Gürsel Kaya

Geçtiğimiz günlerde, epeydir ara verdiğim saz kurslarına yeniden başladım. Nerede mi? Muratpaşalı olduk ya artık. Elbette belediyemizin nezih mi nezih mekânlarında. Sevgili İlke Türkdoğan'ın yol göstericiliğiyle, Değirmenönü Kültür Merkezi'ne gittim. Aman Allah'ım; ne güzel, ne otantik mekânlar..

Eski taş değirmenler restore edilmiş ve kültür merkezi hâline getirilmiş. Mini, butik kültür ve sanat evlerine Itrî, Âşık Veysel, Levent Kırca ve Fikret Otyam'ın isimleri verilmiş. Ne güzel.. Fotoğraf çekiminden kişisel gelişime, bağlamadan yan flüte, gitara, kemana; tiyatrodan drama yazarlığına kadar elli dört branşta kurs veriliyor. On iki sınıfta yirmi iki öğretmenin nezaretinde, yaklaşık üç bin insan eğitim görüyor.

Sabah ayrı, akşam ayrı, küçük gruplar hâlinde genciyle yaşlısıyla, daha çok da orta yaşlısıyla insanımız eğitiliyor. Her şeyden önemlisi insanımız sosyalleşiyor. Çalışmalar, dönem sonunda değerlendiriliyor. Konserler veriliyor, sergiler açılıyor; emek, halkla buluşturuluyor. Bayram Bey'le bu yıl güzel ve verimli bir sezon geçirecek gibiyiz. Grubumuz on kişi. Ve hepsi türkü sevdalısı. Ortam sıcak.. 

    Mekânların bulunduğu sokak, kültür ve sanat sokağı olmuş âdeta. Sosyal ve kültürel belediyecilik bu olsa gerek. İnsana doğrudan yapılan yatırım.. Ve kalıcı.. Gerektiğinde üretime ve gelir getiren bir sektöre de dönüşebilir. Muratpaşa'da huzurla birlikte, değişim ve dönüşüm var. Bu merkezi oluşturanlara, bu kursları sistematik bir şekle dönüştürenlere teşekkür etmemek elde değil.. Ne var ki buradaki huzuru bozmak isteyen bazı etkenlerden de söz etmeden geçemeyeceğim. Onca güvenlik kamerasına ve güvenlik görevlilerine rağmen, klimaların dış üniteleri çalınıyor maalesef. Bir gece yarısı Gençlik Orkestrası'nın bütün enstrümanları götürülüyor. Ya da demirbaş eşyalar, kursiyerler tarafından pek iyi kullanılmıyor; korunup kollanmıyor.. Özverili çalışmalarını gözlemlediğim kültür merkezinin sorumlusu Bilge Göksel Gül, bu konulardan bir hayli şikâyetçi. Özellikle demirbaş eşyaların kullanılması konusunda kursiyerleri biraz daha duyarlı olmaya davet ediyor. Haklı da.. 

    Bu yazıyı kaleme alırken telefonum çalıyor ve karşımdaki kibar ses: - Gürsel Bey merhaba, ben Canan Hoca; Türk Halk Müziği Korosu'na bekliyoruz sizi, diyor. Nasıl mutlu oluyorum, bir bilseniz? Bir yandan saz kursu, bir yandan koro çalışmaları. Daha ne isterim k? Hadi bakalım hayırlısı.. 

    Böylesi tarihi dokuları koruyup restore ederek günümüze, kültüre ve sanata kazandıran Muratpaşa Belediyesi'ne teşekkür ediyorum. Darısı tüm belediyelerimizin başına...

Sağlıcakla kalın...