Gürsel Kaya

Aslen Meisli olan ve Kaş nüfusuna kayıtlı bir babanın çocuğu olan Behlül Dal, İstanbul'da 1922 yılında dünyaya gelir.
İstanbul'da başlayan eğitim hayatına Antalya'da devam eder.
1957 yılında Antalya Filmcilik Komandit Şirketi'ni kurar.
Yönettiği ve çektiği yüzlerce kısa ve uzun metraj filmlerle onlarca ödüle lâyık görülür. 
Bütün bu çalışmalar yetmez, bunlarla yetinmez.. 
Antalya Film Festivali düşüncesini ortaya atar ve 1964 yılında dönemin belediye başkanı Avni Tolunay ile  festivalin hayata geçirilmesini sağlar. 
Sinemaya ömrünü harcayan Behlül Dal, Hasan Subaşı'nın belediye başkanlığı döneminde açılan AKM'den çok etkilenir ve bir müzede sergilenmesi kayıt ve şartıyla bütün sinema birikimlerini ve dokümanlarını 1996 yılında belediyeye bağışlar. 
AKM'nin küçük bir odasında muhafaza edilen bu aletler ve dokümanlar, aynı zamanda butik bir müze gibi de korunur. Aynı şekilde Bekir Kumbul döneminde de korunur bütün bunlar. 
Mustafa Akaydın dönemine gelince; Işıklar'daki Öğretmenevi'nin arkasında iki katlı tarihî bir konak restore edilir ve müze hâline getirilir. 
Artık Behlül Dal'ın istediği şekilde, bir müzede yaşayacaktır bıraktığı mirası. Ne yazık ki kendisi bunu göremez. 
20 Haziran 2002 yılında çoktan aramızdan ayrılmıştır çünkü.. 
5 Ekim 2013 tarihinde, Antalya Altın Portakal Film Festivali ellinci yılını kutlarken, müze açılır. 
Hem de sinema oyuncularının ve sinemaseverlerin büyük bir ilgisi ve coşkusuyla..
Neler yoktur ki içinde? Behlül Dal'a ait doküman ve fotoğraflar, AS Film ve Halk Film'den kalma seslendirme üniteleri, büyük stüdyo teypleri, kollu film çekim makineleri, körüklü fotoğraf makineleri, hoparlörler, arklar, taş plak devirli gramafonlar, mikrofonlar, eşleme makineleri, ev ve stüdyo tipi film makineleri, Halit Refiğ'in vizörü, Safa Önal'ın daktilosu, dublaj masası, kamera objektifleri, kömürle çalışan sinema gösterim makineleri, 1944 model İtalyan yapımı Novado marka kamera, 1930'lu yıllarda kullanılan çekim kamerası, ses kayıt ünitesi, montaj aletleri, stüdyo pikabı, ilk dönem tv kamerası, Behlül Dal'ın kendi daktilosuyla yazmış olduğu senaryolar ve daha pek çok alet ve doküman... 
Sâdece bunlar mı? 
Ücretsiz film gösterimlerinin yapıldığı bir cep sinema salonu bile bulunmaktadır müze içerisinde..
Sinemaya ve sinema kültürüne yıllarca hizmet etmiş Antalya'nın ve Antalyalı'nın da bir sinema müzesi vardır artık. Bu toprakların çocuğu eğitimci ve sinema yazarı Tuncer Çetinkaya'nın danışmanlığında müzede Akdeniz Üniversitesi işbirliği ile bir de sinema okulu açılır. 
Film okur yazarlığı, yönetmenlik ve Türk sinema tarihi atölyelerinde yirmişer kişilik gruplara akademisyenler tarafından dersler verilir. 
Kısa sürede bazı yetenekler ve güzel ürünler çıkar ortaya. Hedefi sinema enstitüsü olan bir çalışmadır bu. 
Behlül Dal Sinema Müzesi ve Sinema Okulu, sesini ülke çapında duyurmayı başarır. 
Antalya'ya gelen yerli ve yabancı turistler sinema müzesini de görmeden geçmezler. Ne var ki ömrü kısa sürecektir. 
Garip ama, bir yıldan daha kısa bir süredir bu..
30 Mart 2014 yerel seçimlerinde ikinci kez belediye başkanı olan Menderes Türel döneminde Behlül Dal Sinema Müzesi bilinmez sebeplerle kapatılır. Hem de seçimden kısa bir süre sonra...
Bir zamanlar ülkemizin üç sinema müzesinden biri olan Behlül Dal Sinema Müzesi şu anda nerede acaba? Ya da şöyle soralım. 
Müzenin içindeki o kadar antika değere sahip araç gereçler, makineler, dokümanlar, senaryolar nerede? İstanbul ve Adana'daki sinema müzelerini imrenerek gezmiş biri olarak, bir sinemasever olarak, bu kentin sâde bir vatandaşı olarak merak ediyorum. 
Müze nerede? Müzelere ihtiyaç mı yok acaba? Elli sekiz yıldır, her dönemde ve her yıl yaklaşık yirmi milyona yakın para harcanan film festivaline ev sahipliği yapan bu kent, bir sinema müzesini haketmiyor mu yoksa?