, Antalya’nın tarihi ve ölü gömme gelenekleri açısından oldukça önemlidir. Attaleia antik kentinin doğu nekropolü (toplu mezarı) olan bu alanın, müze çatısı altında korunarak, ziyarete açılmasına karar verilir. Müzede sadece çıkan eserler tanıtılmayacak, aynı zamanda antik döneme ait bir cenaze evi ve cenazenin evden nekropolise cenaze alayı ile getirilmesi tasvir edilecektir. Bu çalışmalar bizleri heyecanlandıran, kentimiz adına önemli ve güzel çalışmalar. Umalım ve dileyelim ki; her tarafından arkeolojik ve tarihi değerler fışkıran Antalyamız’da müzelere, kültüre, sanata ilgi gün geçtikçe artar. Artar da kültür merkezleri ve müzeler dolar taşar… Sağlıcakla kalın…