Bugün 20 Ağustos 2025 Çarşamba
  • Antalya25 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    4401.619
    %0.44
  • Dolar
    40.9191
    %0.06
  • Euro
    47.71
    %0.02

SÜLEYMAN EKİN / KONUK YAZAR/TOKMAK

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
SÜLEYMAN EKİN / KONUK YAZAR/TOKMAK

DEDİKODU HABERLERİNİN KİRLİ DÜNYASI

20 Ağustos 2025 Çarşamba 14:25

Son yıllarda internet, bilgiye erişimin kolaylaştığı bir mecra olmanın ötesine geçti; adeta bir dedikodu kazanı haline geldi. İş insanları ve kurumlar, rakiplerini karalamak için sahte haberler, asılsız iddialar ve manipülatif içerikler üreten internet sitelerine para akıtıyor. Bu siteler, sözde “haber” kisvesi altında dedikodu yayarak hem tıklama topluyor hem de kirli bir ekosistemin çarklarını döndürüyor. Ne yazık ki, buna şahit olanlardan biri olarak söylüyorum: Bu artık kalem satmanın bir tık ötesine geçti!

Bir zamanlar gazetecilik, gerçeğin peşinde koşmayı, toplumu aydınlatmayı ve kamu yararını gözetmeyi gerektirirdi. Ancak bugün, bazı internet siteleri ve gazeteler bu değerlerden çok uzak. Para karşılığı yazılan sipariş haberler, rakipleri itibarsızlaştırmak için kurgulanmış senaryolar ve manipülasyon kokan başlıklar, dijital çağın yeni “normali” haline geldi. İşin daha vahim tarafı, bu sitelerin çoğu, profesyonel bir medya kuruluşu gibi görünerek toplumun güvenini suistimal ediyor. Oysa perde arkasında, birilerinin kinini, hırsını veya çıkarını tatmin etmek için çalışan bir makine var.

Bu ahlaksız döngü, sadece bireyleri veya kurumları hedef almıyor; aynı zamanda toplumun bilgiye olan güvenini de zedeliyor. İnsanlar, okudukları her habere şüpheyle yaklaşır hale geldi. Gerçek ile yalanın bu kadar kolay karıştığı bir ortamda, kimin kime hizmet ettiği, kimin kaleminin kime satıldığı belirsizleşiyor. Dedikodu haberleri, kısa vadede bir rakibi zor duruma düşürebilir belki, ama uzun vadede hepimizin ahlaki zeminini kayganlaştırıyor.

Peki, bu çark nasıl dönüyor? Çok basit: Bir iş insanı ya da kurum, rakibini karalamak istiyor. Bir internet sitesi ya da gazete, ‘reklam’ adı altında uygun bir fiyat karşılığında bu dedikoduyu, “haber” formatına döküyor. Sansasyonel başlıklar, çarpıtılmış gerçekler ve bazen tamamen uydurma iddialarla dolu içerikler, bir anda sosyal medyada yayılıyor. 

Okuyucu, çoğu zaman bu manipülasyonun farkına varmıyor. Çünkü dedikodu, insan doğasının zayıf noktası; hepimiz biraz merak ediyoruz, değil mi? İşte bu merak, kirli bir endüstrinin yakıtı haline geliyor.
Artık kalemini satana “gazeteci” demek mümkün değil. Kalemini satan, sadece mesleğini değil, kendi onurunu da satıyor. Gerçek gazetecilik, cesaretle gerçeği aramak, doğruyu söylemek ve kamuoyunu aydınlatmaktır. Dedikoduyla kirlenmiş bir klavye, ne kadar süslü cümleler kurarsa kursun, bu erdemi taşıyamaz.

Bu kirli oyunun bir parçası olmamak, hepimizin elinde. Okuyucu olarak, gördüğümüz her habere sorgulayıcı bir gözle bakmalıyız. İş insanları ve kurumlar olarak, rakiplerimizi karalamak yerine dürüst rekabeti seçmeliyiz. Ve en önemlisi, medya olarak, kalemimizi sadece gerçeğe borçlu olduğumuzu unutmamalıyız. Çünkü kalemini satan, sadece kendini değil, bir toplumun vicdanını da satar.

Son yıllarda ve özellikle de son günlerde bazı çakma gazetecilerin nasıl iş takipçisi gibi çalıştığını, bürokratları nasıl tehdit ettiğini, hatta bununla kalmayıp kendi köşesinde ‘bu kadar da olmaz’ dedirten cümlelerini hayretle okuyacaksınız. Menfaati karşılığında her yere ve herkese kalem oynatan bu zat-ı muhteremlere asıl sorumuz şu olacak: Kalemini toplum için mi oynatıyorsun, yoksa kendi hesabın için mi? Ya da gazetecilik namusundan ve meslek etiğinden haberin var mı?
Geçmişte yaşanılan olaylar mutlaka bir iz bırakır. Unuttuğunu sanırsın ama bir gün aklına gelir yaşadıkların ve senin de önüne konuveririr; unutma! İşte bu geçmiş, geleceğini nasıl etkiler; bir düşün? 
Tokmak vurmaya devam edecek.

Bu yazı toplam 318 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim