GÜRSEL KAYA / DÖNÜŞÜM

Hepimizin takip ettiği gibi yılın transferi ve siyasi bombası, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı  Özlem Çerçioğlu’nun Akparti’ye geçişi oldu.. Bu saatten sonra bunun üzerine başka bir şey olmaz dersek yalan olur.

 İnanın bilgisayarın başında gece gündüz gündemi takip etmekten harap olduk.. Bir haberin manşetlerde kalma süresi birkaç dakikayı geçmiyor.. Gündem o kadar hızlı değişiyor ve haberler o kadar hızlı akıyor ki! Dünya’da sanırım gündemi bu kadar hızla değişen başka bir ülke yoktur. Ve tamamen içe dönük gündem konularıyla sabah akşam boğuşup duruyoruz.. Şöyle bir Dünya’ya açılalım; Dünya nelerle uğraşıyor bir bakalım, bilimde, teknolojide ne gibi yenilikler var, bir görelim düşünce ve anlayışından maalesef çok uzaktayız.. Türkçe ile bu güne kadar hangi büyük buluşları, hangi büyük keşifleri, icatları, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yaptık ki, bir başka dil ya da dillerle yapma çabası içerisindeyiz?  Ya da var olan kanun ve kurallarla adalete olan güveni  ne kadar sağlayabildik ki, anayasayı değiştirmeye çalışıyoruz? Ortalık kokuşmuş yolsuzluk, rüşvet ve irtikap olaylarından geçilmezken, biz hangi noktalarda dolaşıyor, nelerle uğraşıyoruz?  

Gelelim Çerçioğlu’nun trasfer olayına.. Erdoğan böyle bir transferi gerçekleştirerek gerek Aydın’da, gerekse ülke genelinde Chp’nin ve Chp tabanının moral ve motivasyonunu öyle bir sarstı ki! Düşünün partiniz bir çıkış yakalamış ve önemli kamuoyu araştırmalarında önde çıkıyor. Ve birden güm diye bir bomba patlıyor.. Anadan atadan Chp’li olduğuyla gece gündüz övünen, partisinden iki dönem milletvekili olan ve üç dönem belediye başkanı seçilen, partisinin neredeyse  simgesi olmuş biri, Akparti’ye geçiveriyor. Ve Chp, daha doğrusu Özgür Özel  bu süreci yönetmekte zorlanıyor, parti tabanı şaşkın..

 Oysa bu transfer birden bire gerçekleşen bir transfer değil.. Son yerel seçimlerde Özgür Özel Çerçioğlu’nu aday göstermemek için direniyor. Çünkü Çerçioğlu, Kılıçdaroğlu’na çok yakın bir isim. Zaten O’nun sayesinde ve kayınpederinin maddi destekleriyle siyaset arenasına adım atıyor..  Özgür Özel’i zorla ikna ediyorlar, Kılıçdaroğlu’nun özel ricasını iletiyorlar filan derken Çerçioğlu yeniden aday gösteriliyor. Aslında Özel’in dediği gibi Chp Aydın’da kimi aday gösterse kazanacak durumda.. Ne var ki seçimi kazanan Çerçioğlu’nun yıldızı Özgür Özel ile bir türlü barışmıyor. Sürekli aralarında bir soğukluk var. Kafasına belki de o günlerde koydu partiden ayrılmayı, bilmiyoruz.. Ama bir gerçek var ki; Kılıçdaroğlu ile sürekli istişare halinde.. Özgür Özel genel başkan olduğu günden beri partisine hakim olamadığı gibi, Çerçioğlu’na da hakim olamıyor.. Bu transferde Kılıçdaroğlu’ndan icazet alınmış mıdır, bilemiyoruz; ancak şeytan böyle bir soruyu  aklımıza getirmiyor da değil!

Ülkemizdeki maalesef bütün belediyelerde olduğu gibi Aydın’da da yapılan bazı usülsüzlükler neticesinde fırsattan istifade Çerçioğlu’na aba altından sopa gösteriliyor. Kırk katır mı, kırk satır mı; ya içeri, ya bizim ev! Bunlar Çerçioğlu’nun kendi ifadeleri, biz uydurmuyoruz. 6 metrekarelik yerde yaşayamayacağını kendisi söylemiş. Eski genel başkanı bunu tüm kamuoyu önünde açıkladı. Peki bazı usülsüzler içinde olmayan, daha doğrusu pisliğe bulaşmayan birisi ya da birileri böyle bir durumda kendisine yıllarca ikbal sağlayan partisini yarı yolda bırakır mı? Bırakmaz, bırakmamalı!

Yıllardır yazıp çiziyoruz. Lütfen şu Sayıştay denetçilerinin raporlarını dikkate alın ve bu raporlar doğrultusunda soruşturmalar, davalar açın; gerekirse sorumlulara görevden el çektirin diyoruz. Sayıştay denetçileri öyle güzel raporlar hazırlıyorlar ki, ama bu raporları dikkate alan kim! Sayıştay kurumunun, bu raporlar doğrultusunda yargılama yetkisi olması gerekir.. Bakın o zaman başta belediyeler olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarındaki usülsüzlükler ve yolsuzluklar nasıl asgariye iniyor..

Siyasi transferleri hiçbir zaman etik ve ahlaklı bulmadığımızı bir kere daha ifade edelim.. Zaten yeterince yıpranmış olan siyaset kurumunu bu tür geçişler daha çok yıpratır.. Oysa siyaset kurumuna her demokratik ülkenin olduğu gibi ülkemizin de her zaman ihtiyacı var.. O nedenle bu kurum asla yıpratılmamalı…

Gelelim bir türlü gelemediğimiz asıl konumuza.. Çerçioğlu Akparti’nin 24. kuruluş yıldönümünde sahneye çıkarılıyor.. Erdoğan kendisine parti rozeti takacak; heyecanla bekliyor. O da ne Erdoğan rozeti takmayı reddediyor; Çerçioğlu kısa bir şaşkınlık geçiriyor ve geçici bir şok yaşıyor.. Ne var ki aynı Erdoğan Aydın’dan partisine katılan 3 belediye başkanının rozetini bizzat takıyor.. Bu davranışının siyasi, psikolojik ve sosyolojik okuması bize göre şu olsa gerek! Karşıdakinin usülsüzlüklerini ve yolsuzluklarını, ayrıca parti değiştirme üslubunu onaylamıyor ve karşısındakini de değersizleştiriyor.. Bu değersizleştirilmeye rağmen kürsüye çıkıp ilkokul müsamere talebesi üslubuyla inandırıcı olmayan bir konuşma yapması da Çerçioğlu’nun eksi hanesine yazılanlardan.

Erdoğan partisine geçen bir belediye başkanına rozet takmayarak hem Çerçioğlu’na, hem Chp’lilere, hem de kendi tabanına önemli bir mesaj verdi.. Mesaj vermekle kalmayıp, yaptığı hamleyle Chp’yi çok zor durumda bıraktı.. Ancak kirli ve kirlenmiş siyasetin ve siyasetçilerin temizlenme yolu ve yöntemi bu olmamalı elbette!

Peki ya Çerçioğlu siyasi transfer olan son kişi mi olacak? Elbette hayır! Bize gelen duyumlara göre pek çok belediye başkanı ve meclis üyesi sıra bekliyor.. Vekiller de cabası.. Ne yazık değil mi, ülkemizin düştüğü, düşürüldüğü duruma bakın. Antalya’dan bile Akparti’ye geçme potansiyeli çok yüksek olan  5 belediye başkanından söz ediliyor..

Geleceğe baktığımızda ise; bu parti değiştirenlerin yeni partilerinde aradıklarını bulamaması durumunda, eski ya da eskimiş, eskitilmiş partilerine geri döndükleri görülür. Bunun adı da büyük puntolarla “yuvaya dönüş” olur, vesselam…